Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadele hiç de hazırlıklı olmadığı yaşamakta olduğumuz felakette ortaya çıktı.
Akdeniz ve Ege sahillerinin gözde turizm bölgelerindeki ormanlarımız cayır cayır yanıp kül oldu.
Belediye başkanlarının “uçak gönderin, uçak gönderin” feryatları ve gözyaşları içinde ormanlarımız yok olup gitti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu en parlak cumhuriyet kurumlarından biri olan Türk Hava Kurumu’nu (THK) yıllar içinde ve planlı bir şekilde yok etmek için uğraşan iktidarın elinde Rusya’dan kiraladığı, Türkiye koşullarına uygun olmayan üç yangın söndürme uçağından başka bir şey olmadığı da anlaşıldı.
Ayrıca Atatürk’e karşı ideolojik bir takıntıyla hareket eden iktidarın THK’nın elindeki yangın söndürme uçaklarını kötülemek dışında bir şey yapmadığı da ortaya çıktı.
“Hurda, motorlarına kuşlar yuva yapmış” denilen THK uçaklarının iktidar tarafından çürümeye bırakılmış olmalarına karşın, yakın zamana kadar gösteri uçuşu yaptıkları, çalışır durumda oldukları, 2019’daki festivalde başarıyla uçtukları, 2016’da İsrail’deki yangını söndürdükleri de görüntüleriyle kanıtlandı.
Rusya’dan kiralanan üç uçağın yangın felaketi karşısında etkisiz kaldıkları da görüldü. Avrupa Birliği ülkelerinden yardım istemek zorunda kalan iktidar, gönderilen uçaklarla mücadele etmeye çalıştı. 2002 yılında 19 uçakla Avrupa’nın en büyük yangın söndürme filosuna sahip THK’nın nasıl felç edildiği gözler önüne serildi.
İktidar kabul etmese de, THK’da da görev yapmış pilot ve teknisyenlerin CL-215 yangın söndürme uçaklarını kısa süre içinde uçurabilecekleri de anlaşıldı.
THK’nın içinin boşaltıldığı, uçakların hangara çekildiği, pilotların ve teknisyenlerin işten atıldığı bu dönemde yaşanan yangın felaketi karşısında yurtsever havacılar yangın uçaklarını kısa sürede uçurabileceklerini kamuoyuna duyurdular.
THK’da uzun süre görev yapmış emekli Hava Albay Vasıf Yüceliş şu notu paylaştı sosyal medyada:
“ Beni telefonla arayan, mesaj gönderen onlarca uçak bakımcı arkadaşım, her türlü göreve talip bu ülkenin kahramanları, bizim kahramanlarımız sadece bir emir bekliyorlar.”
Vasıf Albay, eğer izin verilirse pilotlar ve teknisyenlerle THK’nın yangın söndürme uçaklarını kısa sürede uçurabileceklerini söylüyordu. Kendisine gönderilen mesajlar şöyleydi:
“Ben emekli hava uçak bakım astsubay Bahadır Altıok. Eğer yeni bir oluşum olur ise bunun içinde yer almak isterim.”
“24 sene F-4 uçaklarında görev yaptım. Konya’da sizi de uçurmuştuk. Ne gerekiyorsa; fedakârlık, emek, ben varım.”
“Komutanım turbo prop. personeli, uçak motor, gövde teknisyenleri göreve hazır. Uçak bakım okul komutanlığında görev yaptığım tüm öğretmenlerimiz göreve talip olduklarını ilettiler. Pilotlarımız ile görüştüm, hepsi göreve hazır.”
THK pilotları da “milli çağrı” adı altında bir duyuru yaparak göreve hazır olduklarını, görev emri istediklerini duyurdular. Pilotlar, izin verildiği taktirde yerde yatan THK yangın söndürme uçaklarını 7 gün içinde uçurabileceklerini ilân ettiler.
Türk Hava Kuvvetleri ve THK’dan yetişen pilotlar ve teknisyenler ulusal görev bilinci içinde yangın uçaklarını uçurmak ve yangınla mücadele etmek için hazırlar. Ancak, iktidar bu çağrılara kulağını kapatmış durumda.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, THK yangın uçaklarını kötülemeyi sürdürürken, İspanya ve Hırvatistan’dan gelen yangın söndürme uçaklarının THK’nın uçaklarıyla aynı olduğu da ortaya çıktı. Bakan Pakdemirli durumu, “ormanların yanmasına müsaade etmek zorunda kaldık” diye özetledi.
Oysa iktidar ideolojik takıntı yüzünden THK’yı çökertmeyip uçakların bakımını düzenli olarak yaptırsaydı, birçok yangın büyümeden söndürülebilirdi. Bunun sorumluluğu yüksektir.
Bugün bile havacılarımız uçakları 7 gün içinde uçurabileceklerini söylüyorlar.
Bugün yaşadığımız yangınlar, ormanları, birçok yerleşim yerini küle çevirdikten sonra bitebilir. Ama bu mevsimde ve bundan sonraki yıllarda da orman yangınları olacaktır.
Bu durum iktidarın ders alması gereken bir felakettir.
Bırakan havacılarımız uçakları uçursunlar.
Yangın söndürme filomuzu yeniden kursunlar.