22 Temmuz 2024
Değerli okurlar, bir önceki yazımda, vergi kanunlarında değişiklikler öngören torba yasa teklifinin 16 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sevk edildiğini ve kısa sürede yasalaştırılmasının planlandığını yazmıştım.
Söz konusu yazıda, teklifte kurumlar vergisi mükellefleri için, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara (özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına) uygulanmak üzere getirilmesi öngörülen yurt içi asgari kurumlar vergisine ilişkin teklifte ve madde gerekçesinde yer alan açıklamalardan anladığım kadarıyla bilgiler vermiş ve değerlendirmelerde bulunmuştum.
Torba yasa teklifini görüşmek için Plan ve Bütçe Komisyonu 18 Temmuz’da toplandı ve yasa teklifi 19 Temmuz’a sarkan birleşimde bazı değişikliklerle kabul edildi. Bu gidişle teklif bu hafta yasalaşacak.
Bugünkü yazımda, yurt içi asgari vergi uygulamasına ilişkin Komisyonda yapılan değişiklikler ile başta geçmiş yıl zararlarının asgari vergi matrahından mahsubu konusu olmak üzere bazı konulardaki görüşlerimi açıklamaya çalışacağım.
Önce asgari kurumlar vergisinin neden getirilmek istendiğini açıklamak isterim.
Öncelikle hükûmetin 2024-2026 dönemine ilişkin Orta Vadeli Programda (OVP) etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılacağını ilan ettiğini hatırlatmak isterim.
Nitekim torba yasa teklifinin “genel gerekçeler” bölümünde de OVP'de yer aldığı şekilde indirim ve istisnaların gözden geçirilmesi sonucunda bazı istisna ve indirimlerin kaldırılmakta, bazılarının ise uygulama şeklinin değiştirilmekte olduğu belirtiliyor. Bu kapsamda, teklifte;
* Yatırım fon ve ortaklıklarına tanınan istisna, bu fon ve ortaklıkların gayrimenkul kazançlarının belirli bir kısmını kâr payı olarak dağıtmaları şartına bağlanıyor.
* Serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere tanınan kazanç istisnasının ihracat gelirleri ile sınırlandırılması öngörülüyor.
* Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan bazı istisnaların revize edilmesi, bazı istisnalarda indirim ve iade hakkının kaldırılarak yüklenilen vergilerin doğrudan gider yazılması öneriliyor.
Yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması ile kurumların bazı istisna ve indirimler nedeniyle fiilen ödedikleri kurumlar vergilerinin kanuni oranların çok altında kalması gerekçesiyle, ödenecek kurumlar vergisinin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’undan az olamayacağı düzenleniyor.
Yani kamuoyu tepkisine bağlı olarak kaldırılması mümkün olan istisna ve indirimleri kaldırmak, kaldırılamayanların ise kullanımını bazı şartlara bağlamak ve/veya asgari kurumlar vergisi uygulaması ile bu kazançlar üzerinden bir miktar vergi almak amaçlanıyor.
Bunun farklı bir örneğini 2022 yılı kurumlar vergisine ek olarak bir defalık alınan “ek vergi” ile yaşadık. Ek vergi düzenlemesinin tedvin tarzı yurt içi asgari kurumlar vergisinden farklı idi. Ek vergiye tabi olan istisna ve indirimler kanunda sayılarak bu tutarlar üzerinden yüzde 10 (bazı istisna kazançlar için yüzde 5) ek vergi alınması tercih edilmişti.
Yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulamasında ise beyan yoluyla ödenecek kurumlar vergisinin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10'undan az olamayacağı belirtildikten sonra, asgari vergi hesaplanması sırasında bu kurum kazancından düşülmesine izin verilen istisna ve indirimlerin tek tek sayılması yöntemi tercih edilmiş bulunuyor.
Buna göre, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından düşülmesi mümkün bulunan indirim ve istisna kazançların dışındaki kazançların tamamı asgari kurumlar vergisi matrahına dahil edilecek, yani asgari vergiye tabi olacak.
Teklife göre, asgari kurumlar vergisi hesabında, indirim ve istisna öncesi kurum kazancından öncelikle aşağıda saydığım istisna ve indirimlerin düşülmesi, kalan tutar üzerinden yüzde 10 asgari vergi hesaplanması, beyan üzerinden hesaplanan verginin bu tutarın altında kalması halinde bu tutarın tahakkuka esas alınması (yani tahakkuk ettirilecek verginin bu tutara tamamlanması) öngörülmüştü:
- İştirak kazançları istisnası (KVK Md.5/1-a),
- Emisyon primi kazanç istisnası (KVK Md.5/1-ç),
- Sahip olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında, KVK'nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan yatırım fon ve ortaklıklarının istisna kazançları,
- Kooperatiflerde risturn istisnası (KVK Md.5/1-i),
- Finansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna (KVK Md.5/1-j ve k),
- 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında vergiden istisna edilen kazançlar,
- Girişim sermayesi fonu indirimi (KVK Md.10/1-g),
- Korumalı işyeri indirimi (KVK Md.10/1-h),
- 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407’nci maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin istisna kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgeleri kazançları ile Ar-Ge ve tasarım indirimleri.
Yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması ile ilgili teklifin 36’ncı maddesinde Komisyonda yapılan değişikliği yazının sonundaki tabloda görebilirsiniz.
Özetle ifade etmek gerekirse, istisna ve indirim öncesi kurum kazancından düşülecek tutarlara aşağıdaki istisna ve indirimler de eklendi, yani bu indirim ve istisnalar üzerinden de asgari vergi hesaplanmayacak:
* 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu kapsamında vergiden istisna edilen kazançlar,
* 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki kazanç istisnası ile kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilen Ar-Ge ve tasarım indirimleri (Teklifte sadece mikro ve küçük işletmelerin istisna kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgeleri kazançları ile Ar-Ge ve tasarım indirimlerinin kurum kazancından indirilmesi ve böylece asgari vergiye tabi tutulmaması öngörülmüştü. Yapılan değişiklikle, teknoloji geliştirme bölgelerinde elde edilen kazançlara uygulanan kazanç istisnaları ile indirime dayanak teşkil eden kanuna bakılmaksızın tüm Ar-Ge ve tasarım indirimleri asgari vergi kapsamı dışına çıkarıldı.)
Asgari kurumlar vergisine tabi istisna kazançlar neler?
Komisyonda yapılan değişiklikten sonra asgari vergiye tabi olacak istisna kazançlar şöyle oluştu:
Geçmiş yıl zararları asgari vergi matrahından mahsup edilemeyecek mi?
Kamuoyu günlerdir bu konuyu tartışıyor.
Normalde gerek dönem mali zararı gerekse geçmiş yıl zararlarının asgari vergiye tabi tutulacak istisna ve indirim öncesi kazanç tutarından düşülmesi gerekir.
Bu husus, hem asgari verginin getirilme gerekçesinin hem de geçmiş yıl veya cari dönem zararı ayırımı yapılmaksızın Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde yer alan zarar mahsubuna ilişkin yasal düzenlemenin zorunlu bir sonucudur.
“İndirim”den kasıt, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde geçmiş yıl zarar mahsubu yapıldıktan sonra pozitif bir rakamın kalması halinde, bu rakamla sınırlı olarak, matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarların indirilmesidir. Bu indirimlerin büyük çoğunluğunun yasal dayanağı KVK’nın 10 uncu maddesidir.
Kurumlar Vergisi Beyannamesi üzerindeki yönlendirmeye göre, asgari vergiye tabi indirimleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Asgari verginin matrahı, istisna ve indirimler öncesi kurum kazancıdır. Asgari vergi uygulaması ile devletin verdiği vergisel teşvikler öncesi kazancın belli bir oranda vergilendirilmesi sağlanarak, teşvikler bu ölçüde azaltılmaktadır. Devletin sağladığı bu teşviklere “vergi harcaması” denilir. Zarar mahsup hakkı vergi harcaması niteliğinde değildir.
Gelir İdaresi Başkanlığının 2023 yılına ilişkin Vergi Harcamaları Raporunda zarar mahsubunun vergi harcaması niteliğinde olmadığı aşağıdaki ifadelerle açıklanmaktadır:
“Eğer bir uygulama sadece belirli bir mükellef veya mükellef grubuna ilişkin olmayıp genele ilişkin bir düzenleme içeriyorsa bu vergi harcaması olarak kabul edilmeyecektir. Örneğin bir vergi kanununda düzenlenen oran indirimi, herhangi bir koşul ve şart aranmaksızın her mükellefe uygulanabiliyorsa veya uygulanma imkânı varsa bu şekildeki bir düzenleme vergi harcaması olarak değerlendirilmeyecektir. Yine aynı şekilde çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında ülkeler arasında belirli alanların vergi dışı bırakılması veya düşük oran uygulanması vergi harcaması olarak kabul edilmeyecektir. Benzer şekilde amortisman hesaplanması, karşılık ayrılması, zarar mahsubu, vergi mahsubu, gider indirimi gibi uygulamalar da vergi yapısının standart unsurları arasındadır.”
Cari dönem zararının asgari vergi matrahından indirim konusu yapılacağı tartışmasızdır. Çünkü getirilmesi öngörülen yasal düzenlemeye göre, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı ibaresi, hesap dönemi sonundaki ticari bilanço karına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesiyle bulunan tutarı ifade eder (Teklif Md. 36/6.)
Zarar durumunda zarar tutarına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesiyle (daha doğru bir ifade ile zarar tutarından kanunen kabul edilmeyen giderlerin düşülmesiyle) bulunan tutarın asgari vergi hesabına esas alınacağı açıktır. Nitekim gerekçede, “Üzerinden %10 kurumlar vergisi hesaplanacak kurum kazancı olarak ticari bilanço karına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve maddede öngörülen istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar dikkate alınacaktır.” ifadesi ile bu husus açıkça belirtilmektedir.
Ancak yasal düzenlemedeki bu sorunlu ifade “geçmiş yıl zararlarının” asgari vergi matrahından indirilip indirilmeyeceği konusunda tereddüt yaratmaktadır. Geçmiş yıl zararı bir indirim değildir. Vergi harcaması da değildir. Bu nedenle asgari kurumlar vergisi matrahından mahsubu mümkündür. Cari dönem zararının mahsubuna izin verilirken sonraki yıllara devreden zararlara izin verilmemesi düşünülemez. Açık bir çelişki olur.
Eğer Meclis Genel Kurulunda, yasal düzenleme bu hususa açıklık getirecek şekilde düzeltilmez ve Maliye Bakanlığına tanınan yetki de bu doğrultuda kullanılmazsa, çok sayıda ihtilaflar yaşanması kaçınılmazdır.
Maliye yaşadığı 2022 ek vergi deneyiminden sonra asgari kurumlar vergisi hazırlıkları sırasında ihtilaf yaşanmaması için doğru yaklaşımlar sergilemiştir. Hasılat/ciro üzerinden asgari vergi alınmasından vazgeçmiş, vergi oran indirimlerinin sağladığı müktesep hakları korumuştur. Geçmiş yıl zararları konusunda da bu olumlu yaklaşımını sürdürmelidir!
Asgari kurumlar vergisi uygulamaları ile ilgili diğer eleştirilerimi şöyle sıralayabilirim:
* Asgari vergi matrahı hesaplanırken dönem ticari kar veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler nasıl ekleniyorsa matrahtan çeşitli nedenlerle indirilen tutarların da (kıdem tazminatı karşılığındaki azalma, sonradan ödenen sigorta primleri, örtülü sermaye nedeniyle oluşan kur farkı gelirleri vs.) düşülmesi gerekir. Yani dönem ticari kar veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve standart farklılığı ve bazı özel düzenlemelerden kaynaklanan indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan kurum kazancına, “indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı” olarak itibar edilmesi gerektiği açıktır.
* Asgari kurumlar vergisi hesabından matrahtan indirimi mümkün bulunan istisnalar arasına yatırım indirimi istisnası (Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulanlar) ile yurtdışı iştirak ve şube kazançları istisnaları da (KVK Md. 5/1-b ve g) dahil edilmelidir. Aksi durumda bu kazançlar üzerinden çok yüksek bir vergileme yapılmış olur.
* Yürürlükteki ikili veya çok taraflı uluslararası anlaşmalar uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların asgari vergi matrahından düşüleceği konusunda Maliye tarafından tebliğ veya sirküler çıkarılmalıdır. Bunun için yasal düzenleme yapılmasına gerek yok.
* Asgari kurumlar vergisinin yürürlüğe gireceği 1.1.2025 tarihine kadar alınacak teşvik belgelerinin de asgari vergi kapsamından çıkarılması gerekir. Bu madde 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdikten sonra teşvik belgesi alacak olan tüm yatırımcıların asgari kurumlar vergisine tabi olacaklarını bilecekleri söylenebilirse de, torba yasanın Resmî Gazete’de yayımı tarihinden önce yatırımı planlamış ve hatta teşvik belgesi başvurusunda bulunmuş olanlar bakımından gerekli düzenleme yapılmalıdır.
* Tüm bağış ve yardım indirimlerinin asgari vergi kapsamında olması doğru değil. En azından afet nedeniyle yapılan yardım kampanyaları kapsam dışına çıkarılmalıdır.
Teklifte yer alan 36. madde | Komisyonda kabul edilen 36.madde |
MADDE 36- 5520 sayılı Kanuna 32/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. |
MADDE 36- 5520 sayılı Kanuna 32/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. |
Erdoğan Sağlam kimdir?Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor. Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir. Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı. İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor. Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor. 2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı. Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir. |
Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...
Yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır
Sermaye azaltımına ilişkin düzenleme tasfiyede uygulanamaz!
© Tüm hakları saklıdır.