03 Ocak 2025

Vergide 2025 tahminlerim…

Korkutmak gibi olmasın ama 2025 yılında radikal kararlar alınması ihtimal dahilinde. Umarım kapalı kapılar ardında yeni ek vergiler ve net aktif vergisi gibi olağanüstü düzenlemeler için hazırlık yapılmıyordur!

Değerli okurlar, vergide 2024 yılı çok hareketli geçti. Birçok vergi istisnası kaldırıldı veya daraltıldı. Ancak yapılan düzenlemelerin çoğunun vergi tahsilatına etkisi 2025 yılından itibaren başlayacak.

2025 yılı bütçe kanununa baktığımda kurumlar vergisi ile ilgili değişikliklerden Maliye’nin çok yüksek bir beklentisi olmadığı sonucunu çıkarıyorum. Çünkü 2024 yılı Kasım ayı bütçe gelir gerçekleşmelerine göre, kurumlar vergisinde 11 aylık gerçekleşme oranı yüzde 34 seviyesinde kalmış, 2023’ün aynı dönemine göre ise yüzde 30,5 azalmış.

2025 bütçesinde de kurumlar vergisi artış hedefi yüzde 30 olarak belirlenmiş.

Demek ki, kurumlar vergisinde, yapılan bunca değişikliğe rağmen önemli bir artış beklenmiyor!

Orta Vadeli Programa (2025-2027) baktığımda da aşağıdaki başlıklar altında özetlediğim maliye politikası hedeflerini çok yeterli görmüyorum:

- 2023 yılında yüzde 16,8 olarak gerçekleşen vergi yükü oranının Program döneminde yüzde 18 olması hedefleniyor.

- Vergi tabanının genişletilmesi ve vergilemede gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecek.

- Etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılmasına devam edilecek.

- Kayıt dışılıkla mücadele etkin bir şekilde sürdürülecek. Maliye Bakanı ısrarla bu hedefi her açıklamasında belirtiyor, gündemde tutuyor.

- Orta vadede doğrudan vergilerin payı artırılacak.

- Gelir, kurumlar, katma değer vergileri kanunları ile vergi usul kanununun, vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde, vergi tabanının genişletilmesine ve gönüllü uyumun artırılmasına destek veren, sade ve kolay uygulanabilir bir yapı oluşturulmak amacıyla güncellenmesi yönünde düzenlemeler hayata geçirilecek. Bu hedef çerçevesinde “vergide sadeleşme” adı altında çalışmalara başlandığını gözlemliyoruz.

Bu giriş çerçevesinde, vergide 2025 beklentilerimi aşağıdaki şekilde özetleyebilirim:

- Sürekli vurgulanan, dolaysız vergilerin payını artırma hedefi, eğer sürpriz bazı düzenlemeler yapılmazsa, 2025 yılında gerçekleşecek gibi gözükmüyor. Çünkü bugüne kadar yapılan düzenlemeler ve vergi denetimini yaygınlaştırma çabaları vergi gelirlerinde önemli bir artış sağlamadı. Zaten vergi denetimi ile vergi tahsilatı artırılmaz. Vergi denetiminin ana amacı tahsilatı artırmak değildir.

- Bu nedenle, korkutmak gibi olmasın ama 2025 yılında radikal kararlar alınması ihtimal dahilindedir. Umarım kapalı kapılar ardında yeni ek vergiler ve net aktif vergisi gibi olağanüstü düzenlemeler için hazırlık yapılmıyordur!

- Enflasyon düzeltmesi, Maliyenin beklediğinin aksine gelir ve kurumlar vergisinde bir artış sağlamadı, hatta önemli düşüşlere neden oldu. Bundan sonra da resmi enflasyon oranlarının düşecek olması nedeniyle taşıma katsayıları düşük oluşacağı için vergisel etkisi sınırlı kalacak, yani beklenen vergi artışı bu dönemde de sağlanamayacak. Bu nedenle acilen (2025 yılından başlayarak) mükellefleri enflasyon düzeltmesinden kurtarmanın zamanı geldi. Ancak öz kaynakları yüksek olan mükelleflerin bu uygulama karşısındaki avantajlarını düşünerek uygulama isteğe bağlı kılınabilir.

- 2025 yılının ilk yarısında yeni bir torba yasa bekliyorum. Bazı istisna ve indirimleri kaldıracak veya daraltacak düzenlemeler bu torba yasaya konu olabilir. Özellikle KDV ile ilgili düzenlemeler yapılmasını bekliyorum.

- Af çıkar mı?” diye sürekli sorular alıyorum. Bence eski paketlere benzer bir af çıkmaz, ancak borç yapılanması şeklinde bir düzenleme yapılması yüksek bir olasılık. Tahminim yılın ilk çeyreğinde böyle bir düzenlemenin hayata geçirileceği yönünde...

- Kredi faizlerinin çok yüksek olduğu bu dönemde vergi ve sigorta borcu olan mükelleflerin rahatlatılması şart. Maliye ile mükellefler arasında çok ihtilaf yaşanıyor, son dönemlerde maalesef dava sayısı çok arttı. Bunda son yasal düzenlemeler ile Maliyenin tebliğ bazındaki yaklaşımın çok etkisi var. Uzlaşmada yapılan son değişiklik nedeniyle dava sayılarının daha da artması bekleniyor. Bu nedenle çıkarılması muhtemel yapılandırma yasasının kapsamına dava/uzlaşma/tarh aşamasındaki işlemlerin de dahil edilmesi isabetli olacaktır!

- Başta finansman gider kısıtlaması olmak üzere, mevzuatımızda sadeleşme bekleyen birçok sorun var. Uyuşmazlık sayısını azaltacak düzenlemelere acilen ihtiyaç var. Maliye hangi konularda sadeleşme gerektiğini, uyuşmazlık konularına bakarak kolayca tespit edebilir. Maliyeye yardımcı olmak için birkaç hususu sıralamak isterim: Başta enflasyon düzeltmesi olmak üzere finansman gider kısıtlaması, yüzde 5 uyumlu vergi mükellefine indirim, örtülü sermayede karşı taraf düzeltmesi, nakdi sermaye artırımında faiz indirimi vs…

- 2025 yılında uygulamaya girecek yurt içi asgari kurumlar vergisinde başta geçmiş yıl zararlarının mahsubu olmak üzere çok önemli sorunlar var. Vergi istisna, muafiyet ve indirimler (yani vergi harcamaları) üzerinden vergi almayı öngören haklı bir düzenleme geçmiş yıl zararlarından vergi almaya çalışarak kamuoyu desteğinden mahrum kalmaya mahkumdur.

Maliye yurt içi asgari kurumlar vergisi matrahından geçmiş yıl zararlarını mahsup ettirmeme ısrarından vazgeçmelidir.

Eğer tebliğ ile bu konuda bir açıklama veya düzenleme yapmak istemiyorsa, 2025’in ilk torba yasasına bu sorunları çözecek maddeler eklenmesini sağlamalıdır.

Yoksa çok sayıda uyuşmazlık yaşanması kaçınılmaz olur.

Bir vergi sistemi bu kadar ihtilafı kaldıramaz!

Bu yazı için son sözlerim…

2024 yılı vergi mükellefleri ve mali müşavirler için çok zor geçti. Umarım böyle bir yılı bir daha yaşamayız. 2025 yılının tüm vergi mükellefleri ve mali müşavirler için sakin ve huzurlu geçmesini dilerim…

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Personele araç tahsis eden şirketler ne ölçüde vergisel risk altında!

Tahsis edilen araç sadece işe gidip gelmeye yönelik değilse veya araç özel amaçlar için kullanılmak üzere tahsis edilmemişse, yani şirket faaliyetlerinde kullanılmak üzere tahsis edilmişse, ortada çalışana sağlanan bir menfaat yoktur, bir diğer ifadeyle araç tahsisi ücret olarak değerlendirilemez

Kâr paylarında stopaj oranı yüzde 10’dan yüzde 15’e yükseltildi

Gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekmeyen kâr paylarından da stopaj yoluyla vergi tahsil edilmiş olacak...

İştirak hissesi satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnasının oranı Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü

Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...

"
"