17 Temmuz 2024

Vergi kanunlarında değişiklikler içeren torba yasa teklifi Meclis'e sevk edildi; yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması ile ilgili detaylar

İş dünyasının eleştirileri dikkat alınmamış görünüyor, benim tespit edebildiğim tek önemli değişiklik yerel asgari kurumlar vergisinde hasılat üzerinden asgari vergi alınmaktan vazgeçilmiş olması

Kamuoyunu uzun bir süredir meşgul eden ve tartışmalara yol açan torba yasa teklifi nihayet dün (16 Temmuz 2024) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sevk edildi. Teklifin temmuz ayı sonuna kadar yasalaştırılması bekleniyor.

Kamuoyuna ilk sızan sunumda çok daha fazla değişiklik yapılması öngörülüyordu. Tepkiler üzerine bazı değişikliklerden vazgeçildiği, bir kısmının ise sonbaharda gündeme gelmesi beklenen sonraki torba yasa kapsamında değerlendirileceği kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Meclise sevk edilen metnin, kapsamı daraltılan ve 1 Temmuz'da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından sivil toplum kuruluşlarına yapılan sunuma esas metin olduğu anlaşılıyor. Bu toplantıda gündeme getirilen iş dünyasının eleştirileri dikkat alınmamış görünüyor. Benim tespit edebildiğim en önemli değişiklik yurt içi asgari kurumlar vergisinde hasılat üzerinden asgari vergi alınmaktan vazgeçilmiş olması...

Yüklenilen KDV'nin indiriminin 5 takvim yılı ile sınırlandırılması ve KDV beyannamelerinde yer alan indirilecek KDV tutarlarının 5 takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilememesi halinde, bu sürede indirilemeyen KDV'nin yapılacak vergi incelemesi ile gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenlemeye yönelik eleştirilerin ise dikkate alınmadığı görülüyor. Bence torba yasa teklifinin en çok tartışılan hükmü bu düzenleme olacak. Bu düzenlemenin mülkiyet hakkının sınırlandırılması gerekçesiyle çok sayıda ihtilaflara yol açacağını bugünden söylemek mümkün.

Tabii ki teklifin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken bazı değişikliklere uğraması veya teklife yeni düzenlemeler eklenmesi söz konusu olabilir. Özellikle kesinleşmiş vergi ve sigorta borçlarına ilişkin bir yeniden yapılandırma düzenlemesinin umutla yasa teklifine eklenmesinin beklendiğini ifade edebilirim.

Bugünkü yazımda teklifin yurt içi asgari kurumlar vergisi hükümlerine ilişkin bilgi verecek ve değerlendirmelerde bulunacağım. Fırsat buldukça ileride kaleme alacağım yazılarda diğer düzenleme önerilerine de değineceğim.

Teklifle, kurumlar vergisi mükelleflerine yurt içi asgari kurumlar vergisi getiriliyor. Gerekçede bu düzenleme, kurumlar vergisi mükelleflerinin hesaplayacakları kurumlar vergisinin tespitine yönelik ihdas edilen yeni bir vergi güvenlik müessesi olarak takdim ediliyor.

Teklife göre, Kurumlar Vergi Kanununun 32 ve 32/A maddeleri hükümleri dikkate alınarak hesaplanacak kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10'undan az olamayacak.

Bu değerlendirme yapılırken, kurum kazancından aşağıdaki istisna ve indirimler düşülecek, yani bu tutarlar üzerinden asgari kurumlar vergisi hesaplanmayacak (Bir defalık ek kurumlar vergisinde yapılan hatanın yurt içi asgari kurumlar vergisinde yapılmadığını görüyoruz).

- İştirak kazançları istisnası (KVK Md.5/1-a),

- Emisyon primi kazanç istisnası (KVK Md.5/1-ç),

- Sahip olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında, KVK'nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan yatırım fon ve ortaklıklarının istisna kazançları,

- Kooperatiflerde risturn istisnası (KVK Md.5/1-i),

- Finansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna (KVK Md.5/1-j ve k),

- 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında vergiden istisna edilen kazançlar,

- Girişim sermayesi fonu indirimi (KVK Md.10/1-g),

- Korumalı işyeri indirimi (KVK Md.10/1-h),

- 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin istisna kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgeleri kazançları ile Ar-Ge ve tasarım indirimleri.

Bunların dışındaki istisna ve indirimler yüzde 10 asgari kurumlar vergisinin hesabında dikkate alınacak.

Yukarıda sayılan istisna ve indirimler uygulandıktan kalan tutar (asgari kurumlar vergisi matrahı) üzerinden yüzde 10 oranında hesaplanacak asgari kurumlar vergisi tutarı, mevcut hükümlere göre beyan üzerinden hesaplanacak normal kurumlar vergisi ile karşılaştırılacak ve büyük olan tutar tahakkuka esas alınacak.

Tabii ki yüzde 10 asgari vergi uygulanacak kurum kazancı (matrah), ticari bilanço kârına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve yukarıda sayılan istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar olacak. 

Treklif metninde ve gerekçede belirtilmemiş olsa da, kurumlar vergisi beyannamesinin "Diğer indirimler" veya "Diğer indirimler ve istisnalar" satırlarında gösterilmekle birlikte, mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamenin bu satırlarına yazılan (Türkiye Muhasebe Standartları / Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasındaki değerleme farkları, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda borç alan kurum nezdinde Türk Lirası'nın değer kazanması sonucu oluşan kur farkı gelirleri, kıdem tazminatı karşılığı iptali, vergi borçlarına mahsup edilen ve gelir olarak dikkate alınan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesi kapsamındaki indirim hakkı, sonradan ödenen sigorta primi gibi) tutarların da asgari kurumlar vergisi matrahına esas alınacak kurum kazancından indirileceği tabiidir.

Ayrıca, mevcut indirimli vergi oranlarının sağladığı hakların da korunması gerekir. Nitekim teklifin iligli maddesinde, payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az yüzde 20 oranında halka arz edilen kurumların beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına uygulanan iki puan indirim, ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına uygulanan beş puan indirim ve sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların münhasıran üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarına uygulanan bir puan indirim nedeniyle ödenmeyen vergiler ile maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınan teşvik belgeleri kapsamındaki yatırıma katkı tutarları ile sınırlı olmak üzere, mükelleflerin kendi beyannameleri üzerinde Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesi hükmüne istinaden indirimli kurumlar vergisi uygulaması nedeniyle ödenmeyen kurumlar vergilerinin asgari vergi hesaplaması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisinden mahsubuna imkan verilerek, mevcut indirimli oran hakları ile yatırım teşvik belgeleri kapsamındaki haklarının korunması öngörülmektedir. Daha önce basına yansıyan sunum ve metinlerde yer almayan bu müktesep hakların korunmuş olması fevkalade isabetlidir. Böylece çok sayıda ihtilafın önüne geçilmiş olacaktır.

İlk defa işe başlayan mükelleflerden, faaliyete başlanılan hesap döneminden itibaren 3 hesap dönemi için asgari kurumlar vergisi alınmayacaktır.

Cumhurbaşkanına, asgari kurumlar vergisi oranı olan yüzde 10'u; sektörler, faaliyet konusu, iş kolları ya da üretim alanları itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirme veya bir katına kadar artırma hususunda yetki verilmektedir.

Çok eleştirilen hasılat/ciro üzerinden de asgari vergi hesaplanmasını ve bu tutarın istisna ve indirim öncesi kurum kazancı üzerinden hesaplanan asgari vergi tutarı ile beyan üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi ile karşılaştırılmasını öngören hükmün metinden çıkarılmasını ise iki açıdan önemsiyorum.

Birincisi, uzun zaman sonra kamuoyundan gelen tepkilerin dikkate alınması ile hatalı bir düzenlemenin önüne geçilmiş olması...

Kamuoyu tepkisini ve önerilerini dikkate alan bu yapıcı yaklaşımı son derece isabetli ve değerli buluyorum.

İkincisi ise bu hatadan vazgeçilmesi ile çok sayıda ihtilafın da önüne geçilmiş olması...

Bu da son yıllarda vergi sistemimizi ihtilaflara boğan yaklaşımın terk edilmekte olduğunu gösteren sevindirici bir tutum değişikliği.

Teklif ve gerekçelerine buradan ulaşabilirsiniz.

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İştirak hissesi satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnasının oranı Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü

Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...

Yemek kartları ile ilgili yanlışta yargı kararına rağmen ısrar ediliyor!

Yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır

"
"