28 Ağustos 2024

Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarıldı, artık sadece cezalar için uzlaşılabilecek

Çok acele bir şekilde yapılan, uzlaşmaya ilişkin yeni yasal düzenlemenin acilen gözden geçirilmesi ve geçmişteki sorunlarla yeni mevzuatın yaratacağı müstakbel sorunları çözecek yeni bir düzenlemenin yapılması şarttır

Değerli okurlar, 7524 sayılı sayılı torba yasa ile vergiler uzlaşma kapsamından çıkarıldı. Bu değişiklik 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.

Buna göre sadece vergilere bağlı olarak kesilecek vergi ziyaı cezalar ile belli bir tutarı (2024 yılı için 23.000 TL'yi) aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşmaya konu edilebilecek.

Geçici bir maddeyle, değişikliğin yürürlüğe girdiği 2 Ağustos tarihinden önce uzlaşma talep edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş, uzlaşma günü verilmiş ancak uzlaşma görüşmesi yapılmamış ya da çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş veya uzlaşma talep süresi geçmemiş olan vergi ve cezalara ilişkin olarak eski hükümler uygulanacak. Yani bunlarda vergi aslı da uzlaşmaya konu edilecek.

Vergide uzlaşma nedir?

Vergide "uzlaşma" müessesesi, mükellef ile idare arasındaki uyuşmazlığın yargıya intikal etmeden idari aşamada çözülmesini sağlayan bir düzenleme. Tarhiyat öncesi ve sonrası olmak üzere iki türü var.

Vergi uyuşmazlıklarını yargıya intikal etmeden sona erdirmeyi amaçlayan, yargının iş yükünü azaltan bir uygulama. Mükellef ile idare arasındaki uyuşmazlığı, tarafların karşılıklı anlaşarak ortadan kaldırmalarını sağlıyor.

Mükellef uzlaşarak ödeyeceği tutardan indirim kazanıyor. İdare ise vergiyi bir an önce tahsil ediyor.

Özetle iki tarafın da kazandığı ve uzun bir süre başarı ile uygulanan uzlaşma müessesesi, geçmişte, şeffaf olmadığı ve indirim gerekçeleri tutanakta belirtilmediği için çok eleştirildi. Anayasaya aykırı olduğu iddia edildi.

Uzlaşma fiilen etkisizleştirildi

Yaşanan tartışmaların da etkisiyle yazılı olmayan bir talimatla uzlaşma bir standarda bağlandı. Vergi aslında indirim yapılmayıp sadece cezada indirim yapılır hale geldi. Ceza indirimi de konu ayırımı yapılmaksızın yüzde 80 indirim şeklinde uygulanmaya başlandı. Bu konunun detaylarına 17 Aralık 2020 tarihli yazımdan ulaşabilirsiniz. Böylece uzlaşmanın işlerliği azaltıldı.

Uzlaşma fiilen kaldırılmak istendi

Yakın zamanda uzlaşma yine yazılı olmayan bir talimatla bu defa fiilen kaldırılmaya çalışıldı. Yoğun tepkiler üzerine geri adım atıldı. Bu gelişmeyi değerlendirdiğim yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Son torba yasa ile vergi aslı uzlaşma dışına çıkarıldı. Böylece, uzlaşmanın en çok eleştirilen, vergi aslından indirim yapılması ihtimali de kaldırılmış oldu. Son zamanlarda zaten vergide indirim yapılmadığı için fiili durumun yasal düzenlemeye bağlandığını söylemek yanlış olmaz.

Vergi aslının uzlaşma dışı bırakılmasının sonuçları

Vergi aslının uzlaşma konusu olmasına ve vergi aslında indirim yapılmasına ilişkin eleştiriler de dikkate alınarak konu yeniden düzenlenseydi, çok daha isabetli olurdu. Sorunu bu şekilde çözmek (!) doğru değil.

Bu yaklaşım, uzlaşmanın olumlu yanlarının hiç dikkate alınmadığını gösteriyor. Uyuşmazlığı hem pratik hem de hukuki güvenlik çerçevesinde hızlı bir şekilde çözüme kavuşturmanın yararları değerlendirilmemiş anlaşılan. Bunu düzenlemenin hiç tartışılmadan yapılmasından da anlıyoruz.

Peki, bu yeni durum ne getirecek?

* Öncelikle, kesin olarak vergi uyuşmazlıklarının sayısının çok ama çok artacağını söylemek mümkün. Doğal olarak yargının iş yükü artacak. Vergi uyuşmazlıklarının sonuçlanma süresi uzayacak. Geçmişte özel usulsüzlük cezaları bir süre uzlaşma kapsamından çıkarıldığında dava sayısının çok arttığını gözlemlemiştik.

* Eskisinden farklı olarak artık sadece vergi ziyaı cezası (ve belli tutarı aşan genel ve özel usulsüzlük cezaları) uzlaşma konusu olabileceğinden, vergi ziyaı cezasında uzlaşma istensin istenmesin vergi aslı bağımsız olarak dava konusu edilebilecek.

* Vergi aslı için dava açıldıktan sonra vergi ziyaı için yapılan uzlaşma toplantısında uzlaşmanın sağlanamaması halinde cezalar için de dava açılabilecek. Bu durum aynı inceleme ile ilgili olarak iki farklı davanın görülmesine neden olacak. Tabii ki bu sorun bağlantı sebebiyle davaların birleştirilmesi yoluyla giderilebilir.

* Geçmişte vergi aslını dava edip vergi ziyaı cezasında uzlaşmak mümkün olmadığından, dava kaybedildiğinde mükelleflerin önüne çok büyük bir rakam (vergi aslı, ceza ve gecikme faizi) çıkmaktaydı. Şimdi dava kaybedildiğinde ceza olmayacak, sadece vergi ve gecikme faizi ödenecek. Gecikme faizi vergi matrahından indirilemiyor, bu durum faiz maliyetini artırsa da, uygulanan gecikme faizi oranına bağlı olarak gecikme faizi maliyetinin dava açma kararlarını olumsuz etkilemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü dava açan mükellef parayı kullanmaya devam edecektir. Bu durum da uyuşmazlıklarda dava açma eğilimini artıracaktır. Gecikme faizinde bileşik faiz uygulanmadığını da hatırlatmak isterim.

* Cezada uzlaşıp vergi aslı dava edildiğinde, davanın kazanılması halinde uzlaşma yoluyla kesinleşen ve ödenen cezanın akıbeti ne olacaktır? Tabii ki İdare bu durumda, cezanın uzlaşma yoluyla kesinleşmesine bağlı olarak ödendiğini, yapılan ödemenin vergi davasının kazanılması halinde iadesinin mümkün olamayacağını söyleyecektir. Ancak bu yorum tartışmaya açıktır, çünkü yargı kararıyla ortadan kaldırılan bir verginin üzerinden hesaplanarak ödenen cezanın hukuki dayanağı kalmamıştır. İdarenin yargı kararı üzerine tahsil ettiği cezayı mükellefe iade etmesi gerekir. Aksi halde mükelleften olmayan bir verginin cezası tahsil edilmiş olur.

* Çok acele bir şekilde yapılan, uzlaşmaya ilişkin yeni yasal düzenlemenin acilen gözden geçirilmesi ve geçmişteki sorunlarla yeni mevzuatın yaratacağı müstakbel sorunları çözecek yeni bir düzenlemenin yapılması şarttır.

* Uzlaşma ile ilgili yapılan düzenlemeyi en iyi anlatan atasözü sizce de "Pireye kızıp yorgan yakmak" değil mi?

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

İştirak hissesi satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnasının oranı Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü

Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...

Yemek kartları ile ilgili yanlışta yargı kararına rağmen ısrar ediliyor!

Yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır

"
"