16 Kasım 2022

Vergi affı çıkacak mı, ne zaman çıkabilir?

Matrah artırımı yapılırsa 2022 yılı kapsama alınır mı?

Uygulamada "vergi affı" olarak anılan "yapılandırma" kanunları hayatımızın bir parçası haline geldi. Şimdi herkes 2022 veya 2023 yılında yeni bir vergi affı/yapılandırması kanununun çıkıp çıkmayacağını soruyor.

Bugün bu konudaki görüşlerimi paylaşacağım.

Bence, 2022 yılında böyle bir kanunun çıkma olasılığı çok düşük, belki yıl sonuna kadar sadece kesinleşmiş borçların yapılandırılması ile sınırlı bir düzenleme yapılabilir.

2023'te ise geniş kapsamlı bir düzenlemenin (ihtilafların sona erdirilmesi, matrah artırımı, stok/ortak alacakları ve kasa affı vs.) yapılmasını çok yüksek bir olasılık olarak görüyorum.

Bunun birkaç nedeni var: Öncelikle 2023'te Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Böyle bir vesile olunca, geçmiş örneklerden de etkilenerek geniş kapsamlı bir af beklentisi içine giriyor vatandaşlarımız/mükelleflerimiz…

Ayrıca yine 2023'te ülkemizde yaşayan herkesin çok önemli gördüğü bir seçim yapılacak. Bu seçime giderken bu yönde bir adım atılacağını mevcut iktidarı tanıyan herkes tahmin edebilir.

Kaldı ki yaşadığımız ekonomik kriz ve yüksek enflasyon ortamında, içeriği tartışılsa bile böyle bir kanunun çıkarılması şaşırtıcı olmaz!

Tahminim, 2023 yılının Şubat veya Mart ayında böyle genel bir vergi affı/yapılandırma kanununun çıkarılacağı yönünde…

Matrah artırımı yapılırsa 2022 yılı kapsama alınır mı?

"Matrah artırımı" gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının belli oranlarda artırılmasını ifade ediyor. Matrah artırımından yararlanan mükellefler hakkında yararlanılan dönem ve vergi türleri için vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamıyor. Bu nedenle kamuoyunda matrah artırımı "vergi sigortası" olarak nitelendiriliyor.

Bu istisnai uygulama son dönemlerde neredeyse genel vergi tahsilat yöntemi olarak kullanılmaya, yani çıkarılan kanunlarla sıklıkla uygulanmaya başladı. Tabii ki bu uygulama yoğun bir şekilde eleştiriliyor.

Süresinde vergi yükümlülüklerini yerine getiren mükelleflere yapılmış büyük bir haksızlık olarak görülüyor. Matrah artırımının sistemi ve mükellefi bozduğu söyleniyor.

Matrah artırımının yapılacağını düşünen mükellefler vergi riski almakta daha iştahlı davranıyorlar. Bu eğilimi/beklentiyi kırmak zorundayız.

Şimdi yeni bir matrah artırımı düzenlemesi yapılırsa 2022 yılının kapsama alınıp alınmayacağı konusuna dönelim.

Mevcut düzenlemelere göre; gelir vergisi beyannamesinin Mart, kurumlar vergisi beyannamesinin ise Nisan sonuna kadar verilmesi gerekiyor. Seçimin 2023 yılı Mayıs veya Haziran ayında yapılacağını varsayarsak, daha önce çıkarılacak bir matrah artırımı düzenlemesinde 2022 yılına yer verilmesini zor görüyorum.

Çünkü 2022 yılının kapsama alınabilmesi için düzenlemenin gelir/kurumlar vergisi beyan süresi bittikten sonra yapılması gerekiyor. Yoksa hiçbir mükellef matrah beyan etmez!

Ancak mayıs başından seçim tarihine kadar olan sürede yapılacak bir matrah artırımı düzenlemesinde 2022 yılının kapsama alınması mümkündür.

Görünen seçim takvimine göre ancak beyanname verme sürelerinin yasal olarak öne çekilmesi halinde 2022 yılının kapsama alınması ihtimali söz konusu olabilir, diye düşünüyorum.

Bu yazı için son sözlerim…

Matrah artırımı konusunda beni rahatsız eden bir yaklaşımı gündeme getirmek isterim. Bazı kişiler matrah artırımından yararlanan mükellefleri çok sert bir şekilde eleştiriyorlar. Sanki bu mükellefler vergi kaçırıyormuş gibi!

Matrah artırımından yararlananların çoğunun bunu güvenlik için yaptığını düşünmüyorlar.

Ayrıca bu düzenlemeyi çıkaranları değil, yararlananları eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Eğer yasal düzenleme ile bu konu mükelleflere bir avantaj olarak sunuluyor ve karşılığında vergi tahsil ediliyorsa, bu maliyete katlanarak ve kanuna güvenerek matrah artırımından yararlanmak neden yanlış olsun?

Anlamıyorum.

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.  

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Öz sermaye hesaplarına ilişkin enflasyon farklarını sermayeye ilave ederken bir kere daha düşünün!

Öz sermayeyi artırmayan ve hiçbir olumlu vergisel sonucu olmayan bu işlemin yapılmasını kesinlikle önermiyorum. Aman dikkat!

Şirket ortakları ve mirasçılarını ilgilendiren önemli gelişme: Enflasyon düzeltmesi veraset ve intikal vergisini de etkiliyor!

Enflasyon düzeltmesi ile öz sermaye tutarları önemli ölçüde değişmektedir. Çoğunlukla öz sermaye tutarları artmaktadır, çünkü ülkemizde mükelleflerin büyük çoğunluğu varlıklarını özkaynaklarla değil borçla finanse ettiklerinden enflasyon düzeltmesi işlemi enflasyon kazancı doğurmaktadır. Bu da öz sermayeleri artırmaktadır