KDV mükelleflerinin;
- KDV istisnası kapsamında teslim veya hizmette bulunması,
- İhraç kayıtlı teslim yapması,
- KDV tevkifatına maruz kalması,
- İndirimli (%1 veya %8 ) orana tabi teslim veya hizmette bulunması
Hâlinde KDV iadesi alınabilir.
Bu iade Hazine ve Maliye Bakanlığının KDV Genel Uygulama Tebliğinde belirlediği esaslar çerçevesinde yerine getirilir.
İade yöntemleri nelerdir?
KDV iadesi prensip olarak vergi incelemesi yapılarak verilir. Bunun iki istisnası vardır:
- Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sınırı (çoğu işlemde 2021 yılı için 5.000 TL’yi) aşmayan nakit iade,
- Mahsuben iade.
Bu iki iade yöntemi dışındaki iade talepleri esas itibariyle vergi inceleme raporuna istinaden yerine getirilir. Ancak belli koşullarla yeminli mali müşavir (YMM) raporuna istinaden de nakit iade yapılır. Uygulamada bu yöntem yaygındır.
Son getirilen iade yöntemi, “KDV iadesi ön kontrol raporuna dayalı iade uygulaması” olup, bu yöntemde KDV iadesi ön kontrol raporuna göre iade talebinin olumsuzluk tespit edilmeyen kısmının %50’si, raporun oluşturulmasından itibaren 10 iş günü içinde mükellefe iade edilir. YMM Raporu ibraz edilmeden iadeyi mümkün kılan bu yöntem, YMM Raporu dışındaki tüm belge/bilgilerin eksiksiz verilmesini öngördüğünden bence başarılı değil. Yani bu yöntem artırımlı teminat kadar heyecan yaratmadı!
Teminat karşılığı iade yöntemi nedir?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen sınırı aşan iadeye konu işlemlerde istenirse henüz YMM raporu ibraz edilmeden veya vergi incelemesi yapılmadan teminat gösterilerek nakit iade alınabilir. Bu durumda teminat, iadeye konu işlem türüne göre vergi inceleme raporu veya YMM raporuna dayanılarak çözülür.
Bu kapsamdaki nakden iade talepleri, nakit iade talebine ilişkin dilekçe ve teminatın yanı sıra ibrazı gerekli diğer belgelerin tamamlanıp KDVİRA sistemi tarafından “KDV İadesi Kontrol Raporu”nun üretilmesinden ve varsa yapılması gereken teyitlerin (örneğin, mal ihracatında gümrük beyannameleri ve usulüne uygun olarak gösterilmiş teminat mektupları ile varsa onaylı özel faturaların teyidi) yapılmasından sonra 10 gün içinde yerine getirilir.
Buna “normal teminat karşılığı iade” diyebiliriz. Bir de “indirimli” ve “artırımlı” teminat uygulaması var.
İndirimli teminat uygulaması sistemi (İTUS), belli şartları yerine getiren mükelleflere verilen bir sertifika ile iade işlemlerinde verilecek teminat oranlarının daha düşük olmasını sağlar.
Artırımlı teminat uygulaması nedir?
Artırımlı teminat uygulaması, özel esaslara tabi olanlar[1] hariç olmak üzere, mükelleflerin incelemesiz ve teminat aranmaksızın yapılan iade sınırı aşan ve YMM Raporu ile talep edilmesi mümkün olan nakden iade taleplerinde, iade talep dilekçesi ile iade taleplerine ilişkin aranan belgelerin (YMM KDV İadesi Tasdik Raporu hariç) tamamlanması ve nakden iadesi talep edilen tutarın %120’si oranında banka teminat mektubu verilmesi halinde, iade işlemi 5 iş günü içinde gerçekleştirilmesini sağlayan bir iade yöntemidir.
Halen yaygın bir şekilde uygulanan bir iade türüdür. Teminat mektubu verebilen mükellefler, bu yöntem sayesinde basit bir ön kontrol sonrasında 5 iş günü içinde iadesine kavuşabilmektedir. Son dönemlerde en verimli/etkili düzenlemenin bu yöntemin getirilmesi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü her zaman iadeye çabuk ulaşmak önemlidir, ancak özellikle finansmana erişim sıkıntıları yaşanan ekonomik kriz dönemlerinde bu husus yaşamsaldır.
Yöntemin başarısını sağlayan temel unsur; mükellefi, YMM’yi ve vergi dairesini belli sürelerde işlem yapmaya zorlamasıdır.
Bu yöntemde iadeye ilişkin YMM raporunun iadenin yapıldığı tarihten itibaren 6 ay içinde verilmesi gerekir. Raporun bu süre içinde verilmemesi halinde, iade talebi incelemeye sevk edilir. Tebliğde bu sevkin “ivedilikle” yapılacağı belirtiliyor. (!)
İadeye ilişkin YMM raporunun ibraz edilmesi halinde, tüm kontroller 2 ay içerisinde tamamlanır. İade hakkı doğuran işlem bazında yapılan bu kontroller sonucunda herhangi bir eksiklik/olumsuzluk tespit edilmezse, en geç 2 ay içinde teminat mektubu mükellefe iade edilir.
Ancak yapılan kontroller sonucunda eksiklik/olumsuzluk tespit edilirse, bu eksikliğin/olumsuzluğun giderilmesi için mükellefe 30 günlük süre verilir. Süresinde eksiklikleri/olumsuzlukları gidermeyen mükellefe 30 günlük ek süre verilir.
KDV Genel Uygulama Tebliğine göre; bu süreler içinde eksikliklerin/olumsuzlukların giderilmemesi halinde haksız iade edilen tutar, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası ile birlikte mükelleften aranır.
Teminat uygulamasında neden ceza kesiliyor?
Vergi usul kanununa göre vergi ziyaı cezası, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesi halinde ziyaa (kayba) uğratılan verginin %100 oranında (yani 1 katı tutarında) kesiliyor.
Verginin haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı olarak kabul edildiğinden, KDV iadesinin haksız yere alınması veya fazla alınması da vergi ziyaı cezası uygulanmasını gerektirir.
İşte KDV iadesinde, iadenin sonradan haksız veya fazla alındığının tespit edilmesi halinde vergi ziyaı cezası kesilmesinin dayanağı bu hükümdür.
Teminat karşılığı iadede de iade (artırımlı, indirimli veya normal) teminat karşılığında tahsil edildiği, düzeltme fişi bu aşamada düzenlendiği ve devlet muhasebesinde bu tarih itibariyle iade kaydı yapıldığı için bu hükme dayanılarak tarhiyat yapılıyor, ceza kesiliyor.
Ön kontrol raporuna dayalı iade uygulamasında da tahsil edilen tutarın haksız olduğu tespit edildiğinde aynı şekilde ceza uygulanıyor.
Mahsuben iadelerde ise, ceza uygulaması farklı, mahsup talebini karşılayacak tutarda iadenin olmadığı, iade incelemesi sonucunda tespit edildiğinde, söz konusu eksiklik için ceza kesilmiyor. Çünkü bu aşamada henüz düzeltme fişi düzenlenmemiş olduğu için iade yapılmamış sayılıyor. Bu durumda sadece mahsup talep edilen borç vadesinde ödenmemiş sayılıyor ve bu borç için gecikme zammı uygulanıyor.
Mahsuben iadede, inceleme tamamlanıp mahsup yerine getirildikten sonra iadenin haksız alındığı tespit edildiğinde ise ceza kesiliyor.
Peki bu durum çifte standart mı?
Mahsuben iadede mükellef iade almamakla birlikte, mahsup talep ederek başka vergi borçlarını ödemediği için çifte standart olduğu söylenebilir.
Mahsuben iadede bu aşamada ceza kesilmemesini doğru buluyorum. Aynı şekilde, teminat karşılığı iade ile ön kontrol raporuna dayalı iade uygulamasında da bu aşamada ceza kesilmemesi isabetli olur.
Yasal değişiklik gerektiren bu husus, özellikle artırımlı teminat uygulamasında, iadenin tamamı basit bir kontrol neticesinde peşinen ödendiği için sistemin istismarına neden olabilir. Bunu da dikkate almak gerekir.
Öteden beri düşünmüşümdür: İade talep eden mükellefe hemen iadeyi yapsak, sonra incelemeye başlasak ve inceleme sonunda fazla iade aldığını tespit ettiğimizde ceza kessek, daha iyi olmaz mı?
Ödenmesi gereken verginin, matrahı düşük göstererek bilerek eksik ödenmesinden ne farkı var?
Beyan esasına dayalı çağdaş bir vergi sistemi bunu gerektirir…
İdarenin ceza uygulamasına karşı nasıl önlem alınabilir?
Teminat karşılığı iadede ceza uygulandığına göre, cezalı duruma düşmemek için, teminatı belli bir oranda veya tutarda eksik vererek, KDV iadesi düşük tahsil edilebilir.
Böylece başlangıçta beyannamede gösterilen iade tutarından daha az miktarda KDV iadesi tahsil edilerek, daha sonra yapılacak vergi dairesi kontrolünde ortaya çıkabilecek farkların cezasız olması sağlanabilir. Bu durumda kalan farklar YMM raporuna istinaden vergi dairesi kontrol işlemleri tamamlandıktan sonra alınacaktır.
[1] Özel esaslara kimlerin tabi olduğunu başka bir yazıda açıklayacağım. Bu kapsama giren mükellefler Maliyenin (en yumuşak ifadeyle) ihtiyatla yaklaştığı ve KDV iade sürecini ağırlaştırdığı mükelleflerdir. Özel esaslara girmek kolay, ancak çıkmak çok zordur.