09 Ekim 2024

T24 yıllık toplantısından…

Dünyanın bir düzensizliğe doğru gittiğini ifade eden Dr. Mahfi Eğilmez, "Biz onlara gidemedik, dünya bize doğru geliyor" derken Emrah Akın da bütçe açığının gidişatına göre, önümüzdeki dönemde yeni vergisel düzenlemelerle de karşı karşıya kalabileceğimiz uyarısını yaptı

İllüstrasyon Selçuk Demirel

Değerli okurlar, T24’ün 15. yılında geleneksel Yıllık Konferansları’nın üçüncüsü, bu yıl 3 Ekim Perşembe günü, “Belirsizlikler ve Öngörüler" teması ile gerçekleştirildi.

Çoklu krizler, ekonomi, politika, demografi, gençlik, yapay zekâ" konuları üzerine düzenlenen konferansta, alanlarında uzman 16 saygın isim sunum yaptı, panellere katıldı.

Konferansta, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de "İstikrar ve Reform Programı" başlıklı sunumunu yaptı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek

Bakanın sunumunu başarılı bulduğumu söylemek isterim. Çünkü ilk defa bağımsız bir medyaya konuk olması bir yana, ekonominin zayıf yönlerini de paylaşmasını, siyasi bir sunumdan ziyade teknik bir sunum olarak olumlu değerlendiriyorum.

EYT uygulamasının kalıcı maliyetini/etkisini net bir şekilde ortaya koymuş olması da sunumun siyasi bir sunum olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Konferansta ben de “Küresel Krizin Eşiğinde Türkiye için Öngörüler: Para ve Maliye Politikalarına Bakış” başlıklı panelde moderatör olarak yer aldım.

Bu panelde konuşmacılar ikisi de eski Maliye Müfettişi olan Dr. Mahfi Eğilmez ile Emrah Akın’dı. Sayın Eğilmez para politikası ile Emrah Akın ise maliye politikası ile ilgili sorularımı cevaplandırdılar.

Erdoğan Sağlam, Dr. Mahfi Eğilmez ve Emrah Akın

Eski bir Hesap Uzmanı olarak bu iki Maliye Müfettişi seçkin konukla söyleşi yapmaktan ziyadesiyle mutlu olduğumu söylemeliyim. Geçmişte bu iki Kurul’u rakip olarak değerlendirirlerdi, oysa kapatıldıktan sonra bu Kurulların rakip değil birbirlerini tamamlayan çok önemli kurumlar olduğunu idrak ettik sanırım…

Mahfi Eğilmez’in değerlendirmeleri…

Panelde Orta Vadeli Program’ı (2025-2027) vergiler açısından kısaca değerlendirdikten sonra Sayın Eğilmez’e programın olumlu bulduğu ve bulmadığı yönlerini sordum.

Sayın Eğilmez, "OVP'de geleceğe ilişkin her şey pozitif ama sonuç yok. Program böyle yapılmaz. Programı yaptığınız zaman, üç yıllık bir program yapıyorsanız, 3 yılın sonunda hangi hedefe varacağınızı yazarsınız, bugünden oraya nasıl gideceğinizi yazarsınız, bunun yerine temenniler var" yorumunu yaptı.

Dünyanın bir düzensizliğe doğru gittiğini ifade eden Eğilmez, "Biz onlara gidemedik, dünya bize doğru geliyor" dedi.

Eğilmez, 2023 genel seçimlerinden önce uygulanan "düşük faiz" politikasıyla ilgili olarak da şu yorumu yaptı:

"Merkez Bankası'nın yükselme eğilimindeki enflasyonu engellemek için faizi birkaç puan artırması gerekirdi. Eğer biz bunu yapsaydık, bizim enflasyonumuz yüzde 10-15'ler ötesine gitmeyecekti. Tabii ki başka koşullar da var. Para politikasında inanılmaz bir hataydı, aylarca, yıllarca enflasyonu çok yüksek götürdük. Tüketiciler her ay enflasyonun daha fazla artacağı endişesiyle ikinci üçüncü evlerini, arabalarını aldılar. Ya dolar aldılar ya da altın aldılar. Onları alamayanlar beyaz eşyalarını yenilediler."

Eğilmez, "Hukuk dışılıkla hiçbir yere varamayız. Birinci yapmamız gereken şey bu. Eğitimde de Türkiye inanılmaz geriye gitti. Müthiş bir kalite düşüşü var. Herkes, her sınıfı geçiyor. Böyle bir eğitim sistemi olmaz. Bu konuda, Uzak Doğu ülkelerini örnek almamız gerekiyor" diye konuştu.

Sayın Eğilmez, 2022’de yayımlanan “Yapısal reformlar ve Türkiye” kitabını referansla sorduğum hangi yapısal reformlara ihtiyaç olduğuna dair soruma, 35 yıldır yapısal reform ifadesini kullanıp bir de üzerine kitap yazdıktan sonra bunun nihayet hükümetlerin gündemine girmesinden memnun olduğu ifade etti.

Pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle servet vergisi tartışmalarının bütün dünyada gündeme geldiğini söyledikten sonra, bu konudaki görüşünü sorduğum Eğilmez, öteden beri vergisini düzgün ödeyenlerden bir de servet vergisi adı altında ilave vergi alınmasına karşı olduğunu söyledi. Ancak geçmişte uygulanan ve tam sonuç vermek üzereyken kaldırılan servet beyanına ihtiyacımız olduğunu ifade etti.

Emrah Akın’ın değerlendirmeleri…

Sayın Akın’a OVP’de öngörülen maliye politikaları ve vergide adalet konusundaki görüşlerini sordum.

Sayın Akın, vergilemede adalet konusunda en büyük açmazın -ÖTV ve KDV başta olmak üzere- “dolaylı vergilerin” toplam vergi gelirleri içindeki payının yüksek olduğunu belirterek söze başladı.

Bütçe vergi gelirlerinin yüzde 60 ila 65’inin dolaylı vergilerden geliyor olmasının başta “vergilemede adalet ve ödeme gücü” prensipleri ile çeliştiğini vurgulayan Akın; doğası gereği vatandaşın gelir düzeyini dikkate almayan dolaylı vergilerin, bütçe içindeki payı azaltılmadan daha adil ve kamu için daha öngörülebilir bir vergi sistemi kurulamayacağının altını çizdi.

Akın, bu bağlamda OVP’de yer alan “doğrudan vergilerin (kurumlar ve gelir vergisi) bütçe vergi gelirleri içerisindeki payının, dolaylı vergilere kıyasla arttırılması” hedefini doğru bulduğunu; ancak bu hedefe ulaşmanın hiç de kolay olmayacağını söyledi.

Enflasyonla mücadele bağlamında iç ekonomiyi soğutmaya/yavaşlatmaya yönelik atılan adımların, dolaylı vergiler üzerinden bütçeye ciddi olumsuz yansıması olacağını da belirten Akın, bütçe açığının gidişatına göre, önümüzdeki dönemde yeni vergisel düzenlemelerle de karşı karşıya kalabileceğimiz uyarısını yaptı.

Akın ayrıca “oransal (nispi) dolaylı vergilerin yarattığı enflasyonla alakalı da dikkat çekici konulara değindi ve üretici fiyatı ya da maktu vergilerdeki bir birimlik artışın nihai satış fiyatına ne oranda yansıyacağını ifade eden “mali çarpan” mekanizması uyarınca, bir malın üzerinde ne kadar yüksek oranda oransal (nispi) dolaylı vergi varsa; o malın enflasyon yaratma potansiyelinin o kadar yüksek olacağına işaret etti.

Bu noktada çarpıcı bir örnek veren Akın, bu yıl içerisinde atılan iki adımla oransal (nispi) ÖTV’si yüzde 63’ten yüzde 53,5’e düşürülen (enflasyon sepetindeki ağırlığı da yüzde 5’e yakın olan) sigaralara ilişkin “mali çarpan”ın 7,5’ten 4,4’e düşürüldüğünü; yeni durumda sigaradaki 1 TL’lik bir maliyet artışının bu ürünlerin perakende satış fiyatına 7,5 TL yerine 4,4 TL olarak yansıyacağını vurguladı. Sigarada nispi ÖTV düşürülürken -paket başına alınan sabit (maktu) ÖTV de yükseltildiği için- hem enflasyonla mücadele edilmiş hem de vergi geliri kaybı engellenmiş oldu, diye de ekledi.

Akın, bu tip “vergi kompozisyonunu” değiştirmeye dayanan ve para ve maliye politikası uyumuna hizmet eden adımların devamının gelmesi gerektiğini de özellikle vurguladı.

Sayın Akın’a OVP’de kayıt dışılık konusuna ciddi vurgu yapıldığını belirttikten sonra bu konudaki görüşlerini sorduğumda, Sayın Akın, içinde bulunduğumuz 2023 ila 2025 yıllarını kapsayan “Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadele Eylem Planı”nın deneyimlediğimiz beşinci eylem planı olmasına rağmen hala GSYH’nın yüzde 25 ila 30 arasında bir kayıt dışı ekonomi büyüklüğünden bahsediyor olmamızın garipliğine değindi.

Akın, kayıt dışı ekonominin -nakit ekonomisinin yaygınlığı, vergi ve SGK prim yükünün ağırlığı, vergi mevzuatının karmaşıklığı, sık sık tekrarlanan vergi afları, vergi ve SGK incelemelerinin etkinliğinin düşüklüğü, yüksek enflasyon ve işsizlik oranları- gibi yapısal sorunlarına neşter vurmadan bu alanda bir ilerleme beklemenin aşırı iyimser olacağını belirtti.

Yasa dışı ticaret konusuna da değinen Akın bu konuda çarpıcı bir örnek vererek, BDO olarak 2023 sonunda yapmış oldukları araştırmanın güncel fiyatlara uyarlandığı durumda, devletin sadece tütün ve nikotin ürünlerinin yasadışı ticaretinden yıllık 130 milyar TL’nin üzerinde bir vergi geliri kaybı yaşadığını tahmin ettiklerini söyledi. Ayrıca bu yasa dışı ticaret dolayısıyla yıllık 6 ila 8 milyar dolar kaynağımızın da yasa dışı yollarla yurtdışına çıktığını da vurguladı.

Panel hakkındaki görüşlerim…

Sayın Bakan’ın sunumundan sonra yapılan Panel, Bakanın sunumunu tamamlayan bence keyifli ve başarılı bir etkinlik oldu. Konuşmacılara bu vesileyle de teşekkürler. Çekinmeden görüşlerini paylaşmaları ve yapıcı eleştirilerini ifade etmeleri gerçekten çok değerli…

Son yıllarda vergi, hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Gündelik hayatımıza kadar indi. Bundan sonraki etkinliklerde daha fazla yer bulması gerektiğini düşünüyorum. 

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

31.12.2023 tarihli bilançolar için yapılan enflasyon düzeltmesinin 2024 ve izleyen yıllara etkileri

Tartışmalara son verilmesi için yapılabilecek yegâne şey, geçici 33’üncü maddeye eksik olan hükümlerin yıl bitmeden eklenmesidir. Yoksa 2024 yılı ile ilgili de çok sayıda ihtilafa tanık olacağız

Stokların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması konusunda, geçmiş dönem geçici vergi matrahlarını da ilgilendiren açıklamalar mükellef ve mali müşavirleri çileden çıkarıyor!

Önerim, açıkça kanuna ve tebliğe aykırı olup, düzenlemenin gerekçesine de uygun bulunmayan sirküler açıklamasına itibar edilmemesi ve ikinci dönem için 31 Mart endeksini kullanan mükelleflerin düzeltme beyannamesi vermemeleri yönündedir.

2025 yılı asgari ücreti ne olacak?

Tahminim 2025 yılı asgari ücretinin ne gerçekleşen enflasyon ne de beklenen enflasyona göre artırılacağı yönünde

"
"