Değerli okurlar, enflasyon muhasebesinden/düzeltmesinden ben sıkıldım, ancak konular peşimi bırakmıyor!
Başlıkta konusunu belirttiğim bugünkü yazıma geçmeden önce enflasyon muhasebesi ile ilgili daha önce defalarca gündeme getirdiğim iki eleştirimi affınıza sığınarak tekrar dikkatinize sunmak isterim.
Birincisi, iş dünyasının enflasyon düzeltmesi nedeniyle henüz realize olmamış kazançlar üzerinden vergi ödemek zorunda kalacaklarını yeni yeni idrak etmeye başlamaları. Anlı şanlı iş insanlarımız enflasyonist kârlar üzerinden vergi ödemekten şikâyet edip, enflasyon muhasebesini savunurken mevcut düzenlemenin kendi aleyhlerine olacağını göremediler. Enflasyonist ortamdan kazanç sağladıklarını düşünemediler. Maalesef bu iş insanlarının danışmanları da onları uyarmakta geç kaldı.
Şimdi herkesi bir telaş sardı. Nasıl yaparız da enflasyon düzeltmesinin 2024 yılından itibaren vergi için geçerli olmamasını sağlarız, diye sağa sola saldırıyorlar. İlk çıkacak torba yasaya, banka ve sigorta şirketlerinde olduğu gibi uygulamanın vergisel sonuç yaratmayacağını ekletmek istiyorlar. Ancak vergi tahsilatı endişesi ile Maliye bu konuda geri adım atmaya pek niyetli değil!
Bunu talep ederken, düzeltme farklarını vergilendirmeyen 2023 uygulamasının düzeltilmiş değerleri baz (parasal olmayan stok, duran varlık, arsa, iştirak hissesi gibi aktif kalemlerde maliyet) olarak kabul eden yaklaşımını eleştirmiyorlar. Bu uygulamanın avantajlarından yararlanmak, yani bu değerlerin 2024 yılına başlangıç değerleri olarak kabul edilmesinden vazgeçilmemesini istiyorlar.
Bu yaklaşımı etik bulmuyorum, eğer 2024 ve sonraki yıllara ilişkin enflasyon düzeltmesi uygulamalarının vergisel etki yaratması istenmiyorsa (ki torba yasaya eklenecek bir maddeyle bu kolaylıkla sağlanabilir), geçmiş yıllara ilişkin 2023 düzeltmesi nedeniyle parasal olmayan aktif kalemler üzerinden hesaplanacak ve ileride maliyet olarak kabul edilecek enflasyon farkları üzerinden düşük oranda bir özel vergilemeye de sıcak bakılmalıdır.
İkinci konu, enflasyon düzeltmesi nedeniyle hesaplanan öz sermaye hesaplarına ilişkin farkların enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına ne zaman mahsup edilebileceğine yönelik tartışmalar…
Görüşlerim özetle şöyledir:
Bu mahsup işlemi Vergi Usul Kanununun mükerrer 298/A-5 inci maddesinde düzenlenmiş ve bu mahsup için genel kurul kararı aranmamıştır. Genel düzenleme olan Türk Ticaret Kanunu’nda da bu konuda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Hatta mahsuba yönelik yönetim kurulu kararı alınması bile şart değildir. Bu mahsubun yapılmış olduğu finansal tablonun (bilançonun) genel kurulca onaylanması, bu mahsubun zımnen onaylandığı anlamına gelir ve bu husus tüm tartışmaları sona erdirecek niteliktedir.
Bu nedenle, 2023 düzeltmesi neticesinde oluşan enflasyon düzeltme zararlarına öz sermaye hesapları üzerinden hesaplanan farklarının mahsubu işleminin, 2023 yılı düzeltme kayıtlarının 2023 defterlerine 31/12/2023 tarihi itibariyle kaydı yapıldıktan sonra yine aynı tarihli ayrı bir kayıtla yapılabilmesi mümkündür. Bunun için genel kurul kararına ihtiyaç yoktur.
Bu konudaki tartışmaları gereksiz buluyorum. Üstelik bu mahsup kâr dağıtımına ilişkin yine benim gereksiz bulduğum tartışmaları son erdirebilecek sonuçlar doğurabilecekken…
Şimdi gelelim bugünkü konumuza…
Kanuna göre, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz. (VUK 298/A-5)
Bu hükmün tahrikine kapılarak sermayelerini yüksek göstermek isteyen kurumlar, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarını sermayelerine eklemek isteyebilirler. Bu işlemin sermayeyi bilançoda yüksek göstermek dışında hiçbir sonucu yoktur. Öz sermayeyi artırmaz, nakdi sermaye artırımına ilişkin faiz indiriminden yararlanılamaz, hatta artırılan sermayenin on binde dördüne tekabül eden Rekabet Kurumu payının (gereksiz yere) ödenmesine neden olur.
Bu işlemin sonradan ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları da vardır.
Öz sermaye kalemlerine ilişkin enflasyon farkları sermayeye eklendikten sonra beş yıl içinde sermaye azaltımı yapılması halinde azaltımın öncelikle bu kaynaktan yapıldığı kabul edilir.
Bunun sonucu çok ağırdır!
Kurumlar vergisi Kanununun 32/A maddesine göre, kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın öncelikle “sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına “bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinden” kaynaklandığı kabul edilir.
Bu kaynakların başında öz sermaye kalemlerine ilişkin enflasyon farkları gelir.
Nitekim sermaye azaltımına ilişkin tebliğde yer alan aşağıdaki örnekte, enflasyon düzeltme farklarının sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçmeden kurumlar tarafından sermayenin azaltılması halinde azaltımın öncelikle enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından yapıldığı kabul edilecektir.
Bu kabulün doğal bir sonucu olarak da azaltıma konu edilen ve enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklanan tutar hem kurumlar vergisine hem de ortakların niteliğine bağlı olarak kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacaktır. Yine ortakların niteliğine bağlı olarak yapılmış sayılan bu kar dağıtımı nedeniyle şartların sağlanmasına bağlı olarak gelir vergisi ödenmesi gerekeceği de açıktır.
“Örnek: (DEF) A.Ş. 50.000 TL nakdi sermaye ile 16/6/2000 tarihinde kurulmuştur. Şirket genel kurulunun 29/12/2022 tarihinde aldığı kararla şirketin sermayesinin 1.000.000 TL’ye çıkarılması ve bu tutarın 650.000 TL’sinin şirket ortaklarınca nakden işletmeye konulması, 200.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 100.000 TL’sinin ise geçmiş yıl karlarından karşılanması kararı alınmıştır. Bu karar, 11/1/2023 tarihinde tescil edilmiştir.
Mükellef kurum tarafından 7/8/2025 tarihinde tescil edilen kararla şirket sermayesinin 400.000 TL azaltılması kararı alınmıştır.
Buna göre, azaltıma konu edilen sermayenin 200.000 TL’sinin enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 100.000 TL’sinin geçmiş yıl karlarından ve kalan 100.000 TL’sinin de nakdi sermayeden yapıldığı kabul edilecektir...”
Bu yazı için son sözlerim…
Öz sermaye kalemlerine ilişkin enflasyon farklarını (sermaye düzeltmesi olumlu farkları ile yasal ve olağanüstü yedekler, geçmiş yıl karları gibi öz sermaye hesaplarına ilişkin enflasyon fark hesaplarını) sermayeye eklemenin çok ağır vergisel sonuçları olabilir.
Öz sermayeyi artırmayan ve hiçbir olumlu vergisel sonucu olmayan bu işlemin yapılmasını kesinlikle önermiyorum. Aman dikkat!
Erdoğan Sağlam kimdir?
Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.
Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.
Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.
İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.
Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.
2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.
Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.
|