Değerli okurlar, mükelleflerin çeşitli nedenlerle vergi dairelerinden iade alacakları oluşur. Bunların en yaygını KDV iadesi ile stopaj ve geçici vergi iade alacaklarıdır. Bu alacakların ilgili mevzuat gereği nakden veya mahsuben iade alınması mümkündür. Nakit iadenin formalitesi fazla olduğundan ödenecek başka vergi ve sigorta borçları bulunan mükellefler çoğunlukla mahsuben iade yolunu tercih ederler. Böylece iadelerine daha kolay ve hızlı kavuşurlar.
Malumunuz gündemde yeni bir yapılandırma kanunu var. Eğer halen vergi dairesince yerine getirilmemiş/sonuçlandırılmamış mahsup talebiniz varsa yapılandırma kanununun size sağladığı bir avantajdan yararlanabilirsiniz.
Buna göre, mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için yapılandırma hükümlerinden yararlanabilirler.
Örneğin kanunun yayımlanmasından önce KDV iadesi alacağınızın 2020 yılı kurumlar vergisi borcunuza mahsup edilmesini talep ettiniz. Vergi dairesi henüz bu talebinizi sonuçlandırmadıysa, bu mahsup talebinden vazgeçebilirsiniz.
Bu durumda 2020 yılı kurumlar vergisi borcunuz süresinde ödenmemiş olacak. İşte siz bu kurumlar vergisi borcu için kesinleşmiş borçlar kapsamında yapılandırmadan yararlanabilirsiniz.
Görüldüğü gibi işlem gayet basit, önce bir dilekçe ile mahsup talebinden vazgeçiyorsunuz, sonra mahsup talep ettiğiniz borç (örneğimizde 2020 kurumlar vergisi) ödenmemiş sayıldığı için bu borç için yapılandırma talebinde bulunuyorsunuz.
Mükellefin kendi borcu dışında, üçüncü şahısların borçlarına mahsup talep etmiş olması hâlinde ise, mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı aranıyor. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı mahsup talebi hükümsüz hale geliyor. Lehine mahsup talep edilen üçüncü şahıs tabii ki yapılandırmadan yararlanabilir. Bunun için mahsup tap eden iade alacaklısı mükellefin irade beyanına gerek yok.
Peki, bu işlem nasıl bir avantaj sağlayacak?
Öncelikle yapılandırılan borçlarınız için uygulanması gereken gecikme zammından kurtulacaksınız. Bunun yerine Yİ-ÜFE ile hesaplanan tutarı ödeyeceksiniz. Peşin ödemede bu tutarın da yüzde 90’ından kurtulacağınız için bunu büyütmeye gerek yok. Kaldı ki Yİ-ÜFE aylık değişim oranı 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık yüzde 0,35 oranında uygulanıyor. Yani neredeyse hiç zam ödemiyorsunuz.
Taksitle ödeme seçeneğinde ise bu indirimden yararlanamadığınız gibi, taksit sayısına göre değişen katsayılarla borcunuza bir anlamda vade farkı uygulanıyor. Ancak bu alternatifte de zaman kazanıyorsunuz.
İade alacağı ne oluyor?
Aslında iade alacağınızı, gerekli incelemeler sonuçlandırıldıktan sonra hemen nakden alabilseniz çok önemli bir avantaj sağlayabilirsiniz, ANCAK Maliye buna izin vermiyor.
Genel mevzuata göre iade alacağınızı istediğiniz vergi/sigorta borçlarına mahsup talep ederek mahsuben ya da gerekli formaliteleri yerine getirerek ve biraz beklemek suretiyle nakden alabilmeniz mümkün. Ancak Maliye önceki yapılandırmada olduğu gibi bugün de buna izin vermiyor. Mükellefin iade hakkını kısıtlıyor.
İlgili tebliğe göre, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarının, 7326 sayılı kanun kapsamındaki yapılandırma taksitlerine veya kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına mahsubunu talep etmeleri mümkün. Bu durumda, mahsuba esas alınacak tarih, kanunun yayımı tarihinden sonra yaptıkları başvuru esas alınarak belirlenecek.
Söz konusu tebliğle Maliye, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin iade alacaklarının nakden ödenmesine kısıtlama getirdi. Mahsubundan vazgeçilen borcun yapılandırılması nedeniyle hesaplanan taksit tutarları toplamını aşan kısmın nakden iade edilebileceğini açıkladı
Hazine ve Maliye Bakanlığının yapılandırma kanununa ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi var, ancak bu yetkinin böyle bir düzenleme/kısıtlama yapmaya imkân vermediğini düşünüyorum.
Maliye, iade alacaklarının mahsuben iadesine de müdahale ediyor. Yapılandırma kanununa ilişkin iç genelgede, mahsubun hangi borçlara yapılacağı ve nakit iade durumunu, iade talep tarihi itibariyle açıkladı.
Buna göre iade talebinin;
- 7326 sayılı yapılandırma kanununun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden (bu tarih hariç) önce olması halinde iadeye konu tutarların yapılandırma öncesi borçlara mahsup edilecek, kalan bir borcun bulunması halinde, bakiye borç için yapılandırmadan yararlanılabilecek,
- Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihi (bu tarih hariç) ile başvuru süresinin bitimi (31/8/2021 tarihi dâhil) arasında olması halinde iadeye konu tutarlar yapılandırma ilk taksitine mahsup edilecek,
- 7326 sayılı Kanunun başvuru süresinden (31/8/2021) sonra olması halinde ise öncelikle mükellefin muaccel (vadesi gelmiş, ödenmesi gereken) hale gelmiş (7326 sayılı kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süresi başlamış olanları dâhil) amme borçlarına mahsup edilecek,
- Artan bir tutarın bulunması halinde ise bu tutar nakden iade edilebilecek. (Tabii ki kamuya başka borç yoksa, varsa bu borçlar 6183 sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesinin onaltıncı fıkrası gereği mahsup edildikten sonra kalan tutar ödenecek.)
Buradan şunu anlıyoruz: Kanunun yayımından (yani 9 Haziran 2021 tarihinden) önce yapmış olduğunuz mahsup talebinden vazgeçip, mahsubunu talep ettiğiniz borçları yapılandırdığınızda, iade alacağınız önce varsa yapılandırma öncesi borçlarınıza sonra tüm yapılandırma borçlarına mahsup edilecek, buna rağmen kalan bir tutar olursa nakden iade edilecek.
İade alacağının muaccel hale gelmiş borçlara mahsubu doğru, ancak muaccel hale gelmemiş taksitlere de mahsup edilmesini, kalan tutarın nakden iadesini doğru bulmuyorum. Bence ödeme süresi başlamış taksitlere mahsuptan arta kalan tutarın derhal nakden iadesi gerekir.