Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, KDV ile ilgili bir çalışmalarının olduğunu açıklamış ve iddialı açıklamalarını "KDV'de devrim geliyor. Piyasa yaptığımızı görünce şok olacak" diye sürdürmüştü.
Daha sonra "Gerçekten ses getirecek, KDV'nin sadeleştirilmesi, piyasadaki üretici, tüketici dahil olmak üzere herkesin ittifak edeceği bir yalın sistem getireceğiz." ifadelerini kullanmıştı.
İş dünyasının şu anda gündeminde bu konu var.
Devrim yapılacağı sözlerinin gölgesinde kadın hijyen ürünlerinde KDV indirim talebi
Devrim niteliğinde olacağı söylenen bu düzenlemelerin neler olabileceğini yazmayı düşünürken T24’te 1 Ocak 2022’de çıkan Ped fiyatları isyan ettirdi: "Yetişemiyoruz" başlıklı habere rastladım. Haberde özetle, özellikle dar gelirliler için pedin lüks hale geldiğini kaydeden kadınların, yüzde 18 olan KDV oranının indirilmesi ya da pedlerin ücretsiz dağıtılmasını istedikleri belirtiliyordu.
Bir gün önce yine T24’te yer alan bir haberde 2019 yılında menstrüel ürünlerdeki KDV oranının düşürülmesi için Meclis'e kanun teklifi veren TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ve Türkiye’de regl tabusu ve yoksulluğu ile mücadele eden “Konuşmamız Gerek Derneği”nin kurucularından İlayda Eskitaşçıoğlu ile regl yoksulluğu konusunda yapılan röportaja ulaştım.
Regl yoksulluğu haberde bireylerin regl dönemlerinde ihtiyaç duydukları hijyen ürünlerine (ped, tampon vs.) maddi gerekçelerle erişememe sorunu olarak tanımlanıyor.
Haberde Sayın Kadıgil’in, cinsel gücü artırmaya yönelik ilaçlardan ve prezervatiflerden alınan verginin yüzde 8 olduğunu hatırlattığı belirtildikten sonra şu çarpıcı sözlerine yer verilmiş:
"Bir ülkede her ay kullanmak zorunda olduğum ped ve tampon gibi ihtiyaçlarım için yüzde 18 vergi ödemek bir kadın olarak benim sinirimi bozuyor!"
Bu sese kulak vermemiz gerekir. Aklınıza gelebilecek tüm sağlık ürünlerinde ve prezervatifte yüzde 8 KDV uygulanırken, ped ve tampon gibi kadın hijyen ürünlerinde yüzde 18’in uygulanması kabul edilemez!
Eğer bazı kişilerin ifade ettiği şekilde KDV’de yüzde 10 gibi tek orana geçilip oran indirimlerine son verilecekse tamam, ancak mevcut uygulama devam ettirilecekse, kadın hijyen ürünlerinde de oranın mutlaka yüzde 8’e düşürülmesi gerekir.
Devrim niteliğinde şoke edecek düzenlemeler neler olabilir?
KDV’de istisna ve oran indirimlerine kısmen veya tamamen son verilerek yüzde 10 gibi tek/sabit orana geçilmesi elbette desteklenecek ve “devrim” diye sunulabilecek bir düzenleme olur, ancak bunu mevcut ortamda “gerçekleştirilebilir” bulmuyorum.
Maalesef geçmişte ne zaman bu söylemle harekete geçilse tersine her seferinde istisna ve oran indirimleri arttı.
KDV sistemimizin en önemli sorunu olan “devreden KDV”yi nakden veya mahsuben mükellefe iade etmek de tabii ki devrim niteliğinde bir adım olur. Ancak bunun da gerçekleştirilebilmesi zor. Bunu Naci Ağbal denemiş ama Meclis'ten geçirememişti.
Bu ikisi dışında “devrim” diye nitelenebilecek bir seçenek var mı? Yani istisna ve oran indirimlerini daraltıp tek orana geçme veya devreden KDV’yi iade dışında yapılacak hangi düzenleme iş dünyasını şoke edebilir?
Bence iş dünyasını şoke edecek tek bir seçenek yok!
Peki, KDV iade prosedürünü basitleştirerek, “yüklenilen KDV”yi iade etmenin yerine tahsil edilemeyen (yani mahrum kalınan) KDV’yi iade etmek devrim sayılır mı?
Bence bir miktar heyecan yaratacak olsa da böyle bir düzenleme “devrim” olarak nitelendirilemez ve deneyimlerime dayanarak söylüyorum, bunun iş dünyasını şoke etmesi beklenmesin! Çünkü böyle bir sadeleştirme ve iyileştirmenin; muhasebe personelini, mali müşaviri ve vergi dairesi çalışanını rahatlatacağı söylenebilir ama iş insanına önemli bir fayda sağlayacağı söylenemez. Yani böyle bir düzenleme tabii ki isabetli olur, ancak iş insanını olumlu anlamda şoke etmez!
Bence “devrim yapacağız” şeklindeki iddialı söylemler beklentinin büyümesine neden oluyor ve Bakanlık üzerinde de baskı yaratıyor. Bu iletişim stratejisini doğru bulmuyorum.
Yaşanmakta olan büyük sorunları çözecek ve sadeleştirme sağlayacak düzenlemeleri gerçekleştirmeye yönelmek daha gerçekçi bir strateji olur. Bu düzenlemelerin önemli bir kısmı geçmişte Naci Ağbal zamanında Meclis'e getirilmiş ancak yasalaştırılamamıştı. Bu örnekten de yararlanarak en azından aşağıdaki düzenlemeleri hayata geçirmek çok önemli bir adım olacaktır:
- - Devreden KDV’nin gider yazılmasına imkân vermek.
- - KDV’de konsolide beyana geçmek.
- - KDV iadesinde iade modelini değiştirerek, “yüklenilen KDV” yerine “mahrum kalınan KDV”yi iade etmek. (Bu yöntem tevkifatlı işlemlerde başarıyla uygulanıyor.)
- - 1 ve 2 no.lu KDV beyannamelerini birleştirmek.
- - KDV iadesini hızlandırmak amacıyla artırımlı teminat uygulamasında teminat oranını düşürmek. (Vergi dairesi incelemesi sonucunda fazla tahsil edildiği anlaşılan KDV’ye ceza uygulandığı için bu düzenlemenin Hazine açısında risk oluşturmayacağı kanaatindeyim.)
- - Kur farkında KDV’yi kaldırmak.
Ayrıca şirketleri rahatlatacak KDV dışında da düzenlemeler yapılabilir. Örneğin finansman gider kısıtlaması kaldırılabilir.