06 Mayıs 2022

İhraç kaydıyla satışlarda TL ödeme zorunlu mudur?

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bir an önce ihraç kaydıyla menkul satışlarında TL ödeme mecburiyetinin olmadığını açıklaması isabetli olacaktır.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'na göre ihracat işlemleri KDV’den istisnadır. Kanunda bu istisna bir alt aşamaya da sağlanmış, imalatçıların ihraç edilmek kaydıyla ihracatçı firmaya teslimleri de KDV’den istisna edilmiştir.

İhraç kaydıyla teslim işlemi uygulamada “by-pass ihracat” olarak da anılır. Bu işlemde ihracatçı pasif pozisyondadır. İhracat işlemine ilişkin tüm maliyet, hasılat ve riskler prensip itibariyle imalatçıya aittir, ona mâl edilir. İhracatçı çoğunlukla bu ihracata aracılık işlemi nedeniyle sabit veya oransal bir komisyon geliri elde eder.

Bu nedenle, her ne kadar ihraç kaydıyla teslim, yurt içinde yerleşik iki mükellef arasında gerçekleşse de, ihracatın gerçekleşmesi kaydıyla, normal bir yurt içi teslimden farklıdır.

Bu uzun sayılabilecek girişi, döviz cinsinden veya dövize endeksli “menkul” satışlarında döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenen bedelin Türk Lirası (TL) cinsinden ödenmesi zorunluluğu getirilmesi nedeniyle yazdım.

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yurt içi yerleşikler arasındaki menkul satış sözleşmelerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak düzenlenmiş olsa da ödemelerin TL cinsinden yapılması zorunluluğuna ilişkin tebliği yayımlamasından bu yana bir konu tartışılıyor: İhraç kayıtlı teslimlerde de bu zorunluluk geçerli mi?

Bence geçerli olamaz, olmamalıdır.

Çünkü ihraç kayıtlı teslimde aktif taraf imalatçıdır. İhracat işleminde tüm hasılat, maliyet ve riskler prensip olarak imalatçıya aittir. Başka bir ifade ile pasif nitelikteki aracı ihracatçıyı yok sayarsak, ihraç kaydıyla satış işlemini yurt içi yerleşik bir kişi ile yerleşik olmayan diğer kişi arasındaki işlem olarak değerlendirmek gerekir. 

Eğer bu işlemde ödemeyi TL yapmaya zorlarsak, taraflar arasındaki anlaşmayı bozar, düzenlemeyi yurt dışı yerleşik kişilere de uygulamış oluruz.

Diğer taraftan, ihracat işlemlerinde halen ihracat bedeli dövizin yüzde 40’ını TL’ye çevirme zorunluluğu bulunuyor. İhraç kayıtlı teslimlerde de TL ödeme zorunluluğunun gerekli olduğunu kabul edersek, zaten yüzde 40’ın bile ihracatçıyı zorladığı bir ortamda, ihracat bedelinin yüzde 100’ünü TL’ye çevirme zorunluluğu getirmiş oluruz. Bunun yanlış olduğu ve sürdürülemeyeceği açıktır.

Bu durum sadece vergi mevzuatının bir gereği değil, ihracat mevzuatının da bir sonucudur. Çünkü ihracat mevzuatına göre; aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi şirketlerin Dış Ticaret Sermaye Şirketleri ve Sektörel Dış Ticaret Şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracatta, aracılık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadığı taktirde malın üretimi veya tedariki ile ilgili tüm belgeler ve malın ihracatı ile ilgili ihracat, kambiyo, gümrük ve diğer mevzuat yönünden idari ve cezai yükümlülüklerden doğrudan ve münhasıran imalatçı ve tedarikçi şirketler sorumludur.

Bu anlayışın, aracı ihracatçının dış ticaret sermaye şirketi veya sektörel dış ticaret şirketi statüsüne sahip olmadığı tüm ihraç kaydıyla teslimler bakımından da geçerli olması gerekir.

Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bir an önce ihraç kaydıyla menkul satışlarında TL ödeme mecburiyetinin olmadığını açıklaması isabetli olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Öz sermaye hesaplarına ilişkin enflasyon farklarını sermayeye ilave ederken bir kere daha düşünün!

Öz sermayeyi artırmayan ve hiçbir olumlu vergisel sonucu olmayan bu işlemin yapılmasını kesinlikle önermiyorum. Aman dikkat!

Şirket ortakları ve mirasçılarını ilgilendiren önemli gelişme: Enflasyon düzeltmesi veraset ve intikal vergisini de etkiliyor!

Enflasyon düzeltmesi ile öz sermaye tutarları önemli ölçüde değişmektedir. Çoğunlukla öz sermaye tutarları artmaktadır, çünkü ülkemizde mükelleflerin büyük çoğunluğu varlıklarını özkaynaklarla değil borçla finanse ettiklerinden enflasyon düzeltmesi işlemi enflasyon kazancı doğurmaktadır. Bu da öz sermayeleri artırmaktadır