10 Şubat 2023

Deprem nedeniyle yapılması beklenen acil düzenlemeler

Mutlaka bunlara ilave edilecek öneriler vardır. Bunları gündeme gelecek ilk torba kanuna koymak mümkün olduğu gibi, bu depremlere yönelik özel bir kanun da çıkarılabilir

Kahramanmaraş’ta birbiri ardına meydana gelen depremler ülkemizin bugüne kadar gördüğü en büyük felaketler. Bu olağanüstü dönemi, olağan dönemlerin yasal düzenlemeleri ile atlatabilmek pek mümkün görünmüyor.

Bu nedenle Meclis'ten bazı düzenlemeleri hayata geçirmesini acilen bekliyoruz.

Benim ilk aklıma gelenleri aşağıda sıraladım. Mutlaka bunlara ilave edilecek öneriler vardır. Bunları gündeme gelecek ilk torba kanuna koymak mümkün olduğu gibi, bu depremlere yönelik özel bir kanun da çıkarılabilir.

  • Depremden zarar görenlere yardım etmek için kişiler veya kurumlar yardım toplayıp, büyük bir gayretle bunları bizzat veya değişik kanallarla depremzedelere ulaştırmaya çalışıyorlar. Bu girişimlerin, toplanan yardımların AFAD, belediyeler, spor kulüpleri, köy tüzel kişilikleri, dernekler, vakıflar gibi kurumlar aracılığıyla depremden zarar görenlere ulaştırılmaları kaydıyla Yardım Toplama Kanununa aykırılık teşkil etmediği acilen hükme bağlanmalıdır.

 

  • Bu şekilde yapılan yardımların tamamının vergiye tabi gelirden veya kurum kazancından indirilmesinin sağlanmasını, yapılacak yardım miktarını artıracak ve kişileri/kurumları yardıma teşvik edecek olması nedeniyle zorunlu görüyorum. Burada önemli olan yukarıda saydığım kurumlar kanalıyla bu yardımların ve bağışların depremzedelere ulaştırılmış olmasıdır.

 

  • Deprem nedeniyle yakınlarını kaybedenlere veya bunların yakınlarına, ölüm ve sair nedenlerle yapılan yardımların gelir vergisi ve sigorta priminden istisna edilmesinin yanında ,vergi matrahından gider olarak indirebileceğinin de düzenlenmesi isabetli olacaktır.

 

  • Depremde yıkılan binaların yeniden inşası nedeniyle yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisna edilmelidir.

 

  • Depremden psikolojik olarak etkilenen kişiler tek katlı prefabrike binalar inşa ettirmeyi düşünmektedirler. Bu yapıların depremden etkilenen kişilere teslimi KDV’den istisna edilmelidir.

 

  • Bütçe ilkelerinden biri, “adem-i tahsis” ilkesidir. Bu ilke, belirli bütçe gelirlerinin belirli bütçe giderlerine ayrılmamasını ifade eder. Bu ilke gereğince geçmişte deprem vergilerinden toplanan paralar doğrudan deprem harcamalarına tahsis edilememiştir. Bu nedenle acilen deprem harcamaları için kullanılmak üzere “deprem fonu” ihdası gereklidir. Prof. Dr. Murat Batı’nın hemen deprem fonu kurulması gerektiği görüşünü şiddetle destekliyorum.

 

  • Bir deprem ülkesi olan ülkemizde Deprem Bakanlığı kurulması zorunludur.

 

  • Depreme uygun yapı üretimi için dönüşüm projeleri uygulamaları farklı bir yaklaşımla düzenlenmelidir.

 

  • Depremle ilgili suçlar ağırlaştırılmış suçlar olarak düzenlenmelidir.
  • Hem idari hem de adli yargısal sürelerle ve süreçlerle ilgili acil bir düzenleme yapılmalıdır.
  • Depremden etkilenen yerler teşvik mevzuatı açısından 6. bölge olarak kabul edilmelidir. 
  • Mükellefiyet kaydının nerede olduğuna bakılmaksızın iş merkezi veya faaliyetinin önemli bölümü bölgede bulunanlar da mücbir sebep kapsamına alınmalıdır.
  • Bölgedeki akaryakıt teslimleri belli bir süre ÖTV'den arındırılmalıdır. 
  • Depremde birinci derece yakınlarını kaybeden öğrencilere yapılacak burs ödemeleri gider yazılabilmelidir.
  • Deprem nedeniyle yapılacak ayni ve nakdi bağışların beyannamede "indirim" yerine "doğrudan gider" olarak dikkate alınabilmesi veya beyannamede indirim halinde kazanç yetersizliği nedeniyle beyannameden indirilemeyen tutarın sonraki dönemlere devredilmesi sağlanmalıdır.

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.  

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Enflasyon düzeltmesinin teknik iflasa etkisi

Borca batık olma durumu, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması halidir

2024 yılı birinci geçici vergi dönemi için enflasyon düzeltmesi yapılmayacak

Enflasyon düzeltmesi yapılmayacak 2024 hesap döneminin birinci geçici vergi dönemi için bilanço hazırlanmayacak ve söz konusu dönem beyannamelerine bilanço eklenmeyecek

Lokanta ve kafe gibi işletmelerde satılan gıda maddeleri için KDV oranının yüzde 10 uygulanması kesinleşti; tartışmalar sürüyor!

Tebliğde yer alan ve geçen yıl yapılan oran artışlarına ilişkin değişikliklerin (yüzde 8’in yüzde 10; yüzde 18’in yüzde 20’ye yükseltilmesi) KDV uygulama Genel Tebliğine aktarılmasına ilişkin ibare değişikliklerinin, sanki yeni yapılmış ve KDV oranları artırılmış gibi sunulması gerçekten vahim!