Sermaye şirketlerinin özvarlıklarının güçlendirilmesi amacıyla yapılan nakdî sermaye artırımları üzerinden hesaplanan varsayımsal faizin matrahtan indirilmesi şeklinde uygulanan bu teşvik maalesef beklenen yararı sağlayamadı. Bunda gerek yasal gerekse ikincil düzenlemeler ile getirilen kısıtlamaların önemli bir payı var. Yürütme organına uygulamayı neredeyse imkânsız kılacak çok sayıda yetki verilmiş durumda, bu yetkilerin tamamı da kullanıldı. Tartışmalı durumlar var. Bu nedenle iyi niyetle 2015 yılında getirilmiş olan bu teşvik, kısa bir süre içinde birçok uyuşmazlığın çıkmasına neden oldu.
Mevcut karmaşık uygulamanın daha basit bir hale getirilmesini tüm uzmanlar öneriyor. Geçmişte, bilançoda yer alan özvarlık tutarı üzerinden makul bir faiz oranıyla hesaplanacak tutarın matrahtan indirilmesi konusu çok tartışılmıştı. Böyle bir düzenlemenin ortakları kârları şirkette tutmaya veya yeni sermaye koymaya özendireceği düşünülmüştü. Çünkü "nakdî sermaye artırımına faiz indirimi" olanağı getirilmeden önce ortakları bu açıdan motive edecek hiçbir şey yoktu. Hatta sermayedarın şirkete sermaye olarak koyacağı parayı kişisel olarak değerlendirmesini özendiren bir yapı vardı. Çünkü kişisel gelirler üzerinden yapılan yüzde 10-15 gibi vergi kesintileri çoğu durumda nihai vergi haline geliyor. Oysa şirketin gelir elde edip ortağına kar payı dağıtması süreci hem daha uzun ve belirsiz hem de vergi yükü daha yüksek. Dolayısıyla ortakları şirkete yeni sermaye koymayı veya şirketteki kazancı dağıtmayıp şirkette tutmayı özendirecek yeni düzenlemelere veya değişikliklere ihtiyaç var.
nakdî sermaye artırımında faiz indirimi uygulamasını ve yaşanan sorunları soru - cevap şeklinde açıklamaya çalışacağım.
1. Faiz indiriminden hangi şirketler yararlanıyor?
nakdî sermaye artışında faiz indiriminden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki tüm sermaye şirketleri yararlanabilir.
2. Hangi sermaye artırımları indirimden yararlandırılıyor?
1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş nakdî sermaye artışları veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden indirimden yararlanılabiliyor.
Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği dönemden itibaren başlamak üzere izleyen her yıl için ayrı ayrı yararlanılıyor. Yani artırılan tutar sermaye içinde varlığını koruduğu sürece bu indirim uygulanıyor. Ancak sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılırsa azaltılan tutar indirim hesabında dikkate alınamıyor.
3. İndirim tutarı nasıl hesaplanıyor?
İndirim tutarı şu formülle hesaplanıyor:
İndirim tutarı = nakdî sermaye artışı x ticari krediler faiz oranı x indirim oranı x süre
Genel indirim oranı yüzde 50 ve Merkez Bankası tarafından 2019 yılı için en son açıklanan ticari krediler faiz oranı yüzde 12,02 olduğuna göre, 2019 yılı Ocak ayında yapılan 1 milyon TL sermaye artışı için indirim tutarı;
1.000.000 TL x yüzde 12,02 x yüzde 50 x 12/12= 60.100 TL olarak hesaplanır.
Genel indirim oranı olan yüzde 50, payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinde, halka açıklık oranına göre 25 veya 50 puan ilave edilmek suretiyle uygulanıyor.
Nakdî olarak artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda da yüzde 50’ye 25 puan ilave ediliyor. nakdîn bu işlerde kullanıldığının nasıl takip edileceği belirsiz…
Aşağıda durumlarda ise yüzde 50 oranı yüzde 0 (sıfır) olarak uygulanıyor. Yani indirim yapılamıyor.
- Gelirlerinin yüzde 25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri,
- Aktif toplamının yüzde 50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri,
- Artırılan nakdî sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutar,
- Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutar.
4. İndirim hesabında dikkate alınmayan sermaye artışları neler?
İndirim hesabında şu artışlar dikkate alınmıyor:
* Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,
* Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,
* Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,
* Ortaklarca veya ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,
* Şirkete nakdî sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları.
5. Faiz indiriminde yaşanan sorunlar nelerdir?
Gerek yasal düzenlemeden gerekse ikincil düzenlemeden kaynaklanan nedenlerle faiz indirimine bir türlü işlerlik kazandırılamıyor. Şirketlerin nakit sermaye artımına şiddetle ihtiyaç duyduğu bu ortamda nakit sermaye artırımında faiz indirimi uygulamasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Yapılmasını önerdiğim düzeltmeler şunlar:
* Esas alınan indirim oranının düşük olduğunu düşünüyorum. Merkez Bankası'nca belirlenen faiz oranının neden yüzde 50’si esas alınıyor? Bu bile beklenen faydayı yarı yarıya azaltıyor.
* Kazanç yetersizliği nedeniyle indirim konusu yapılamayıp sonraki dönemlere devreden tutarlar izleyen yıllarda yeniden değerleme ile artırılarak dikkate alınmalıdır.
* Sermaye avansları için avansın konulduğu tarihten itibaren indirimden yararlanılmalıdır. Mevcut durumda tescilden itibaren yararlanılabiliyor.
* Ortak alacaklarının sermayeye eklenmesinde de indirim uygulanmalıdır. Çünkü bu işlem de özkaynakları artırmaktadır. Bu konudaki olumlu yargı kararları artmaktadır.
* Özkaynaktan yapılan sermeye artışları özkaynağı artırmadığı gerekçesiyle indirimden yararlandırılmıyor. Örneğin bilançodaki geçmiş yıl kârlarından sermayeye eklenen tutarlar indirim kapsamında değil. Bence bu tutarların da düşük bir oranla da olsa indirimden yararlandırılması gerekir. Çünkü geçmiş yıl kârlarından karşılanan sermaye artışı bu aşamada özvarlığı artırmasa da gelecekteki azalmayı engeller veya zorlaştırır. Çünkü geçmiş yıl kârını dağıtmak çok kolay gerçekleştirilebilen bir işlem iken sermaye azaltımı uzun ve belli prosedürleri gerektiren zahmetli bir işlemdir.
* Ortağın gerçek kişi veya yabancı kurum olması halinde sermaye artırımının borçla finanse edilmiş olması indirimden yararlanmaya engel teşkil etmemelidir. Sermaye artışı yapan şirketler, ortaklarının sermaye ödemelerinin kaynağını bilmek zorunda değildir.
* Kâr dağıtan şirketin daha sonra nakit sermaye artırımına gitmesi halinde, dağıtılan nakdîn şirkete tekrar geri döndüğü varsayılarak ortaklarca konulan nakdî sermayenin dağıtılan kâr payına isabet eden kısım için indirimden yararlanılamayacağını söyleyen bir özelge var. Bu özelgeden etkilenen bazı kişiler önce sermaye artırımı yapılması sonra kar dağıtılması durumunda da indirim uygulanamayacağını söylüyorlar. Bu görüşlere katılmıyorum, çünkü artırım yoluyla gelen nakdin başka şirketlere sermaye olarak konulması halinde indirimden yararlanılamayacağı düzenlenmiş, ancak kar dağıtımı yapılamayacağına dair bir yasak yok.