15 Temmuz 2024

2024 yılı ikinci geçici vergi dönemi için de enflasyon düzeltmesi yaptırılmamalı, karar hemen açıklanmalı!

Birçok mükellef, düzeltme işlemini yapmak lehine sonuç verecek olsa bile yapmak istemiyor. Şartların oluştuğu dönemlerde sadece yıl sonunda bir defa yıllık düzeltmenin yapılması yeterli görülmelidir!

Değerli okurlar, 2024 takvim yılının ilk geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi şartları gerçekleştiği halde, Maliye Bakanlığı, kamuoyunun talebini olumlu karşıladı ve kanunun kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak birinci dönem için enflasyon düzeltmesi yapılmayacağını düzenledi.

Bu düzenleme tüm mükellefler için zorunlu olarak enflasyon düzeltmesinin yapılmaması sonucunu doğurdu. Zaten çoğu mükellef düzeltme yapmak istemiyordu, ancak yapmak isteyenler de bu düzenleme uyarınca enflasyon düzeltmesi yapamadılar.

2024 yılında yapılacak enflasyon düzeltmesinin önemli bir sonucu var. Bu düzeltme sonucunda hesaplanacak enflasyon kar veya zararları vergi matrahı ile ilişkilendirilecek. 2023 enflasyon düzeltmesi kapsamında hesaplanan enflasyon kar veya zararları vergi matrahı ile ilişkilendirilmemişti. Yani 2023 düzeltmesinin doğrudan vergisel sonucu olmamıştı. Ancak 31/12/2023 tarihli bilançolar, 2024 yılının açılış bilançoları olarak kabul edildiğinden, 2023 yılı düzeltmesinin düzeltmesi yapılmasa bile 2024 yılı geçici vergi dönemi matrahlarına dolaylı etkisi oluyor. Örneğin, satılan mal maliyeti ile amortisman uygulamasına düzeltilmiş tutarlar esas alınıyor.

Şimdi ikinci dönem geçici vergi beyan döneminin içindeyiz. İkinci geçici vergi dönemi 30 Haziran’da sona erdi, bu döneme ilişkin beyanın 19 Ağustos 2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) yapılması gerekiyor. Bu demektir ki, ikinci dönem için enflasyon düzeltmesi uygulanmayacağı yönünde bir karar alınmazsa, bu tarihe kadar doğrudan vergisel sonuç doğuracak enflasyon düzeltmesi işlemlerinin de yapılması zorunlu olacak.

Aşağıdaki gerekçelerle, ikinci dönem için de enflasyon düzeltmesi işleminin uygulatılmamasının doğru olacağını düşünüyorum:

  • Enflasyon düzeltmesi teknik ve karmaşık bir işlem. Böyle bir işlemi her geçici vergi dönemi için üç ayda bir uygulatmanın anlamı yok. Birçok mükellef, düzeltme işlemini yapmak lehine sonuç verecek olsa bile yapmak istemiyor. Şartların oluştuğu dönemlerde sadece yıl sonunda bir defa yıllık düzeltmenin yapılması yeterli görülmelidir!

  • Birinci geçici vergi dönemi için enflasyon düzeltmesi uygulatılmadığından ikinci dönem için de bu yönde bir beklenti oluştu. Ülkemizde bu işler hep böyledir!

  • Birinci geçici vergi dönemi için, dönem bittikten bir ay sonra (30 Nisan’da) düzenleme yapıldığına göre ikinci geçici vergi dönemi içinde pekâlâ aynı yönde düzenleme yapılabilir. Standardı bir ay olarak kabul edersek, tebliği çıkarmak için 31 Temmuz’a kadar uzun bir süre var.

  • Ülkemizde mükellefler bu tür düzenlemelerin uygulanacağı kesin olsa bile Maliye'den resmi bir açıklama beklerler. Eğer Maliye ikinci dönem için uygulamanın yapılması konusunda kararlı ise bir an önce bunu resmen açıklaması isabetli olacaktır. Keza ikinci dönem için de uygulamanın yapılmaması yönündeki talepleri olumlu değerlendiriyorsa, ilgili düzenlemeyi de bir an önce yayımlamalıdır.

  • Hatta Maliye üçüncü geçici vergi dönemi için de benzer düzenlemeyi şimdiden yapmalıdır. İkinci ve üçüncü geçici vergi dönemi için tek bir düzenleme ile enflasyon düzeltmesinin uygulanmayacağı yönünde yetki kullanılabilir.

  • Enflasyon düzeltmesi kapsamında hesaplanan enflasyon kazançlarının vergilendirilmesi realize olmamış kazançlar üzerinden haksız vergilemeye neden olduğu gerekçesiyle çok ciddi bir şekilde eleştirilmektedir. Bu konudaki tartışmaların yapılabilmesi için ve yasal düzenleme ile bu sorunun giderilmesine karar verilmesi olasılığı da düşünülerek geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması yönünden en azından 2024 yılı için mutlaka düzenleme yapılmalıdır. Bu konu ileride ihtilaflar çıkmaması bakımından da önemlidir ve geçiştirilemez!

  • Enflasyon düzeltmesi işlemi büyük ölçüde meslek mensupları (SMMM ve YMM’ler) tarafından yapılmaktadır. Meslek mensupları son yıllarda çok yıprandı ve yoruldular. Bu nedenle de erteleme gereklidir.
  • Uzun Kurban Bayramı tatili ve 2-22 Temmuz arasında uygulanan mali tatil de en azından ikinci geçici vergi dönemi için ertelemeyi zorunlu kılan haklı nedenlerdendir. Çünkü pek çok mali işler çalışanı ile meslek mensupları bu aralıkta tatil yapabiliyorlar. Son birkaç yıldır meslek mensupları neredeyse hiç tatil yapmadı, desek hatalı olmaz. Yapsalar bile tatilde de çalıştıkları için yaptıkları tatil olmuyor. Mükellefler ve meslek mensupları da insandır…
  • Meslek örgütü TÜRMOB’un bu konuda daha aktif bir çaba içinde olmasını bekliyoruz.

Erdoğan Sağlam kimdir?

Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.

Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.

Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.

İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.

Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.

2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

İştirak hissesi satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnasının oranı Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü

Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...

Yemek kartları ile ilgili yanlışta yargı kararına rağmen ısrar ediliyor!

Yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır

"
"