Azerbaycan’da 7 Şubat’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri, her zaman olduğu gibi, Türkiye’de yakından izlendi. Ayrıntılar medyada yer aldı.
Öte yandan, 22-26 Ocak tarihlerinde Strasbourg’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) oturumunda, Azerbaycan heyetinin yetki belgelerinin onaylanması reddedildi. Böylece, Azerbaycan heyeti AKPM dışında kaldı. Kamuoyuna pek yansımadı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri
İlham Aliyev, 1993-2003 arasında Azerbaycan’ı yöneten babası Heydar Aliyev’in ölümü üzerine 2003’te yapılan seçimlerde ilk kez Cumhurbaşkanı seçilmişti. Sonra 2008, 2013 ve 2018 seçimlerinde de konumunu korumuştu. Bu kez 7 Şubat’ta yapılan seçimlerde beşinci kez seçildi.
Henüz resmi sonuçlar açıklanmasa da, sağlanabilen ön verilere göre, toplam 6,5 milyon seçmenin yüzde 70’in üzerindeki bölümünü oluşturan 5 milyona yakın seçmenin oy kullandığı, Aliyev’in yüzde 90’ın üzerinde bir oranla seçildiği anlaşılıyor.
İlham Aliyev, 7 Şubat'ta oyunu Karabağ'daki Hankendi şehrinde kullandı
Bu seçimlerin en önemli özelliği, bağımsızlığından bu yana ilk kez, İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra işgalden kurtarılan topraklar da dahil, Azerbaycan’ın uluslararası toplum tarafından tanınan toprak bütünlüğü içinde gerçekleştirilmiş olması.
Azerbaycan seçimleri sonrasında Dışişleri Bakanlığımızca yapılan açıklamada bu unsur da vurgulanmış.
Seçimler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) seçim gözlem heyeti tarafından izlendi. AGİT heyetinin toplam 42 ülkeden katılan 335 gözlemciden oluştuğu açıklandı.
AGİT heyeti tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin etkin ve profesyonel şekilde hazırlandığı not ediliyor. Öte yandan, çoğulcu anlayışla farklı siyasi görüşlere ve seçeneklere yeterli imkan tanınmaması, ayrıca, önceki seçimler sonrasında iletilen tavsiyeler uyarınca yeterli önlem alınmamış olması eleştiriliyor.
Seçimlere AKPM’den gözlemci davet edilmemiş olmasının sonuçlarını izleyen bölümde ele alacağım.
Cumhurbaşkanı Aliyev’in beşinci döneminde, Azerbaycan’da demokratik güvenlik ve ekonomik refahın gelişmeye devam etmesini, bunun da bölgede siyasi istikrarın güçlenmesine katkıda bulunmasını dileyelim.
AK’nın yapısı ve AKPM’nin işleyişi
1949 doğumlu Avrupa Konseyi (AK), merkezinde Birleşmiş Milletler’in (BM) bulunduğu uluslararası güvenlik mimarisinin bölgesel tamamlayıcıları arasında. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları standartlarını geliştirerek, Avrupa siyasi coğrafyasında demokratik güvenliğin güçlendirilmesini amaçlıyor. Türkiye başlangıçtan bu yana kurucu üyeler arasında. 1990 sonrasında Sovyetler Birliği’nin ve Varşova Paktı’nın uluslararası siyaset sahnesinden çekilmeleri sonucunda, Azerbaycan dahil, yeni katılımlar ile üye devlet sayısı 47’ye yükselmişti. 2022’de Rusya’nın üyeliğinin son bulması ile 46 üye devlet ile varlığını sürdürüyor.
AK Parlamenter Meclisi
AK geniş bir Avrupa demokratik devleti gibi örgütlenmiş.
Hükümetler arası Bakanlar Komitesi, hukuken bağlayıcı karar alıyor.
Ulusal parlamenter heyetlerin temsil edildiği Parlamenter Meclis (AKPM), siyasi danışma organı niteliği taşıyor. Bununla birlikte, AK Genel Sekreteri, AK İnsan Hakları Komiseri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçlarının seçimi gibi önemli işlevleri de yerine getiriyor.
AİHM, AK yapısı içinde bağımsız yargı organı. 46 üye devletin birer yargıcı bağımsız statüde görev yapıyıor. Hukuken bağlayıcı kararlarının uygulanması Bakanlar Komitesi tarafından izleniyor.
AKPM’de toplam üye sayısı 306. Ulusal heyetlerin üye sayıları nüfusa göre belirleniyor. Türkiye en yüksek üye sayısına sahip beş ülkeden biri, 18 üye ile temsil ediliyor. Azerbaycan’ın altı üyesi var.
Her yıl başında Ocak oturumunda, ulusal heyetlerin yetki belgelerinin onaylanması gerekiyor. Başlıca iki nedenle bu konuda tartışma açılabiliyor. Heyetin oluşumunun belirlenen yöntem kriterlerine uygun olmaması (örneğin, ulusal parlamentodaki sandalye dağılımını orantılı olarak yansıtmaması); ayrıca, üye devletin AK standartları ile uyumlu davranmaması durumlarında açılan tartışma ve yapılan oylama sonucunda heyetin yetki belgelerinin onaylanması reddedilebiliyor. Bu durumda, heyetin yıl boyunca AKPM oturumlarına katılması engelleniyor.
AKPM Ocak oturumunda ne oldu?
Bir grup milletvekili, Azerbaycan’ın AK standartlarına uyumunu ve AKPM ile işbirliğinde gözlenen sorunları gerekçe göstererek Azerbaycan parlamenter heyetinin yetki belgelerinin onaylanmasını tartışmaya açtı.
İlgili komisyon tarafından hazırlanan raporda, Azerbaycan’da serbest ve adil seçimlerin yapılmasına, güçler ayrılığına, yasamanın yürütme karşısında zayıflığına, yargının bağımsızlığına, insan haklarına, “siyasi mahkumlara” ve gazetecilerin tutuklanmalarına ilişkin kaygılar dile getirildi.
Karabağ’daki duruma ilişkin olarak, AKPM’nin önceki oturumlarda Azerbaycan’ın Laçin koridoru ile ilgili tutumunu kınayan kararlarına atıfta bulunuldu.
Ayrıca, AKPM denetimi altındaki üye devletlerden biri olan Azerbaycan’ın yükümlülüğü olmasına karşın 7 Şubat cumhurbaşkanlığı seçimlerine AKPM’den gözlemci davet etmemesi ve AKPM raportörleri ile işbirliği yapmaması da eleştirildi
Komisyon tarafından hazırlanan rapor Genel Kurul’da tartışıldı. Oylama sonucu kabul edilen karar ile, Azerbaycan heyetinin yetki belgelerinin onaylanması reddedildi. Böylece, kararda tanımlanan koşulların gerçekleşmesine kadar Azerbaycan heyeti AKPM çalışmalarına katılamayacak.
Raporun tartışıldığı ve karar tasarısının oylandığı oturuma, AKPM’nin 306 üyesinden 90’ı katıldı. Karar, 76 olumlu, 10 olumsuz ve 4 çekimser oyla kabul edildi. Yani, karar AKPM üyelerinin üçte birinden azının katıldığı oturumda, toplam üyelerin dörtte birinden azının oyları ile kabul edilmiş oldu. Bu durum AKPM’nin ciddiyetine ve nesnelliğine gölge düşüren bir gelişme olarak görülebilir.
Azerbaycan heyetinin yetki belgelerinin onaylanmasının reddedildiği oylamanın sonuçları
Oy tablosu incelendiğinde; 10 olumsuz oyun 9’unun Türkiye heyeti üyelerine ve 1 oyun Arnavutluk heyeti üyesine, 4 çekimser oyun da İsviçre (2 üye), Norveç ve Bosna-Hersek üyelerine ait olduğu görülecektir.
Bu konuda raporu ve karar tasarısını hazırlayan komisyonun da üyesi olan Azerbaycan heyeti başkanı Samad Seyidov, rapora eklediği karşı görüşte, öne sürülen temelsiz iddiaları reddetmiş, Azerbaycan topraklarının uluslararası hukuka aykırı olarak işgal edildiği dönemde sessiz kalan AKPM’nin, şimdi Azerbaycan’ın uluslararası toplum tarafından hukuken tanınan toprak bütünlüğünü yeniden sağlaması üzerine alınan bu kararın AKPM’nin inandırıcılığını aşındırdığını vurguladı.
Uzun yıllardır AKPM üyesi olan Azerbaycan heyeti başkanı Seyidov haklı. Azerbaycan toprakları uluslararası hukukun açık ihlalini oluşturan işgal altında olduğu sürece sessiz kalan AKPM’nin, şimdi uluslararası hukuka uygun şekilde toprak bütünlüğünü yeniden elde eden Azerbaycan’dan siyasi intikam peşinde olması kabul edilebilir değil.
Ne yazık ki, AKPM içinde siyasi aşırılıklara eğilimli aktif azınlık, tutarlı davranmayı tercih eden pasif çoğunluğa karşı gündemi belirleyebilmekte. Yazık, AKPM içindeki bu durum da AK’nın bütününün tutarlılığına zarar verebilmekte.
Azerbaycan’ın AK standartlarına uyumu sorunsuz mu?
Bu arada Azerbaycan’ın AK demokratik güvenlik normlarına uyumu konusunda güçlüklerin olduğu da bir gerçek. Önceki yazılarımda bu konuyu geniş biçimde ele almıştım.
Azerbaycan gibi çok sayıda üye devletin de değişen ölçülerde sorunlarının bulunduğu yadsınamaz.
Ama her sorunu olanı AK’dan atmanın ya da AKPM dışında bırakmanın tercih edilen bir yöntem ve çözüm olmadığı da bir gerçek.
AK bir diyalog forumu. Ortak değerler temelinde diyalog yoluyla ortak hukuk alanı oluşturmayı, uyumu denetlemeyi ve demokratik güvenliği güçlendirmeyi amaçlıyor.
Uyum güçlüğü olanı evin dışına atmak, diyalog zeminini yok ediyor. Hesap soramaz duruma düşülüyor. Uyumsuzluk ve çatışma derinleşiyor.
Çözüm, güçlendirilecek diyalog yoluyla uyumu sağlamaya ve güçlendirmeye çalışmak. Örgütün dışına atmak belki son çare.
Azerbaycan heyetinin AKPM dışında bırakılmasına gerekçe olarak gösterilen nedenlerin nesnel ve tarafsız biçimde herkese eşit anlayışla uygulanması durumunda, devletlerin yarıya yakın bölümünün üyelikleri sorgulanır duruma gelecektir.
Erdoğan İşcan kimdir?
Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite üyesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim görevlisi Büyükelçi (E) Erdoğan İşcan, çeşitli düşünce kuruluşlarının çalışmalarına katkıda bulunuyor.
İşcan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk öğrenimi yaptı. Ekim 1978’de Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Diplomaside 40 yılı aşan hizmeti sonunda Nisan 2019’da emekli oldu. Ekim 2019’da Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite üyesi olarak seçildi.
Türkiye’yi 2005-2009 döneminde Ukrayna’da ve 2009-2011 döneminde Güney Kore’de (aynı zamanda Kuzey Kore’ye de akredite) Büyükelçi, son olarak 2014-2018 döneminde Strazburg’da Avrupa Konseyi Nezdinde Büyükelçi/Daimi Temsilci olarak temsil etti.
Önceki görev yerleri: Doha, Frankfurt, Bonn, Viyana (silahsızlanma müzakereleri), Londra (Başkonsolos), Cenevre (Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı).
Ankara’da son olarak Dışişleri Bakanlığı genel siyasi işlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı (2013-2014), daha önce çok taraflı siyasi işlerden sorumlu Genel Müdür (2011-2013), Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Direktörü (2001-2005) olarak görev yaptı.
İşcan’ın diplomasi kariyeri boyunca bağımsız olarak sürdürdüğü uluslararası pozisyonlar şöyle:
- Kadına Yönelik Şiddet ve ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) Taraf Devletler Komitesi Başkanı (2015-2018).
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi eğitim, kültür, spor, gençlik ve çevreden sorumlu Raportör Grup (GR-C) Başkanı (2017-2018).
- Demokrasi kültürü ve insan hakları alanında çalışan Norveç Kuruluşu “European Wergeland Centre” Yönetim Kurulu Üyesi (2017-2018).
|