18 Ocak 2024

“Harcanabilir gelir yalnızca Türkiye’de düştü”

Özellikle kişi başına harcanabilir gelirimiz diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nerededir? Bu gelirde son yıllarda nasıl bir gelişme görüyoruz?

Yüksek enflasyonda dünyanın en önde gelen ülkelerinden biriyiz. Enflasyonun yarattığı sefalet ve mutsuzluğu uluslararası yayınlardaki veriler hatırlatıyor. Maaşların ve özellikle emekli maaşlarının konuşulduğu bu günlerde gelirlerde durum nedir?

Özellikle kişi başına harcanabilir gelirimiz diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nerededir? Bu gelirde son yıllarda nasıl bir gelişme görüyoruz? Bu yazının amacı bu gibi sorulara yanıt aramak.

Yanıtları verilere dayanarak vermeye çalışıyorum. Eurostat’ın ve TÜİK’in bu konudaki verilerini irdeledim. Ülkelerin kişi başına ortanca (median) harcanabilir gelirlerine baktığımızda, Türkiye’nin gerilere, aşağılara kaydığını görüyoruz. Bu gerileme son yıllarda daha dikkat çekicidir.

Aslında bu durumu bu ülkede yaşayanlar çıplak gözle görüyor, sokakta şahit oluyor. Buna karşılık Türkiye’nin büyüme ve kişi başına gelir verileri açıklandığında farklı izlenimler yaratılıyor. İktidarda olanlara bakarsanız, ülke neredeyse uçuyor. Öyle mi, veriler bakalım.  

“Ortanca harcanabilir gelir yalnızca Türkiye’de düştü”

Bu ifade, Euronews kanalındaki bir haberde alt-başlık olarak vardı, aynen aldım. Euronews bu haberi AB’nin istatistik kurumu Eurostat’dan aldığı bilgilerle yapmıştı. Haber, AB üyesi ve üye adayı ülkelerde kişi başına harcanabilir gelirleri karşılaştırıyordu. Euronews (7 Kasım 2023.)

Aslında Euronews haberindeki karşılaştırmada bir çarpıklık gözleniyor. Aşağıda buna da değiniyorum. Ancak önce birkaç noktayı belirteyim.

1) Ortanca, ortalama gibi bir merkezî değer. Aşağıda açıklıyorum ki ortalamadan farklı olabilir. Kişi başına gelirde ortanca değeri kullanmak daha doğru, çünkü ortalama gibi gelir dağılımındaki uç değerlerden etkilenmiyor. Gelir dağılımı (sağa) çarpıksa, ortanca ortalamadan daha düşüktür.

2) Türkçede “harcanabilir gelir” yerine “kullanılabilir gelir” de diyoruz. Örneğin TÜİK, “kullanılabilir gelir” diyor. Bu geliri, kişi veya hane, harcayabilir veya tasarruf edebilir.

3) Yazının sonunda haberi yapan Euronews hakkında kısa bilgi veriyorum. Bu haber kanalı önceleri AB ile yakından ilişkili, ancak bu ilişki giderek zayıflıyor. Bu kanal içinde bir süre Türkiye de yer alıyor, nedense sonra ayrılıyor. 

Euronews haberinde kaynak olarak gösterilen Eurostat verileri, 35 Avrupa ülkesindeki “Eşdeğer Hanehalkı Harcanabilir Kişi Başı (Fert) Geliri” verileridir. Bunlar, her ülkenin “Hanehalkı Gelir ve Yaşam Koşulları” araştırmasından elde ediliyor. Eurostat (16 Aralık 2023.)

Eşdeğer gibi bazı kavramları aşağıda açıklıyorum. Ama önce Eurostat’ın bazı verilerini tablolar halinde yansıtayım, sonra kavramlara geleyim.

Eurostat’ın harcanabilir gelir verileri

Eurostat 35 ülkenin ve bazı bölgelerin harcanabilir gelirlerini üç ölçü birimi ile sunuyor.

1) Euro; bu ortak para birimi ile ülkelerin gelirleri karşılaştırılabilir.

2) Satınalma Gücü Standardı (Purchasing Power Standard); bu ölçü birimi ile de gelirler karşılaştırılabilir. Bu ikisinin verileri aşağıda var.

3) Her ülkenin haracanabilir geliri, kendi ulusal parası ile de sunulabilir. Örneğin Türkiye için gelirler TL ile verilebilir. Bu ölçü birimi ülkeler için farklıdır ve ülkelerin gelirlerini bu farklı ölçü birimleri ile karşılaştıramayız. Ancak, Eurostat’ın TL ile verdiği gelirler, TÜİK’in TL ile verdiği gelirlerden oldukça farklı. Aşağıda bu farklılığa da değiniyorum.

Tablo 1’de Eurostat’ın Euro cinsinden hesapladığı kişi başına eşdeğer harcanabilir gelirin ortanca değerleri yer alıyor. Tabloyu kısa tutmak adına verileri tek sayı yıllar için ve 2013’den başlayarak verdim. Veriler aslında Türkiye için 2006’da, merkez AB ülkeleri için 1996’da, bazı çevre ve aday ülkeler için 2013’de başlıyor.  

Tabloda Türkiye’ye gelir ve coğrafya olarak yakın ülkeler var. Bunların çoğunluğu, son beşi, AB üyesi değil. Almanya, AB’nin gelişmiş merkez ülkesi örneği olarak yer alıyor.

Tablo 1 Kişi Başına Eşdeğer Harcanabilir Gelirin Ortanca Değeri, Bin Euro

Kaynaklar: Eurostat

Tablodaki verilere Almanya’yı dışarıda tutarak bakalım. Görüldüğü gibi, Türkiye’nin 2013’te kişi başına harcanabilir gelirinin ortanca değeri diğer 6 ülkeninkinden daha yüksek. Ortanca gelir, 2016, 2017’ye kadar yükseliyor.

Ancak 2017’den sonraki yıllarda, Euronews heberinde belirtildiği gibi, yalnızca Türkiye’nin kişi başına ortanca geliri düşüyor, diğer tüm ülkelerinki artıyor. Türkiye’nin bu geliri 2021’de 2010’daki düzeyine geriliyor ve yalnızca Arnavutluk’un gelirinden daha yüksek.  

Euro ile hesaplanan harcanabilir gelir, döviz kuru hareketleri nedeniyle, bazı sapmalar yaratabilir. Bu nedenle Satınalma Gücü Standardını (SGS) kullanmak uygun olabilir. Tablo 2’de Eurostat’ın hesapladığı SGS değerleri yer alıyor.

Tablo 2 Kişi Başına Eşdeğer Harcanabilir Gelirin Ortanca Değeri, Satınalma Gücü Standardı

Bu tabloda görüldüğü gibi, Türkiye’nin harcanabilir geliri çok hızlı olmasa da 2020 ve 2021’de  düşüyor. Arnavutluk’tan sonra en düşük geliri olan ülke de Türkiye’dir. Halbuki 2013’te, yine Almanya dışındaki ülkeleri alırsak, Karadağ ile birlikte, Bulgaristan’dan sonra ikinci sıradadır.

Bu bağlamda Euronews haberinde bir çarpıklık var; haberde gelirler önce SGS cinsinden veriliyor. Ancak gelirdeki mutlak ve yüzde değişmeler için Euro cinsinden hesaplanan gelirler kullanılıyor. Bu işlem, Türkiye’deki harcanabilir geliri SGS’ye göre daha kötü yansıtıyor.   

Yukarıdaki iki tabloda Türkiye’nin 2022 harcanabilir gelirlerinin olmayışı dikkat çekiyor. Türkiye ile birlikte Arnavutluk ve K. Makedonya’nın da 2022 değerleri yok ve olumsuz bir görüntü ortaya çıkıyor. Bildiğim kadarıyla Türkiye’nin bu verileri Ocak 2024 sonunda yayınlanacaktır.

Son olarak, Türkiye’nin kişi başına eşdeğer harcanabilir gelirinin ortalama ve ortanca değerlerine TL olarak bakalım. Bu değerler Tablo 3’te yer alıyor. Tabloda, TÜİK gelir değerlerinin Eurostat gelir değerlerinden daha yüksek olduğu dikkat çekiyor.

Bu farkın nedenleri içinde önemli ikisi şunlardır: 1) TÜİK, kendi evinde oturan hanenin gelirine bir izafi kira değeri ekliyor. Bu eklemeyi Eurostat yapmıyor. 2) TÜİK, heneye yapılan aynî yardımı, sosyal transfer başlığı altında, gelire ekliyor. Yardımlar akraba, eş, dosttan olabileceği gibi, tarikat gibi kurumlardan da olabilir. Eurostat bu eklemeyi de yapmıyor.   

Tablo 3 Türkiye’nin Kişi Başına Eşdeğer Harcanabilir Gelirinin Ortalama ve Ortanca Değeri, Bin TL 

Kaynak: Eurostat ve TÜİK

Bu iki kalem harcanabilir gelire eklenmeli midir? Yoruma ve bakış açısına bağlı. Ancak dikkat çeken olumsuz bir gelişme var; Eurostat ve TÜİK gelir değerleri arasındaki fark giderek açılıyor. Bu açılma izafi kiradan mı, aynî yardımlardan mı, her ikisinden de mi geliyor bilemiyoruz.

Tablo 3’te dikkat çeken bir başka özellik, ortalamanın ortancadan daha yüksek olmasıdır ve bu fark da giderek açılıyor. Bunun nedeni Türkiye’de gelir dağılımının çarpıklığı, giderek bozulmasdır. Aşağıda, ortanca konusunda çarpıklığı sayısal iki örnekle açıklıyorum.  

Kavram açıklamaları

Harcanabilir/kullanılabilir gelir; hanehalkında yer alan kişilerin vergiler kesildikten sonraki toplam ücret, girişimci (kâr), gayrimenkul (kira), menkul kıymet (faiz ve temettü), karşılıksız sosyal transfer gelirlerinden oluşur.

Sosyal transfer geliri; içinde emekli maaşı, yaşlılık maaşı, işsizlik maaşı, karşılıksız burslar, aynî (Türkiye’de) veya nakdî aile-çocuk yardımı, konut ve kira yardımı, yoksulluk yardımı gibi sosyal yardımlar vardır. Bursları ve aynî, nakdî yardımları devlet yanında özel kurumlar ve kişiler de verebilir. Derneklerin, vakıfların ve Türkiye’de tarikatların yardımları akla gelir. Ayrıca elbette akraba ve komşu gibi yakınların da yardımları olabilir.

Eşdeğer kişi başı gelir; hanehalkının elde ettiği toplam net gelirin hanehalkındaki eşdeğer yetişkin sayısına bölünmesi ile elde edilir. Eşdeğer yetişkin sayısını bulmak için OECD şöyle bir ağırlık yapısı önermiştir:

Hanede sorumlu kişinin ağırlığı: 1,0

Hanede yaşı 14 ve üzerinde olan diğer yetişkinler ağırlığı: 0,5

Hanede yaşı 14’ün altında olan çocukların ağırlığı: 0,3.

Örneğin hanede anne, baba, 17 yaşında bir çocuk ve 11 yaşında ikinci bir çocuk varsa, eşdeğer yetişkin sayısı 1 + 0,5 + 0,5 + 0,3 = 2,3 olmaktadır. Bu hanenin toplam net harcanabilir geliri 2,3’e bölününce kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir bulunmuş olur.

Hanehalkında kişi başına eşdeğer harcanabilir gelir böylece bulunduktan sonra, bu gelirin nasıl dağıldığı incelenebilir. Burada örneğin yüzde 10’luk, yüzde 20’lik gelir dilimlerinin payları, gelirin ortalaması, ortancası gibi istatistikleri bulunabilir. 

Ortanca gelir ve gelir dağılımı bozukluğu

Ülkelerarası karşılaştırmada neden daha çok ortalama yerine ortanca değerleri kullanılır? Örneğin Eurostat ülkeler için hem ortalama, hem ortanca geliri hesaplıyor, ama ortancayı öne çıkarıyor.

Nedeni şu; ortalama gelir bulunurken, gelir dağılımı bozukluğunu yansıtan çok yüksek gelirler ortalamayı yükseltiyor. Ortanca gelir ise, geliri en düşükten en yükseğe sıralayınca, nüfusu ikiye bölen noktada yer alıyor. Ortancanın altında da, üstünde de aynı sayıda kişi vardır.

Aşağıdaki tablodaki Örnek 1’deki veriler için ortanca 6’dır, ortadaki değerdir, 6’dan düşük dört sayı, 6’dan büyük de dört sayı vardır. Burada ortalama da 54/9 = 6’dır. Sayılar simetrik bir dağılım ifade ediyor.

Örnek 2’deki sayıların ortancası 7’dir; 7’den küçük ve 7’den büyük dört sayı var. Ortalama ise 72/9 = 8’dir ve ortancadan yüksektir. Burada dağılım sağa çarpıktır, sağdaki yüksek sayılar dağılımın simetrisini bozmuştur. Türkiye’deki gelir dağılımı Örnek 2’deki dağılımdan daha çarpıktır.

Türkiye’de gelir dağılımı giderek bozulmuştur, ortalama gelir ortanca gelirden daha yükseklere çıkmıştır. İktidarlar bu nedenle ortalama kişi başına geliri öne çıkarıyor olabilirler.

Verilerden şu sonuca vardık. Son 10 yıldır, yüksek enflasyonun da etkisiyle, hem kişi başına harcanabilir gelir düzeyi düşmüş, hem de bu gelirin dağılımı bozulmuştur. Türkiye her iki yönden de diğer ülkelere göre geri düşmüştür. İktidarın politikaları bu bakımdan da başarısızdır.

Not: Euronews, 1993’te Avrupa Yayın Birliğinin önerisi üzerine, uluslararası habercilikte ABD (CNN) tekeline karşı Avrupa’yı temsil etmek üzere kuruluyor. Kanala 10 AB üyesi ülkenin ulusal haber kanalları ortak oluyor, AB Komisyonu finansal destek sağlıyor.

Sonra başka kanallar ve özel şirketler de ortak oluyor. Örneğin, Türkiye’den TRT 2009’da yüzde 15.7’lik bir pay alıyor, yönetime de giriyor. Ama 2018’de ortaklıktan ayrılıyor. 2022 ortasında Portekizli bir özel sermaye şirketi Euronews kanalının yüzde 88’ini alıyor; kanal artık bu şirketin idaresindedir. Bu şirketin Macaristan başbakanı V. Orban ile ilişkisi olduğu belirtiliyor.


Kaynaklar

Euronews (7 Kasım 2023) “Income inequality in Europe: Which countries have the highest and lowest disposable income?”

Eurostat (16 Aralık 2023, Last update) “Mean and median income by age and sex”  

Ercan Uygur kimdir?

Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) ‘uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı.

Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl ‘ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki ‘ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı.

Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te ‘doçent' unvanını aldı.

1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da ‘profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi.

Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009)

Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı.

2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…"

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Talepte köpük ve TÜİK'in "düzeltme ve cevap metni"

TÜİK'in harcama kalemleri toplamı, özellikle reel tüketimdeki yukarı sapma nedeniyle, reel üretim GSYH değerini önemli ölçüde aşıyor. Dilerim TÜFE'de ve etkilediği diğer değişkenlerde düzeltmeler yapılacaktır

Tüketim dağılımı daha da çok bozuldu

Gelir dağılımı bozuldu biliyoruz, acaba tüketim dağılımı ne yöne gitti? Giderek daha mı eşit dağılıyor, yoksa tersine daha mı bozuluyor? Örneğin emeklilerin tüketimden aldığı pay ne yönde gelişiyor?

TL’ye talep kalıcı olarak arttı mı?

"Bu talep kalıcı mıdır?" sorunun yanıtı, döviz kuru ve enflasyon beklentisine, faizin kur artışından yüksek kalmasına ve cari açığın bitmesine bağlı