Ne kaçırdıklarını farkındalar mı bilmem... Ama Galatasaray geçen hafta evinde (bugüne kadar hiç yenilmediği) Osmanlıspor’u yenseydi 3 puandan çok fazla şey kazanmış olacaktı. Çünkü ilk hafta oynadıkları maçları çok rahat kazanan Fenerbahçe ve Beşiktaşlı sorumlular aynı şeyi söylüyordu:
“Bu sene şampiyonluk bizim!”
Galatasaray ise Sivas’ta beraberliği zor kurtarmıştı. Ancak aradan 1 hafta geçmişken hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş’ta ağızlar değişti.
Beşiktaşlı yöneticiler “Böyle oynarsak şampiyonluk bizim için ‘bu sene de’ hayal olur” derken; Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira “Aaaa; bu lig çok zormuş yaaa!” diyerek çok pahalı transferlere imza atmanın Süper Lig’de şampiyonluğa yetmeyeceğini itiraf etmişti.
Peki ne olmuştu da Galatasaray’ın şampiyonluktaki en büyük rakibi Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta böylesine karalar bağlanmıştı?
Çünkü o arada Galatasaray Madrid’de Real Madrid’e karşı “Barcelona gibi” top oynamıştı! Hem Pereira hem de Beşiktaşlı yöneticinin gözünü korkutan buydu!
Gelgelelim Galatasaray ayağına kadar gelen fırsatı kullanamadı. O maçtan alınacak 3 puan transfer sezonunda Fenerbahçe ve Beşiktaş tarafına geçmiş “psikolojik” üstünlüğü yeniden Galatasaray’a getirecekti. Galatasaray Osmanlıspor’a yenilerek hem bu fırsattan oldu; hem de kendini derin bir dert sarmalının içine attı. Ligin henüz 2. haftasındaydık ama; Hamzaoğlu’nun gönderileceği, yerine de Ersun Yanal’ın getirileceği konuşulmaya başlandı.
Normal!
Şayet o top gol olmuyorsa, sen de maç kazanamıyorsan “akla yatkın tüm senaryolar” gazete sütunlarında yer bulur.
6 ay içinde 3 kupa kazanmış hoca olman da buna mani olamıyor!
Hiç şüpheniz olmasın; 2 haftada 5 puan kaybı tamamen Hamza hocanın yanlış kadro tercihlerindendi. Hem Burak Yılmaz hem de Felipe Melo ile girdiği inatlaşma Galatasaray’ı Konyaspor karşısına oldukça gergin çıkardı.
Başka zaman olsa Galatasaray Konya’ya “çok rahat” gelirdi. Çünkü geçmişte oynanmış maçlara bakınca Konyaspor (Kayserispor’la birlikte) Galatasaray’ı “en zorlamayan” takım! Galatasaray Konyaspor’a karşı o kadar üstündü ki; Florya’da kendi A2 takımı ile antrenman maçı yapsa onları bile bu kadar rahat yenemeyebilirdi!
2015 Ağustos’unun 29’nda 29’uncu defa karşılaştı Galatasaray Konyaspor’la... Daha önceki 28 maçın 22’sini Galatasaray 2’sini Konyaspor kazanmış; 4 maç da berabere bitmiş. Atılan gollerde 59’a 16 ile Galatasaray rakibini resmen ezmiş!
2003-04 sezonunda evinde oynadığı maçta 1-0 kazanan Konyaspor o galibiyetten sonra tam 17 yıldır 3 puana hasret kalmış!
Şöyle sıkıntılı bir dönemde “Kimle oynamak isterdiniz?” diye Hamza hocaya sorsalar sanırım o da “Konyaspor’la” derdi. Çünkü geçen sene de Hamza Hamzaoğlu ile başlayan “Galatasaray ayaklanması” gene Konya’da alınan 5-0’lık galibiyetle start almıştı. Tarih bi daha tekerrür eder mi?
Geçen hafta kaybedilen Osmanlıspor maçından eve dönerken aklıma takılan soru şuydu:
“Hamza hoca sağdan Podolski, soldan Sneijder’in top taşıdığı Umut ve Burak’la bitirici vuruş aradığı bir kadroyu deplasmanda da yapabilir mi?”
Gördük ki; yapabiliyormuş!
Yapabilir de; bunlar 2 aylık kamp döneminde denenecek şeylerdi; lig maçlarında değil!
Şeytan insanın aklına şunu getiriyor: Umut’la Burak’ı yan yana oynatmasını acaba Fatih Terim mi rica ediyor?
Letonya ve Hollanda maçları çok önemli... Acaba Burak Yılmaz ve Umut Bulut yan yana o maçlara mı hazırlanıyor!
Geçen maçtan sonra da yazdık. Hala Umut Bulut oynayacaksa bu takıma neden Drogba alınıyor; bu takıma neden Podolski alınıyor?
Ama madalyonun tersi de şunu diyor:
Podolski ve Drogba’lar “esas oğlan” olursa Fatih Terim milli takımda kime “golcü” diye kime sarılır?
Hamzaoğlu’nun göz ardı ettiği gerçeklerden biri de şu... Her ne kadar ona “Galatasaraylı Yasin” diyebilmek için Yasin’in daha 10 fırın ekmek yemesi lazım da olsa; Yasin Galatasaray’ı kalbi oldu. Onun takıma kattığı adı konamaz bir enerji var. Galatasaraylı Yasin’i sahada görmekten ne kadar mutluluk duyuyorsa Umut’u görmekten de o kadar sinir oluyor! Galatasaraylı Umut’u ilk 11’de gördüğünde takımına enerjisini gönderemiyor, birlikte bir sinerji yaratamıyor! Hamza, Fenerbahçeli Emenike’den ders almalı! Umut sonradan girince her Galatasaraylı için “umut”tur; ama ilk 11’de, hele sağ kanatta oynattığı zaman ha vardır; ha yoktur!
Galatasaray taraftarı Sabri’ye çok sallıyor ama...
Sahaya çıkınca da her şey ondan bekleniyor!
Bu maçta 18’e giremeyen Tarık Çamdal’ın maaşına (sözleşmesi gereği) 100 bin euro zam yapıldı ve 1.400 bin euroya oynar oldu. 18’e giremeyen Tarık bu parayı alırken Sabri’den bedavaya oynamasını mı bekliyorlar?
Sabri Burak Yılmaz’ın golünde “Al da at” dedi. Sabri size yaranmak için daha ne yapsın? Galatasaraylı kendine şunu sorsun. Maç öncesinde onca eleştirmenize rağmen Sneijder ve Sabri dışında “asist yapsa” diye umutla beklediğiniz başka bir oyuncu söyleyebiliyor musunuz? Beğenmediğiniz Sabri geceyi 2 asistle tamamladı; yürekten mücadelesi de cabası!
Umut Bulut’a ancak 55. dakikaya kadar tahammül edebilen Hamzaoğlu onun yerine topa daha çok sahip olma adına Emre Çolak’ı aldı. O değişikliğin de doğru değişiklik olup olmadığı tartışılır. Ama kazanan her zaman haklıysa diyecek sözümüz kalmıyor!
Maçın hakemi Fırat Aydınus artık eski Fırat Aydınus değil... Mesleki anlamda sürekli düşüş halinde... İşin kötüsü; artık “stada göre” “takıma göre” maç yönetir oldu. Aydınus bazı statlarda (!) yardımcı hakemi “At” diye uyarmasına rağmen atılması gerekeni atmıyor; bazı statlarda da atmak için fırsat kolluyor!
66. dakikada çift sarı karttan oyundan attığı Carole’e gösterdiklerini eminiz ki başka statlarda göster(e)meyecek!
10 kişi kaldıktan sonra Galatasaray adına maç tam bir kabustu. Konyasporlu Meha uzaktan attığı şutlarla Muslera’ya çok zor anlar yaşattı. 10 kişi kalmışken 2-2’yi bulsalar o moralle maçı bile kazanabilirlerdi.
Kimse skora bakarak Galatasaray’ın çok rahat bir maç çıkardığını sanmasın. Bu Galatasaray “ancak bu Konyaspor’u” yenebilirdi! Konyaspor geçmişinde Galatasaray’a karşı bu kadar ezik olmasaydı Sarı Kırmızılılar İstanbul’a (ve Milli maç arasına) huzurla giremezdi!
Hamzaoğlu’nun yanlış kadroları yüzünden Galatasaray hala “Akhisar gibi” oynuyor! Hamzaoğlu Galatasaray’ı “Galatasaray gibi” oynatmazsa torunlarına sadece 3 kupa hikayesi anlatır.
Benden uyarması!