27 Eylül 2013

Bütçe’nin sekiz aylık gerçekleşmeleri ve tedbirli iyimserlik

FED’in para politikasına ilişkin vereceği muhtemel kararlar ve Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik ekonomi -dolayısıyla kamu maliyesi- üzerinde hala ciddi bir risk oluşturuyor; ancak mevcut bütçe performansı 'endişelenmek için henüz erken' diyor

FED’in para politikasına ilişkin vereceği muhtemel kararlar ve Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik ekonomi -dolayısıyla kamu maliyesi- üzerinde hala ciddi bir risk oluşturuyor; ancak mevcut bütçe performansı “endişelenmek için henüz erken” diyor.

Bu yıl “mali tatil” nedeniyle Temmuz bütçe sonuçlarına ilişkin rapor yayımlanmadı ve Temmuz bütçe verileri Ağustos'la birlikte geçtiğimiz günlerde açıklandı. Şimdi, kısa bir süre önce açıklanan bu bütçe verilerinin satır başlarına ve genel gidişata bakmaya çalışalım.

 

Bütçe gelirlerinde performans artıyor

 

2013 Ocak-Ağustos döneminde kümülatif “bütçe gelirleri” bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,9 oranında artmış ve 259,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Vergi gelirleri ise bu dönemde biraz daha yüksek performans göstermiş ve %18,6 artışla 216 milyar TL olmuş. Vergi gelirlerindeki yükselen performans iyi denilebilir; ancak performansın henüz istenen seviyede olduğunu söylemek zor. Kaldı ki, iç piyasada yaşanacak bir durgunluk ve/veya kurlardaki yukarı yönlü hareket kaynaklı bir ithalat düşüşü vergi gelirlerinin performansını ciddi biçimde bozacaktır. Bu durumun, bütçe giderlerine de ciddi olumsuz yansıması olacağını söyleyebiliriz.

 

Bütçe giderlerinde bir raydan çıkış yok…

 

“Bütçe giderleri” bu dönemde %13,4 oranında artarak 259,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bunun içerisinde “faiz giderleri” 37,7 milyar TL ve bu rakam geçen yıla göre %4'lük bir artışa karşılık geliyor. Bu göstergeye “olumlu” denilebilir; ancak önümüzdeki dönemde bu durumun ne kadar sürdürülebileceği yakından izlenmeli. Bütçe giderlerinde, geleneksel yıl sonu atağına dikkat edilmeli.

 

Faiz dışı fazla

 

2013 Ocak-Ağustos döneminde “faiz dışı fazla” da %36,9 artışla 38 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Çarpıcı olan nokta şu; 2103 sonu için planlanan faiz dışı fazla rakamı ciddi biçimde aşılmış durumda. Bunlar oldukça iyi bir göstergeler ancak yine de yılın son ayları dikkatle izlenmeli.

 

Bütçe “fazla” veriyor; ancak yıl sonuna dikkat…

 

Yukarıdaki verileri birleştirirsek, Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sekiz aylık dönemde 231 milyon TL'lik bir “fazla” verdiği ortaya çıkıyor. Bütçe’nin 2012’nin aynı döneminde 8,5 milyar TL “açık” verdiği düşünülünce mevcut rakamın oldukça iyi olduğu söylenebilir. Bunda, bu dönemde hem bütçe gelirlerindeki olumlu performansın (Özellikle dâhilde ve ithalde alınan KDV ile kısmen ÖTV) hem de özelleştirme gelirlerinin (8,3 milyar TL) büyük etkisi var. Kaldı ki bütçe giderlerindeki disiplin de oldukça iyi. Yıl sonu için hedeflenen 34 milyar TL’lik “açık” şimdilik tutturulabilir gibi görünüyor; ancak şu nokta da dikkatten kaçırılmamalı, bütçe giderleri geleneksel olarak yılın son aylarında ciddi oranda yükselir. Bu da yılın sonuna doğru ciddi bütçe açıkları görebiliriz anlamına geliyor.

 

Tedbirli iyimserlik

 

Toparlayacak olursak, önümüzdeki dönemde FED’in para politikasına ilişkin vereceği muhtemel kararlar ve Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik ekonomi -dolayısıyla kamu maliyesi- üzerinde hala ciddi bir risk oluşturuyor; ancak mevcut bütçe performansı “endişelenmek için henüz erken” diyor. Şu sıralar, bütçe gerçekleşmelerine bakarak “tedbirli bir iyimserliği” korumak yerinde bir karar gibi görünüyor. 

Yazarın Diğer Yazıları

Bütçede fon uygulamalarına yeniden mi dönüyoruz?

Tahsisli vergi uygulamasının, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasını ifade eden “Bütçe Birliği” ilkesi ile bu ilkenin doğal sonucu olan ve bütçe içindeki hiçbir gelirin hiçbir gidere tahsis edilememesini işaret eden “adem-i tahsis” ilkesi ile uyum içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

"
"