20 Aralık 2014

Bütçe’nin Kasım fotoğrafı tüm yılı özetliyor…

Yıl sonunda 24 milyar TL’yi aşan bir açık görme ihtimalimiz hiç de zayıf değil.

15 Aralık’ta yayımlanan 2014 Ocak-Kasım bütçe gerçekleşmeleri önemli mali ipuçları içeriyor. Henüz bir ay eksik olsa bile, 2014 bütçesinin genel karakteristiğini Kasım gerçekleşmelerinden okumak mümkün. Açıklanan verilere kısaca değinelim;

 

Gelirler

 

Ocak-Kasım 2014 döneminde kümülatif “bütçe gelirleri” 2013’ün aynı dönemine göre sadece %8,4 artışla 386,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu düşük artış oranı 2014 boyunca sıkça değindiğimiz, “bütçenin gelir performansındaki düşüklüğün” devamına işaret ediyor. Aynı dönemde “vergi gelirleri”nin de beklenen performansı gösteremediği belirtmemiz lazım. Vergi gelirlerinin artış oranı, genel gelir artış oranından daha kötü; %7,4’lük artışla 321,7 milyar TL’lik bir vergi geliri karşısındayız. Bu yılın başından beri, vergi gelirleri performansının oldukça sıkıntılı olduğunu vurgulamaya çalıştık. 6552 sayılı (Torba) Kanun ile getirilen vergi affına/yapılanmasına ilişkin tahsilat yansımalarının da bu bütçe döneminde çok sınırlı olacağını belirtilebiliriz.

Yılın onbir aylık döneminde, ithalde alınan KDV de dikkat çekici. Bu dönemde, ithalde alınan KDV kümülatif sadece %2,4 oranında artmış ve 57,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu durum Türkiye’nin geçmiş yıllarından oldukça farklı bir durum. İthalde alınan KDV ile “dış ticaret açığı ve cari açık” ilişkisi malum; bu gerçekleşme, dış ticaret dengesi ve cari açık bağlamında oldukça olumlu bir işaret. Diğer taraftan, üretimimizin hammadde ve aramalı bakımından, ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğunu düşününce, ithalde alınan KDV verileri iç ekonomik dinamizm ve ihracat performansımızın düşebileceğine işaret ediyor olabilir.

Kümülatif olarak “dâhilde alınan KDV (%0,6 düşüş) ve ÖTV (%5,6 artış)” kanallarında yaşanan dikkat çekici oranda düşük performans bu ay sonu itibariyle devam ediyor. Özetle, vergi gelirlerinin ana motoru olan ÖTV ve KDV kanallarında yılın son ayında ciddi bir hareketlenme beklemek pek de gerçekçi görünmüyor.

Belirtmekte yarar var -zayıf gelir performansına rağmen- 321,7 milyar TL’lik Kasım gerçekleşmesine bakınca, vergi gelirleri revize yılsonu hedefi olan 352 milyar TL ulaşılmaz görünmüyor. Hatta bu rakam bir miktar da aşılabilir. Bu durum yılsonuna doğru veya yeni yılın başlarında bir “vergi artışı sürprizi” yaşama ihtimalimizi oldukça zayıflatıyor.

 

Giderler ve Bütçe Dengesi

 

Gider tarafına gelince; “bütçe giderleri” bu dönem -gelir performansının üzerine çıkarak- %11,2 oranında artmış ve 398,2 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Giderler cephesinde, revize yılsonu bütçe hedefi 448 milyar TL ve bu hedefin aşılma ihtimali de oldukça kuvvetli.

Faiz dışı fazla konusunda da pek olumlu bir seyir izlenemiyor. Onbir ayda “faiz dışı fazla”  geçen yıla kıyasla %20,6 azalmış ve 37,1 milyar TL olmuş.

Özetleyelim, 2013 Ocak-Kasım döneminde 1,2 milyar TL'lik bir “açık” veren Bütçe2014’ün Ocak-Kasım döneminde tam 11,3 milyar TL “açık” vermiş durumda. Bütçe açığı için revize yılsonu hedefinin 24 milyar TL olduğu düşünülünce; mevcut açığın -olumsuz olmakla birlikte- henüz alarm sinyalleri vermediğini söyleyebiliriz. Belirtelim, yıl sonunda 24 milyar TL’yi aşan bir açık görme ihtimalimiz hiç de zayıf değil. Kısacası, mali disiplinin sürdürülmesi anlamında 2014’ün 2013’ün gerisinde kaldığını vurgulamamız yerinde olur. İçerisinde bir genel seçim de yaşayacağımız 2015’te, “mali disipline” daha fazla ihtimam gösterilmesini umalım.

(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bütçede fon uygulamalarına yeniden mi dönüyoruz?

Tahsisli vergi uygulamasının, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasını ifade eden “Bütçe Birliği” ilkesi ile bu ilkenin doğal sonucu olan ve bütçe içindeki hiçbir gelirin hiçbir gidere tahsis edilememesini işaret eden “adem-i tahsis” ilkesi ile uyum içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

"
"