20 Temmuz 2013

Bütçe’nin geçmiş altı aylık fotoğrafında neler var?

Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketin sürmesi başta ithalat kanalı olmak üzere hem üretimi hem de tüketim harcamalarını olumsuz etkileyebilir

Emrah AKIN

Direktör, KPMG

[email protected]


Bütçe’nin hafta başında yayımlanan Ocak-Haziran gerçekleşmelerinde oldukça önemli noktalar var. Ayrıntılara girmeden tespitlerimizi yapalım;

Gelirler

2013’ün ilk altı aylık döneminde kümülatif olarak “bütçe gelirleri” bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,7 oranında artışla 190,9 milyar TL; ancak bu dönemde vergi gelirlerimiz biraz daha yüksek performans göstermiş ve %20,7 artışla 187,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bütçe’nin, vergi gelirleri başta olmak üzere, yükselen gelir performansı iyi olmakla birlikte henüz istenen seviyede değil.

İlk altı aylık dönemde “vergi” rakamlarına yakından baktığımız takdirde ithalde alınan KDV dikkat çekiyor. Bu dönemde, ithalde alınan KDV kümülatif olarak %32,3 oranında artmış ve 30,9 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Sadece Haziran'da aylık bazda artış %47’yi (6,1 milyar TL) bulmuş durumda. İthalde alınan KDV ile “dış ticaret açığı ve cari açık” ilişkisi oldukça önemli. Bu durum, dış ticaret dengesinin Haziran gerçekleşmeleri için pek iyi bir işaret değil.

Haziran’da dahilde alınan KDV (%49,8 artış) ve ÖTV (%29,9 artış) kanallarında yaşanan yüksek performans da Bütçe dengesini olumlu etkilemiş görünüyor. Varlık Barışı Kanunu dolayısıyla yurtdışından beyan edilecek varlıklar üzerinden alınması planlanan %2 oranındaki vergi de bu yıl vergi gelirlerini olumlu etkileyebilir; ancak 2008 yılındaki ilk varlık barışında toplanan verginin 1,5 milyar TL civarında olduğu düşünülünce bu kaynaktan gelecek vergi sınırlı olacaktır.

 

Giderler ve Bütçe Dengesi


Gider tarafına gelince; “bütçe giderleri” bu dönem sadece %11,2 oranında artarak 187,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu “mali disiplin”in hala taviz verilmeden uygulandığının önemli bir işareti. Bu dönemde “Faiz giderleri” de 23,3 milyar TL olarak gerçekleşmiş ki bu rakam geçen yıla göre %11,3'lük bir azalışa karşılık geliyor. İlk altı ayda “faiz dışı fazla” ise %34,8 artışla 26,4 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Bu oldukça iyi bir gösterge ancak yılın ikinci yarısında sürülebilirliği oldukça önemli.

Özetlersek, 2012 Ocak-Haziran döneminde 6,7 milyar TL “açık” veren Bütçe; 2013'ün Ocak-Haziran döneminde 3,1 milyar TL'lik bir “fazla” vermiş durumda. Bu rakamlar yıl sonu hedeflerinin tutturulması yolunda oldukça önemli işaretler. Ancak şu nokta da dikkatten kaçırılmamalı, bütçe giderleri geleneksel olarak yılın son aylarında yükselişe geçer ve bu durum, bazı yıllarda beklenmeyen bütçe açıklarına ve finansman sıkıntılarına neden olur.

 

İkinci Altı Ay Bizi Ne Bekliyor?

 

Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketin sürmesi başta ithalat kanalı olmak üzere hem üretimi hem de tüketim harcamalarını olumsuz etkileyebilir. Bu tablonun doğal sonucu, KDV ve ÖTV gelirlerinde daralma olacaktır. Bütçe harcamaları üzerindeki mevcut disiplin sürse bile; gelir performansında yaşanacak bir düşüş bütçe dengesini olumsuz etkileyecektir. Bu da bütçe için “yeni kaynak arayışı”nı gündeme getirebilir.

Bu noktada belirtmemizde yarar var, mevcut bütçe rakamları ve ekonomik iklim endişelenmek için henüz erken diyor.

Twitter: @AKIN_EMRAH

 

Yazarın Diğer Yazıları

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

2023 bütçesine Özel Tüketim Vergisi penceresinden bakalım

Bu ürünlerdeki vergileme modelimiz enflasyonu fazlasıyla tahrik ediyor. Bununla da kalmıyor, enflasyondaki her 1 puan artış kamu giderlerinde de 15-16 milyar TL artış yaratıyor. Yani yüksek dolaylı vergi koyarak bütçe gelirlerimizi arttırmaya çalışırken; enflasyon kanalı ile de bütçe giderlerimizi şişiriyoruz