16 Haziran 2015

Bütçe’de işler Mayıs’ta yolunda!

KDV rakamındaki mevcut durum, dış ticaret dengesi ve cari açık bağlamında negatif bir işaret

Bütçe’nin yılın ilk beş aylık dönemine ilişkin 2015 Mayıs gerçekleşme rakamlarına ilişkin Gerçekleşme Raporu 15 Haziran’da yayımlandı. Açıklanan verileri genel hatlarıyla pozitif olarak nitelendirmemiz mümkün; hatta Ocak-Mayıs arasındaki dönemin özellikle vergi gelirleri bağlamında olumlu sinyaller içerdiğini belirtmek gerekli. Şimdi, açıklanan bazı verilerin altını çizelim;

 

Gelirler

 

Ocak-Mayıs 2015’te “bütçe gelirleri” 2014’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 12,5 artışla 197,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu rakamın geçen yıl yüzde 10,3 arttığını düşünürsek, mevcut artışın -pek tatmin edici olmamakla birlikte- geçen yıla kıyasla olumsuz olduğunu söylemek zor. Vergi tarafında ise yüzde ’lik bir artışla 165,4 milyar TL’lik bir vergi geliri karşısındayız. Geçen yıl vergi gelirlerinde sadece yüzde 8,9’luk bir artış gözlemlemiştik, özetle vergi gelirleri de ilk beş ayda geçen yıla kıyasla daha olumlu bir tablo arz ediyor.

Vergi gelirlerin gelecek aylardaki performansının, iç ekonomik canlanmaya ve bu canlanmanın KDV ve ÖTV kanallarına yaratacağı hareketlenmeye bağlı olacağını düşünürsek; vergi gelirleri için yılın geri kalanında iç ekonomik dinamizm çok kıymetli olacak.

Bu dönem ithalde alınan yüzde 11,8 artmış durumda. Bu durumun arkasında, ithalata gözlemlenen artışın yanında, kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketin olduğunu öngörmek mümkün. Üretim ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğu düşünülünce, ithalde alınan KDV’de gözlemlenen artış ekonomik dinamizm ve büyüme rakamları bağlamında pozitif; ancak “cari açık” için negatif bir gösterge. Bu dediklerimizi biraz açalım… İthalde alınan KDV ile “dış ticaret açığı ve cari açık” ilişkisi malum; ithalde alınan KDV rakamındaki mevcut durum, dış ticaret dengesi ve cari açık bağlamında negatif bir işaret; çünkü ithalat artışına işaret ediyor. Diğer taraftan, üretimimizin ham madde ve aramalı bakımından, ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğunu düşününce; ithalde alınan KDV’nin Ocak-Mayıs dönemi verileri, iç ekonomik dinamizm ve ihracat performansımızın artabileceğine dair kuvvetli bir işaret veriyor da denilebilir.

“Dâhilde alınan KDV (yüzde 10,5 artış) ve ÖTV (yüzde 19,7 artış)” kanallarındaki gerçekleşmeler ise geçen yıla kıyasla oldukça iyi. Bütçe’nin amiral gemileri olan  “bu iki vergi” bu yıl da yine vazifelerini yerine getirecekler gibi görünüyor. Bu iki veri, iç ekonomik dinamizm için tehlike çanları henüz çalmıyor demek için bize fırsat veriyor.

 

Giderler ve Bütçe Dengesi 

 

Gider tarafına gelince; “bütçe giderleri” Ocak-Mayıs döneminde yüzde 12,1 oranında artmış ve 200,1 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Bu rakam geçen yıl aynı dönemde yüzde 15,1 civarında artmıştı. Gider tarafında da henüz ciddi bir sıkıntı olduğunu söylemek zor; genel seçimin etkilerini de ancak Haziran sonuçları ile görmeye başlayabileceğiz.

Faiz dışı fazla bu dönemde geçen yıla kıyasla yüzde 15,7 artmış ve 25,6 milyar TL olmuş. Bu göstergenin Ocak-Mayıs döneminde Bütçe’ye ilişkin bir başka olumlu parametre olduğunu belirtmemiz lazım.

 

Bütçe Açığı ne diyor?

 

Bütçe’nin verdiği “açık” 2014 Ocak-Mayıs döneminde 2,8 milyar TL iken; 2015’in aynı döneminde 2,4 milyar TL’lik bir açık karşısındayız. Bu rakamın arkasında ilk 5 aylık dönem için olumlu seyreden gider ve gelir rakamları var denilebilir. Şimdilik açık rakamı bir alarm vermiyor; ancak bütçe giderleri bağlamında, yılın ikinci yarısının genellikle daha sıkıntılı olduğu hatırlatmakla yetinelim.

Mali disiplin, Türkiye ekonomisi için anahtar önemini hala sürdürüyor. Yılın geri kalanında, herhangi bir siyasi istikrarsızlığın, bunu zedelememesini umalım.


(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları

Bütçede fon uygulamalarına yeniden mi dönüyoruz?

Tahsisli vergi uygulamasının, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasını ifade eden “Bütçe Birliği” ilkesi ile bu ilkenin doğal sonucu olan ve bütçe içindeki hiçbir gelirin hiçbir gidere tahsis edilememesini işaret eden “adem-i tahsis” ilkesi ile uyum içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

"
"