1998 yılından bu yana Türkiye için hazırlanan 17. İlerleme Raporu, Avrupa Komisyonu tarafından 8 Ekim’de yayımladı. Bugüne kadar -aralarında “Vergilendirme”nin de olduğu- 14 faslın müzakereye açıldığı Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin, kamuoyunda artık eskisi kadar heyecan ve dikkatle izlenmediğini de söyleyebiliriz.
2014 İlerleme Raporu, vergilendirme alanında -özellikle de kanuni düzenlemeler tarafında- oldukça sınırlı bir ilerleme kaydedilebildiğimizi vurguluyor; ancak bazı alanlardaki olumlu gelişmelerin de altını çiziyor. Rapor’daki tespitlere ana hatlarıyla bakalım.
Katma Değer Vergisi
İlerleme Raporu’nun “Vergilendirme” bölümünde ilk olarak Türkiye’nin KDV karnesine ilişkin dikkate değer tespitler yapılmış. Rapor’da KDV mevzuatının AB müktesebatı ile tam olarak uyum içinde olmadığı vurgulanmış. İlerleme Raporu’nda özellikle “vergilendirme yapısı, muafiyetler, özel uygulamalar (özel matrah şekilleri) ve indirimli oran uygulamaları” gibi noktalarda müktesebata uyum için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinin altı çizilmiş.
2013 İlerleme Raporu’nda “KDV iade süreçlerine” ilişkin olumlu veya olumsuz bir tespite yer verilmemişti; 2014 İlerleme Raporu’nda KDV iade işlemlerine değinildiğini görüyoruz. Bu bağlamda, KDV iade işlemlerinin hızlandırılması çabalarının ve iade taleplerinin on-line takibine imkân veren uygulamaların Rapor’da altı çizilen olumlu gelişmeler olduğunu vurgulamak gerekli.
İadesinde gecikilen KDV’nin, mükellefler üzerinde yarattığı ciddi finansman baskısı dikkate alınırsa; bu konunun İlerleme Raporu bünyesinde takip ediliyor olmasının önemi ortaya çıkıyor.
Tütün, alkol ürünleri, mineral yağlar ve akaryakıt vergilemesi…
İlerleme Raporu’ndaki önemli tespitlerden birisi de “tütün ürünleri” üzerindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) rejimi ile ilgili. Rapor’da, tütün ürünlerinin vergilendirilmesinde “maktu (spesifik)” verginin sisteme dahil edilmesine rağmen; kurulan yeni sistemin henüz müktesebatla tam uyum içinde olmadığının da altı çiziliyor. İlerleme Raporu’nda altı çizilmek istenen nokta şu; maktu vergiyi sistem içine sokmak oldukça yerinde bir adım; ancak mevcut yapıda nispi ÖTV’nin, maktu ÖTV karşısındaki ağırlığı -AB ülkelerindekine kıyasla- hala çok yüksek ve bu durum müktesebatla uyumda sıkıntı yaratıyor. AB, “maktu” verginin toplam vergi içindeki payı için minimum bir oran öngörüyor ve birçok AB ülkesi son yıllarda sistemlerini bu yapıya uydurabilmek için sigaraya uyguladıkları nispi ÖTV'lerini düşürüp, maktu ÖTV'yi artırmış durumdalar.
Rapor’da alkollü içkilerin vergilendirilmesine ilişkin olarak da ithal ürünler ile yerli benzerleri arasındaki ÖTV dengesizliğinin altı çizilmiş ve bu durumun 2009 Eylem Planı bağlamında kademeli olarak çözümü anahtar olarak gösterilmiş.
İlerleme Raporu’nda Türkiye’nin “enerji vergilemesi” bağlamında da AB müktesebatından uzaklaşmakta olduğunu vurgulanıyor. Özellikle mineral yağlar ve motor yakıtlarının vergilemesinde “maktu ÖTV” yerine “nispi ÖTV” ile vergilendirme modelinin kullanılıyor olması bu konunun ana nedeni olarak gösteriliyor. Madeni yağlar ve akaryakıt ürünlerinin ÖTV Kanunu ekindeki (I) Sayılı listede, (A) ve (B) Cetveline göre “maktu vergilemeye” tabi tutuldukları düşünülünce; İlerleme Raporu’ndaki eleştirinin mahiyeti pek anlaşılamıyor.
Vergi denetimi, gönüllü uyum ve diğer konular…
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) operasyonel kapasitesi ve elektronik altyapısı bağlamında, vergisel işlemleri basitleştirerek, mükellef hizmetlerini geliştirerek ve vergi işlemlerinin gerçekleştirme yöntemlerini iyileştirerek “mükelleflerin gönüllü uyumunu” arttırmaya devam ettiği de İlerleme Raporu’nda altı çizilen önemli noktalardan.
2013 İlerleme Raporu’nda vergi denetimi fonksiyonun tek bir birimde toplanmasının denetimin planlanması ve uygulamasının tutarlılığının sağlanması bakımından önemine işaret edilmekteydi. 2014 İlerleme Raporu’nda ise Vergi Denetim Kurulu’nun operasyonel kapasitesini birleştirme ve güçlendirme yolunda gerekli adımları atmaya devam ettiği vurgulanıyor.
İlerleme Raporu’nda özetle; vergi yönetiminin güçlendirilmesi, kayıtdışı ekonomi ile mücadele ve mükelleflerin gönüllü uyumunun arttırılması yolundaki çabalar olumlu olarak işaretlenmiş durumda. Ancak bu konularda gerekli tüm adımların atıldığını söylemek için henüz erken.
Özetle…
Rapor’da vergilendirme alanında -yukarıda belirttiğimiz olumlu uygulamalar dışında- özellikle de kanuni düzenlemeler tarafında oldukça sınırlı bir ilerleme kaydedebilmiş olduğumuz vurgulandıktan sonra; vergilendirme faslına ilişkin genel hazırlık düzeyimizin “orta-ileri” seviyede olduğu belirtiliyor. İlerleme Raporu tarafından ortaya konulan genel tablonun çok karamsar olduğunu söylemek mümkün değil; ancak Rapor’da işaret edilen gelişim alanlarına ilişkin gerekli adımların da bir an önce atılması hem müktesebatla uyum hem de sağlıklı ve adil bir vergi yapısı için çok önemli.
(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.