8 Haziran’da Gelir İdaresi Başkanlığı tarafında açıklanan, 2013 yılı vergilendirme döneminde en yüksek beyanda bulunan Kurumlar Vergisi ilk 100 mükellef listesinden derlediğimiz ilginç bazı verileri sıralayalım;
- Rekortmenler listesinde unvanının açıklanmamasını isteyen 15 mükellef var. Sadece yüksek vergi ödeyenlerin girebileceği bir liste için unvan gizleme talebi -listeye girenlerin toplumun tüm kesimlerince takdir edileceği düşünülünce- oldukça dikkat çekici ve Türkiye’ye özgü. Gelir yönetiminin -gelir vergisi rekortmenleri ilan edilirken de yaşanan- bu durumun nedenlerini araştırması yararlı olacaktır.
- Listede geriye kalan 85 mükellefin 2013 yılında tahakkuk eden vergi toplamı 9.889.700.950 TL olarak gerçekleşmiş. Diğer bir anlatımla, listede mükellef başına ortalama tahakkuk eden vergi miktarı 116.349.422 TL.
- Listenin ilk 10 sırasındaki mükellefin toplam tahakkuk eden vergi tutarı 4.866.177.285 TL ve bu tutar neredeyse liste için tahakkuk eden tüm verginin yarısını teşkil ediyor. Bu da kurumlar vergisi rekortmenleri listesinde ilk sıralar ile son sıralar arasındaki makasın çok açık olduğunun önemli bir göstergesi. Bu dengesizlik nedeniyle, ortalamanın 116 milyon TL olduğu bu listeye birçok mükellef 25-35 milyon TL civarında bir vergi ile girebilmiş.
- Listenin tartışmasız galibi ise “Bankalar”. İlk 15 içerisinde özel/kamu tam 9 banka; tüm listede ise Merkez Bankası dâhil 17 banka var. Bunların tahakkuk eden toplam vergisi ise 4.299.890.331 TL. Bu rakama sigortacılık, finansal kiralama, portföy yönetim vb. faaliyetlerle uğraşan mükellefleri ekleyince rakam 4.591.429.934’e ulaşıyor.
- Listede “elektrik üretimi ve dağıtımı” ile iştigal eden mükelleflerin de ağırlığı dikkat çekiyor. 8 mükellefin tahakkuk eden toplam vergisi ise 1.159.155.194 TL.
- GİB başkanlığının açıklamasına göre, verilen kurumlar vergisi beyannameleri ile 151 milyar 286 milyon 386 bin TL kurumlar vergisi matrahı beyan edilmiş ve bunun üzerinden 29.453.769.000 TL kurumlar vergisi tahakkuk ettirilmiş durumda. Buna göre, tahakkuk eden toplam kurumlar vergisinin yüzde 33,6’sı sadece 85 adet mükellefe (adının açıklanmasını istemeyen 15 rekormen mükellefin rakamları da listede yok) ait. Bu doğrudan vergiler bağlamında vergi toplama performansı ve verginin tabana yayılması konularındaki soru işaretlerini de arttırıyor.
- Liste genel olarak incelenirse, bir mal veya hizmetin “ticareti” ile uğraşan mükelleflerin Liste’de ağırlıkta olduğu görülüyor. Önümüzdeki yıllarda “üretim/imalat” faaliyeti ile ilgilenen mükelleflerin bu listede daha fazla yer alması, Türkiye ekonomisinin gelişmesi bağlamında daha olumlu bir işaret olacaktır.
Modern ve gelişmiş ekonomilerde, kamu harcamaları için en sağlıklı gelir kaynağı vergilerdir. Anayasal bir vatandaşlık ödevi de olan verginin yarattığı mali yükün "adil ve dengeli" dağılımın sağlanması gelir idarelerinin temel amacı olmalıdır. Bu bağlamda -sık sık vergi aflarının da tartışıldığı bir ortamda- bu vergi yükünden önemli bir payı üzerine alan, yüksek vergi ödeyen bu mükelleflerin sadece bir liste ile kamuya duyurulmaları ile yetinilmeyip; çeşitli mekanizmalarla ödüllendirilmeleri de gerekmektedir. Bu mükellefler ödüllendirilirken, ülke ekonomisine çok büyük katkısı olan; ancak çeşitli yasal nedenlerle bu listede yer alamayan mükelleflerin tenkit edilmesine yol açmamak da oldukça önemlidir. Gelir yönetimi, bu konuya yönelik etraflı analiz ve açıklamaları da vergi rekortmen listelerini açıkladıkça kamuoyu ile paylaşmalıdır. İzlenecek bu usul ve yöntemler, toplumda vergi bilincinin ve ahlakının oluşumuna büyük katkı sağlayacaktır.
(*)Bu makale www.KPMGvergi.com ‘dan alınmıştır.