CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meslek hayatına Türkiye'nin en köklü kamu kurumlarından biri olan Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nda başladı. Kamuoyu, “hesap uzmanlığı” yıllarının ardından Kılıçdaroğlu'nu Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur Genel müdürlükleri gibi üst düzey kamu görevlerinde tanıdı.
Kılıçdaroğlu, parlamentoya girdikten sonra siyasetin etik kurallar çerçevesinde yapılması konusundaki girişimleri, yolsuzluk iddialarına karşı duyarlılığı ile dikkat çekti. Kılıçdaroğlu'nun parti kamuoyunda benimsenip CHP Genel Başkanlığı'na kadar çıkışında tayin edici faktör, bu geçmişi oldu.
Bu girişi yapmamın nedeni, Kılıçdaroğlu'nun cumartesi günü belirlediği yeni CHP Genel Sekreteri ile bazı Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin durumu.
CHP Tüzüğü'nün 40. maddesine göre MYK, partinin “en üst” yönetim organı. Tüzük uyarınca Genel Başkan, Genel Sekreter ve Genel Başkan yardımcılarından oluşan MYK'nın üyelerini Parti Meclisi üyeleri arasından Genel Başkan seçiyor.
Yeni düzenlemeyle örgüt üzerindeki yetkileri sınırlandırılsa da Genel Sekreter, Genel Başkan'dan sonra partiyi temsil eden ilk kişi olma konumunu koruyor. Bu durum, tüzüğün 39. maddesinde “Genel Sekreter; her durum ve sıfatla bütün yargı mercilerinde özel veya resmi daire, kurum ve kuruluşlarda, gerçek kişiler, özel veya resmi tüzel kişilerle olan ilişkilerde Genel Başkan adına bizzat veya vekille partiyi temsil eder” cümlesiyle ifadesini buluyor.
Yeni Genel Sekreter şirket yönetiyor
Kılıçdaroğlu yeni MYK için seçim yaparken CHP Genel Sekreterliği görevine ilk kez bir kadın getirerek önemli bir adım attı. İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, CHP Genel Sekreteri oldu. Ancak Tamaylıgil'in kişisel internet sitesinde özgeçmişini okurken şu satırları görüyoruz:
“1999 yılından itibaren karton sektöründe faaliyet gösteren bir sanayi kuruluşunun Yönetim Kurulu üyeliğini ifa etmiştir. Tamaylıgil ayrıca yatırım ve üretim finansmanı ile ilgili konularda proje bazında danışmanlık yapmıştır. Bir turizm tesisinin ortağı olan Tamaylıgil, tesisin bağlı bulunduğu Anonim Şirketin Yönetim Kurulu Başkanıdır...”
Kendi sitesindeki ifadelere göre Tamaylıgil bir şirkette yönetim kurulu üyeliği, ortağı olduğu bir başka şirkette de yönetim kurulu başkanlığı yapıyor. Tamaylıgil'in ifadelerinden, yönetim kurulu başkanlığı görevinin sürdüğü anlaşılıyor. Karton sektöründe faaliyet gösteren şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin sürüp sürmediği konusunda ise Tamaylıgil'in sitesinde açık bir ifade bulunmuyor.
Ancak, halka açık bir anonim şirket olan Kartonsan'dan İMKB Kamuyu Aydınlatma Platformu'na Ekim ayında gönderilen açıklamada, Tamaylıgil'in bu şirkette de yönetim kurulu üyesi olduğunu anlıyoruz.
Kılıçdaroğlu kendisine Genel Sekreterlik görevi teklif ederken, özel sektör yöneticiliği gündeme geldi mi bilemiyoruz. Eğer bu durum konuşulmadıysa, CHP, Genel Sekreterlik gibi partiyi en üst düzeyde temsil eden bir makamda özel sektörde aktif yöneticilik pozisyonunu taşımakta zorlanacaktır.
Sena Kaleli ve Alaattin Yüksel de özel sektörde aktif
İş dünyasından CHP Parti Meclisi'ne ve oradan da MYK üyeliğine seçilen diğer isimlere gelince...
MYK'ya seçilen kadın üyelerden Sena Kaleli iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Parti içi eğitimden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirilen Kaleli, şirketin internet sitesindeki bilgilere göre halen Kamil Koç Otobüsleri A.Ş'nin Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyor.
CHP MYK'ya iş dünyasından giren diğer bir isim, İzmir'de ticaret ve siyaset çevrelerinin önde gelen isimlerinden Alaattin Yüksel. Yüksel, MYK'da halkla ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Eğer kamuoyuna duyurulmayan bir değişiklik söz konusu değilse, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, halen Yükseliş Şirketler Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda da oturuyor.
İş dünyasından diğer isimler
Tanıtım, basın ve propagandadan sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirilen Erdoğan Toprak da, iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Türkiye Genç İşadamları Derneği üyelerinden olan Toprak, Beşiktaş Genç İşadamları Derneği'nin de kurucusu. Biyografisinde “çok sayıda şirkette yönetim kurulu başkanlığı yaptığı” belirtilen Toprak'ın özel sektörde aktif yöneticilik görevinin sürüp sürmediği konusunda bir bilgi bulunmuyor.
MYK'da işveren sendikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirilen işadamı Umut Oran'ın ünlü bir işadamı olduğu biliniyor. Ancak Oran, sahibi olduğu Domino Tekstil Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Şirketi'nin internet sayfasında Yönetim Kurulu Başkanı olarak görünmüyor.
İş dünyasından CHP MYK giren isimlerden biri de, bilişim teknolojilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirilen Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı. Ecevit'in yanında DSP'den siyasete atıldığında Halıcı Yazılım Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini bıraktığını duyuran Emrehan Halıcı'nın durumunda aradan geçen yıllarda bir değişiklik olduğuna ilişkin bir kayıda rastlamadık.
17 ismin 6'sı iş dünyasından
Hülasa CHP MYK'da Genel Başkan dışındaki 17 ismin 6'sı iş dünyasından seçilmiş bulunuyor. CHP yönetiminin iş dünyası ile arasına çizgi çekmesini beklemek elbette gerçekçi ve doğru bir tutum olmaz. Kaldı ki, diğer partilerden de benzer örnekler verilebilir.
Ancak sosyal demokrat bir partinin en üst yönetim organında görev üstlenen iş dünyasından isimlerin özel şirketlerdeki aktif görevlerini sürdürmelerinin, Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlığa taşıyan referanslarla uyumlu olduğunu söyleyebilir misiniz?