Prof.
Sencer Ayata başkanlığında çalışan CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu’nun uzun süredir üzerinde mesai harcadığı “Sivil Toplum” raporu basına açıklandı. “Türkiye’de cemaat gerçeğini görmemek mümkün değil” diyen Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu ’nun, raporun gazetecilere sunulduğu toplantıda yaptığı açıklamaları dün yazmıştım. Bugün, metin bölümü yaklaşık 20 sayfa tutan rapor üzerinde durmak istiyorum.
Rapor Prof. Ayata’nın genel sunuşu sonrasında CHP Parti Meclisi Üyesi Yard. Doç.
Aykan Erdemir’in Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin sorunlarını, Genel Başkan
Yardımcısı Umut Oran’ın da CHP’nin çözüm önerilerini içeren konuşmalarıyla gazetecilere anlatıldı.
Sivil toplum örgütlerinin görüşlerine de başvurularak kolektif bir çalışmayla hazırlandığı açıklanan raporun tam ve özet metinlerini T24’te okuyacaksınız. Burada, çok dikkatli bir “kelimelendirme” yapıldığı anlaşılan ve tam adı “Sivil Toplum – Özgür İnsan Kardeşçe Yaşam” olan raporda ilk bakışta dikkat çeken bazı noktaları sıralamak istiyorum:
Dini inanç temelli örgütlere ikili yaklaşım
Sivil Toplum raporu, CHP’’nin tartışmalara neden olan geleneksel yaklaşımlarında iki önemli değişiklik içeriyor. CHP ölçüleri dikkate alındığında “radikal” diyebileceğimiz bu değişikliklerden ilki; Sivil Toplum raporunda CHP adına ilk kez dini cemaatler konusunda bir netlik ayarı yapılması.
CHP, sivil toplum anlayışı bağlamında ele alarak pozisyonunu belirlediği dini cemaatleri ilk kez “laiklik, Cumhuriyet ilkeleri, Devrim Kanunları” v.s. dairesinde ele almıyor. Dini cemaatleri o bağlamda ele almanın CHP’deki geleneksel sonucunun, meseleyi “güvenlik ve yasa-yasak” sorunu olarak görmek ve toplumun bu kesimleri ile anlamak için bile ilişki kurmamak olduğunu biliyoruz.
CHP, Sivil Toplum raporunun “inanç temelli örgütlenmeler” bölümünde, bu örgütlerin işleyiş ve amaç bakımından “tek” ve “türdeş” kuruluşlar olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek temel bir ayrım yapıyor. Toptan bir reddetme veya onaylama yerine, din ve inanç temelli kuruluşların bir bölümünün “tamamen çağdaş ve demokratik sivil toplum kuruluşları gibi” faaliyet gösterdiğinin altı çiziliyor. Bu tür örgütlenmelerin “toplumsal dayanışmayı geliştirme, bireylerin yalnızlaşmasını ve manevi doyuma ulaşmasını sağlayan” faaliyetleri “önemli” bulunarak CHP raporunda onaylanıyor.
Gülen cemaati ve Deniz Feneri çağrışımı
Ancak bazı din ve inanç temelli kuruluşların, demokrasi ve sağlıklı bir sivil toplumun geliştirilmesi hedefiyle bağdaşmayan yönleri bulunduğu vurgulanan CHP raporunda, bu açıdan özellikle son 20 yıldaki gelişmelere vurgu yapılıyor. Bazı kuruluşların “hükümetlerin uzantısı haline gelmeleri, içine hükümetleri de alan yolsuzluklara bulaşmaları” üzerinde duruluyor. Raporda isim verilmese de bu bölümde kuvvetli bir Deniz Feneri Derneği çağrışımı alıyorsunuz ki, Kılıçdaroğlu da gazetecilere bu derneğin iktidar tarafından el üstünde tutulduğunu söyledi.
Yolsuzluklara bulaşma ve tamamen kâr amaçlı organizasyonlara yönelme dışında söz konusu inanç temelli kuruluşlara raporun bu bölümünde yöneltilen diğer önemli eleştiri “katı hiyerarşik iç yapıları nedeniyle otoriter değerlerin yaygınlaşmasına hizmet etmeleri.”
“Bazı kuruluşlar ise kendilerine yakın görmedikleri toplum kesimleri hakkında kuvvetli önyargılar aşılamaktadırlar” denilen CHP raporunda yine isim verilmiyor. Ancak bu ifade, en geniş yayın olanaklarına sahip cemaat olan
Fethullah Gülen hareketi için kuvvetli bir çağrışım yapıyor.
CHP raporunda, ihtiyatla yaklaşılan bazı inanç temelli örgütlenmeler bağlamında, ' bireylere baskının sadece devletten değil toplumdan da gelebileceği' yolunda önemli bir tespitin de altı çiziliyor.
‘Devlet, ırk ve cemaatin değil sivil toplumun partisiyiz’
CHP’nin Sivil Toplum raporunda dile getirilen (“vaat edilen “ mi demeliyiz?) ikinci değişimin, “Devlet Partisi” suçlamalarından, algısından veya görüntüsünden hareket ettiğini söyleyebiliriz. Burada verilen mesaj çok net; “CHP devletin, herhangi bir ırkın, cemaatlerin değil örgütlü sivil toplumun partisidir” deniliyor.
CHP’nin sivil toplum anlayışının “devlet güdümünde”, “baskıcı cemaat merkezli” ve “neo-liberal dogma merkezli” olmadığı vurgulanan raporda, özgür sivil toplumun özgür bireylere dayandığına özenle dikkat çekiliyor.
Bireylerin özgürleşmesinde siyasi alandaki baskıların kaldırılmasının yanı sıra insanların ekonomik bağımlılıklardan kurtarılması ve sosyal güvenceye kavuşturulmasının öneminin altının da kalın bir şekilde çizildiği rapora yansıtılan “sosyal demokrat” söylemin okuyanlar tarafından algılanması tesadüflere bırakılmamış. CHP’nin sivil toplum anlayışı çeşitli bağlamlarda ifadelendirilirken hemen her vesileyle temel perspektifin “sosyal demokrasi” olduğu mesajının verildiğini söyleyebiliriz. Neo-liberal dogmaların reddedilmesinden bireylerin ekonomik bağımlılıklardan kurtarılmasına, sosyal devletin “kardeşliğe yatırım” olduğunun anlatılmasından sosyal demokrasinin hedefi olan sınıfsal dayanışma ve toplumsal ittifakların sivil toplum alanında oluşacağının belirtilmesine kadar hemen her yerde bu çizgi muhafaza edilmiş.
CHP’nin sivil toplum vaatleri ve AB mesajı
Nihayet CHP raporu, sivil toplum konusunda somut taahhütler içeriyor. Örgütlenmeyi kolaylaştırıcı, baskıyı azaltacak mevzuat değişiklikleri, şeffaf bir şekilde tahsis edilecek kamu kaynakları, sivil toplum ruhunun yaygınlaşmasında önemli bir işlev gören internet alanının sansürden uzak tutulması, müfredata sivil toplum dersleri konulması ve örgütlere yerel yönetimlerde ofis ve sekreterya desteğinin verilmesi, kadınlar için pozitif ayrıcalığın teşvik edilmesi CHP’nin taahhütlerinden bazıları.
CHP’nin, Avrupa Birliği fonlarından yararlanmak isteyen sivil toplum kuruluşlarına da proje desteği gibi alanlarda yardım taahhüt ettiğini not edelim. Bu taahhüt, CHP’nin AB’ye bakışının, partide gelenekselleşen yaklaşımın aksine –artık- septik olmadığı gibi bir belirti de vaat ediyor.
CHP’nin dikkatle kelimelendirilmiş Sivil Toplum raporunu okuyun. Raporda önerilenleri eleştirebilir, yerden yere vurabilirsiniz. CHP’nin önerilerine ilişkin görüşünüz ne olursa olsun, kısır kavgalarda slogan atmaktansa sivil toplumu tartışmak Türkiye için çok daha ilham verici olacaktır.
Sivil Toplum raporu, AKP’nin giderek boşalttığı bir alanda CHP’nin devreye girmesi ve bu hayati alanda siyasi rekabet yaratma potansiyeli açısından da önem taşıyor…
CHP’nin Sivil Toplum raporunun özet metni için tıklayın
'Kılıçdaroğlu: Cemaat gerçeğini görmemek olanaksız' haberi için tıklayın