27 Mayıs 2024

Bir utanç kelimesi olarak rıza

Kendimizi bildiğimizden beri cinsel istismar suçlarının içlerine bulaşmış bir ahlâki normlar ekseninde rıza kelimesi vardır. Çocuklara yönelik suçlarda ‘rıza’ kelimesini kullanmadan önce bir daha düşünelim

Olur bildirme, razı olma, isteme ve istek olarak öğrendiğimiz bir kelime RIZA. Türkiye’de yaş aldıkça içi suça kılıf bulma olarak doldurulup zihinlerimizde kirlenen, bir utanç kelimesi halinde yer eden 4 harf. Küçücük çocukların istismar öznesi olmalarında rızaları sorgulandıkça bu kelimeden utanır hale gelen bir toplum…

Dünyanın güzelliğine olan inancımızı kaçıran, hukuğa güvenimizi yerle yeksan eden, yeni suçluların savunmalarına pelesenk olmuş bu kelimenin yargı nezdinde tekrar ele alınması için daha kaç çocuğun gözündeki ışığın sönmesini izleyecek bu toplum?

Geçtiğimiz günlerde 13 yaşındaki bir çocuğa 15 kişinin tecavüz etmesine ilişkin görülen davanın basına yansıması ile çocuğa karşı cinsel istismar suçu tekrar gündeme geldi. Söz konusu olayın duruşmasında sanık avukatlarının tecavüze uğrayan çocuğa, 'etek boyu' ile ilgili soru yöneltme talebi kayda geçti. Annesine "Kadın olup çocuğuna sahip çıksaydın…” şeklindeki bağırmalar, toplumsal cinsiyet rolleri ile suçu hafifletme çabası olarak bir kere daha ortaya koyuldu. Bu davada da ‘RIZA’nın gerekçe olması için okumaya utanacağımız ifadeler doldurdu iddianamenin her bir köşesini.

Kendimizi bildiğimizden beri cinsel istismar suçlarının içlerine bulaşmış bir ahlâki normlar ekseninde RIZA kelimesi vardır. Cinsel suçlar genel olarak gizli alanlarda yaşandığından en önemli ispat aracı mağdurun ifadeleri iken sanığın rıza gerekçeleri ne yazık ki hukukla bağdaşmayan karar örnekleri olarak karşımıza çıkar. Fakat söz konusu çocuğa yönelik cinsel istismar olduğunda bu savunmalar mide bulandırıcı hâl alır. Biz utanırız; dünya utanmaz ve 1 saniyeliğine durmaz. Çünkü bu tespitleri yapan yargı -feministler eril yargı diye tanımlar ki bu da yoğunlukta bu koltuklarda ataerkil normlarla büyümüş erkek hatta bazen bu zihniyete bağlı kadınların oturması sebebiyledir- kendilerinin rızası ile sanıkları ödül gibi cezalarla adliyeden uğurlar. Bitmek bilmeyen örneklerle bir kelime utanç olarak tarihe yazılır. Her geçen gün de altı bir diğer utançla doldurulmaya devam eder.

Bira içmenin rıza gerekçesi sayıldığı bir ülke

2014 yılında Milliyet gazetesinde yayımladık. Denizli’de cinsel istismar mağduru 16 yaşındaki H.İ.’ye tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan Ahmet Ç. hakkında mütalaasını açıklayan savcı, H. İ.’nin rıza sonucu ilişkiye girdiğini belirterek, Ahmet Ç.’ye daha hafif ceza verilmesini istedi. Savcı, ‘rıza’ya gerekçe olarak da mağdurun bira içmesini gösterdi. Bu karar ile yargı, "kız çocuğu bira içmesi sonrası başına gelecekleri kabul eder" diyor dedik. Hukuk tarihinin sayfalarına, toplumun zihnine kirli bir karar olarak ekledik bunu da. Biliyorduk ki bu karar önce ve sonrası da bu tarz gerekçeler ile verilen utanç kararları ile doluydu.

Kadın sosyal paylaşım sitesinde ilişki durumunu evli olarak belirtmemişti, ‘adam’ öldürdü, ‘tahrik’ edilmiş sayıldı.

Adam kadını erotik filmdeki başrol oyuncusuna benzetti, mahkeme “benzetmiş olabilir” diyerek kararını ‘tahrik’ indirimli verdi.

Kadın belki sevdi kaçtı ancak adam fiziksel şiddet uyguladı, istismar etti, mahkeme kaçma geçmişini dikkate alıp ‘rıza’ saydı.
 

Bir erkek eşini ruhsatsız tabanca ile öldürdü. Savunmasında “Beyaz pantolon giyiyor, pembe telefon kullanıyor” dedikten sonra mahkeme huzurundaki tehditkâr davranışları bile dikkate alınmaksızın ‘iyi hâl’ indirimi alanların dünyası.

Burası cinsel istismar ile yargılanan bir polis memurunun “Kırmızı mont giymiş, tahrik oldum” ifadesiyle tahrik indirimi aldığı bir ülke. Bahçesinden erik çalan 11 yaşındaki bir kız çocuğunu istismar eden bir adamın “Ağaçtayken, tahrik oldum” ifadesiyle ödül gibi bir cezayla uğurlandığı bir coğrafya.

Ama sebep ne mağdurun rızası ne sanığın tahrik edilmesi ne de kader sebep ataerkil kültürde büyümüş, kendince bildiği ve inandığı ahlak duvarlarını hukuğun üstünde konumlandırmış yargı makamlarında yer alan sorunlu zihniyetler...

Yasa net,

“Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (…) Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

(…)

Rıza kavramına reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kapsamında bakacak olursak,
(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

şeklinde düzenlenmiştir.

Sonuç olarak cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar bakımından rıza kavramı kişinin cinsel özgürlüğüne sahip olması ve bunu savunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Yani çocuklara yönelik suçlarda ‘rıza’ kelimesini kullanmadan önce bir daha düşünelim.

Utanç meselesi ki, ülkemizde cinsiyet veya yaş fark etmeksizin cinsel istismara maruz kalan kişi sayısı gün geçtikçe artmakta. Rıza kelimesi, her gün daha çok kirlenmekte. Hukuk sistemine düşen, ceza kanunumuzda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olan hükümleri yani caydırıcı cezaları uygulayabilmektir.

Hâlâ "Değişen bir şey yok"* demek istemiyoruz.


*Duygu Asena

 

Yazarın Diğer Yazıları

Rüzgârın savurduğu otlardan, cesaret verdiği koşuculara: Çeşme güçlü esiyor

Çeşme her geçen gün birbirinden özel ve özenli etkinliklere kapılarını açarken kültür, sanat ve spordan kopma noktasına gelen bir ülkede umut ışığı olarak esmeye devam edecek gibi görünüyor

Kadınlar yüzde 108 farkla yerel yönetimlerin başında çünkü…

Bu kadınların bu pozisyonları bu siyasi atmosfere rağmen almalarında biyolojik kimliklerinin ötesinde çok ciddi bilgi, birikim, başarı, duruş ve mücadeleleri vardı

Erkekliğin Korona'yla imtihanı

Evdeki erkek şiddeti; karakoldaki, sığınaktaki erkek devlet şiddeti ile birleştiğinde karşımıza çıkan o kocaman erkekliğin aslında biz küçülebilen bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz