17 Kasım 2023

Sabiha Gökçen'de çalışan tek pist güvenli mi?

DHMİ mi, HEAŞ mı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı mı yoksa hepsi birden ortak sorumlulukla mı?… Her kim, hangi derecede sorumluysa, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki ikinci pistin neden hâlâ  tamamlanmadığını, daha önemlisi, mevcut çalışan tek pistin, seyir, uçuş, güvenlikleri açılarından ne durumda olduğunu kamuoyuna açıklamak durumundadır

Çok yakın bir tarihe kadar, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan araçla ayrılırken, çıkışta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikinci pist açılışını müjdeleyen renkli posterlerini görüyordunuz. Hatta posterlere baktığınızda ikinci pistin hizmete girdiğini zannedebilirdiniz bile. Tasarım ve mesaj kurgusu nedeniyle olsa gerek, her görüşümde "Açıldığı haberini acaba atladım mı" diye aklımdan geçiriyor ancak bindiğim uçakların durduğu yer ile uçağın kalkışı sırasında duyulan tıkır tıkır sesler nedeniyle bunun olamayacağını düşünüyordum.

Bu rengarenk, göz alıcı posterlere bakarken düşündüğüm ikinci konu, son 10 yıl boyunca, ikinci pistin hangi tarihte açılacağını ilan eden kaçıncı duyuru olduğuydu. Yüz mü? Yüz ellli mi?

Abarttığımı düşünüyorsunuz belki ama az bile yazıyorum. İlk ihalesi 2014 yılında açılan, 2016'da tekrarlanan, tünelinde çökme ve çatlaklar meydana geldiği uzun süre kamuoyundan gizlenen, 2021'de üçüncü ihalesi yapılan, mahkeme iptal edince, dördüncü kez Temmuz 2022'de ihale edilen, sonuçlanan ama bir türlü bitmeyen/bitirilmeyen, belki de bitirilmek istenmeyen bir projeden söz ediyoruz.

Dolayısıyla da ikinci pistin falanca tarihte açılacağını; bırakın haftalardır, yıllardır ve son dokuz yılda görev yapan YEDİ ulaştırma bakanının verdiği sayısız demeçten sayısız kez okuduk, dinledik.

Her seferinde ikinci pist, en çok altı ay sonra bitecek zannettik. Bakanlar halkı yanılttığıyla kaldı. Yasa gereği verilmesi gereken hesabı da veren olmadı elbette.

(İkinci pistin 10 yıldır yıldır hangi başarısız ihalelerle ve neden yapılamadığını, -yazılarıma son veren bir önceki gazetede- çok sayıda yazı haber ile kamuoyuna duyurmuştum.)

Yüksek yapılar, sorunlu pist

Pek şaşırmayacağımız ama vatandaşlar olarak artık biraz daha tedbirli davranmamızı gerektiren bir gelişme nedeniyle anlattım bu poster ve duyuru meselesini.

AirportHaber sitesi, Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci pistinin daha açılmadan "notamlandığı" haberini duyurdu. (Bir sivil havacılık kavramı olan notam, uçuş ve yer emniyetini ilgilendiren ikaz uyarısı anlamına geliyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü kuralları gereği bu uyarılar yapılmak zorunda.)

AirportHaber'e göre ikinci pist yaklaşık üç ay daha hizmete giremeyecekti. Çünkü pistin iniş tarafındaki yüksek yapıların traşlanması gerekiyordu. Notam belgesine ayrıntılı olarak baktığınızda "pistte yüzey düzensizliklerinin varlığı", "sürüş kalitesinin düşürülmesi", "lastik izi ve boya silme çalışmalarının sürdüğü" gibi ifadeler de yer alıyor.

Yeni mi fark edildi?

Bu "notam"ın akla getirdiği ilk soru, "Uçuş güvenliğini etkileyecek yüksek yapılar yeni mi fark edildi? İhale sürecinde bu önemli konu gündeme gelmedi mi?" sorusudur. Temmuz 2022'de ihale edilen ikinci pistin tam açılacak derken ertelenmesi, yani bunca zamandır, uzmanlarının ölçerek hesaplayarak, çalışarak gidermesi gereken temel sorunların hâlâ giderilmemiş olması bize çok şeyi ama en çok da usulsüzlük ve iş bilmezliği anlatıyor.

Hatırlatma açısından not düşelim: Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci pist kapsamındaki "3. Etap Yapım İşleri" ihalesi, Temmuz 2022'de DHMİ tarafından 21/b usulüyle yapıldı.

İhaleyi "Silahtaroğlu Mühendislik + Ek-Pet İnşaat + Teknomel Yapı İş Ortaklığı" 2 milyar 739 milyon TL'ye aldılar. Sözleşme Ağustos 2022'de imzalandı. Bu ihaleden kısa bir süre önce ortaklığın şirketlerinden biri olan Teknomel Yapı'ya Demir Yumruk Operasyonu kapsamında TMSF el koymuş, şirkete mahkeme kararıyla kayyım atanmıştı.

Mevcut pistin bakımı tamam mı?

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bir pistin 9 yıldır bitirilemeyişi ile, çocuklar okula aç giderken milyarlarca lira kamu kaynağının yanlış yerlere yanlış biçimde aktarılması kadar vahim bir başka gerçekle daha karşı karşıyayız: O da hâlihazırda kullanılan tek pistin, yeterince bakımlı olup olmadığı, dolayısıyla can güvenliği açısından risk taşıyıp taşımadığı sorunu. Çünkü pandemi döneminde geçici süre kapanan ve bu dönemde bakım onarımı yapılan ve çok yoğun kullanılan mevcut pistin, geceleri yapılan kısa süreli çalışmalar dışında, kapsamlı bir bakıma alınmadığı belirtiliyor.

Kapsamlı bakımın ikinci pist devreye alınınca başlatılması planlanıyordu, İkinci pistin gecikmesi, bu bakım ve onarım işlemlerinin de gecikmesi anlamına geliyor.

DHMİ mi, HEAŞ mı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı mı yoksa hepsi birden ortak sorumlulukla mı?… Her kim, hangi derecede sorumluysa, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki ikinci pistin neden hâlâ  tamamlanmadığını, daha önemlisi, mevcut çalışan tek pistin, seyir, uçuş, güvenlikleri açılarından ne durumda olduğunu kamuoyuna açıklamak durumundadır.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Sağlık bütçesi kimin için?

2025 yılında Sağlık Bakanlığı için ayrılan ödeneğin yüzde 10’u, şehir hastanelerini işleten 18 firmaya gidecek. Başka bir ifadeyle, gelecek yıl, 18 şehir hastanesini işleten 18 müteahhitlik şirketine 104,6 milyar TL ödenecek

2025 bütçesinde KÖİ ve Dışişleri bütçesi

KÖİ modeliyle yaptırılan ulaştırma altyapı projeleri ile şehir hastaneleri için 200 milyar TL’nin üzerinde kaynak ayrıldı. Bu tutarın 97,6 milyar TL’si, otoyol, köprü ve tüneller için. Dışişleri Bakanlığı için ayrılan 39 milyar TL’nin 2,5 katı...

Asgari ücret artışındaki “denge”

Asgari ücrete kuş kadar zam geldi diye kaç yıldır tanık olduğumuz fırsatçılığın, bu defa da sergileneceğini ve satın alma gücünü ışık hızıyla bir daha bir daha düşüreceğini görmek için uzman olmaya gerek yok. Bu ülkenin vatandaşı olmak yeterli

"
"