09 Aralık 2022

Kavcıoğlu, Meclis'in ve yasaların üzerinde mi?

Aradan bir yıl geçmesine karşın Merkez Bankası'ndan KKM hesaplarına akan kaynakların tutarını öğrenebildik mi? Hayır

Üzerinden tam bir yıl geçti. Faiz artırımına gidilmesi gereken ortamda, Cumhurbaşkanı talimatıyla üst üste yapılan faiz indirimleri, ekonomiyi alt üst edince Kur Korumalı Mevduat (KKM) adı verilen bir enstrüman açıklandı. KKM'nin bilinen mevduattan farkı, kurdaki değişimin hesaba eklenmesi ve bu yolla devlete yüksek getiri vaat etmesiydi.

İki amacı vardı:

- Dövize kaçışı durdurmak,

- Faiz ile enflasyon arasındaki makası kapatıp denkleştirme yapabilmek.

Resmi açıklamalar, mealen bu yöndeydi. Ama KKM, akşam ne yiyeceğini düşünen vatandaşın sırtından servet sahiplerine bir aktarımdı aslında. Niye sorusunun da ikili bir cevabı vardı:

- KKM'ye geçen hesapta bankanın ödediği faiz, kur artışını karşılamaz ise onu bütçeden Hazine ödüyor.

- KKM'ye geçen hesap döviz hesabı bozdurularak yapılmışsa, kur artışının yüksek olması halinde aradaki farkı Merkez Bankası'ndan alıyor.

Bir yıllık suskunluk

Peki aradan bir yıl geçmesine karşın Merkez Bankası'ndan KKM hesaplarına akan kaynakların tutarını öğrenebildik mi? Hayır. Merkez Bankası bu hesaplara ne kadar ödeme yaptığını açıklamadı, verileri yayımlamadı, kamuoyunu bilgilendirmedi.

Milletvekillerinin bu yöndeki taleplerine olumsuz yanıt veren Merkez Bankası bununla da kalmadı. Başkan Şahap Kavcıoğlu, devreye TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un girmesine rağmen, TBMM'ye geldiğinde KKM hakkındaki soruları yanıtlamadı. Üstelik bu bilgilendirmeyi, Şentop'un, Plan Bütçe Komisyonu üyesi Bülent Kuşoğlu'na "…ben de Merkez Bankası Başkanı'yla hemen akabinde haber aldıktan sonra bu konuyu görüştüm…" "2 Aralık'ta gelecek ve her türlü soruyu burada, Komisyonda cevaplayacak" demesine rağmen yapmadı.

Şahap Kavcıoğlu

Kuşoğlu, Meclis Başkanlığı'na ilk mektubu 18 Ekim'de yazmıştı. İçinde KKM'nin süresini 1 yıl daha uzatan madde yer alan torba kanunu anımsattı ve dedi ki:

1,4 trilyon TL'lik risk

"Bu madde, 1,4 trilyon liralık bir risk içermekte ve cumhuriyet tarihinde ekonomik alanda en netameli konulardan birini oluşturarak çok hassas bir yer tutmaktadır. Yani mevcut uygulama konusunda mutlaka yasa yapıcının bilgilendirilmesinin gerektiği çok önemli bir özellik taşımaktadır."

Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin bu önemli konuya dair soruları cevaplamasına karşın Merkez Bankası yetkililerinin komisyonda bile olmadığını vurgulayan Kuşoğlu, ilgili madde görüşmelerinin Merkez Bankası yetkilileri gelip bilgi verinceye kadar ertelendiğini anlattı. Mektuba göre, akşam saatlerinde gelen bir Merkez Bankası yetkilisinin, sorulara cevap veremeyeceğini, 1211 sayılı Merkez Bankası yasasının izin vermediğini söyledi.

Bu durumun TBMM'nin yasama ve denetim görevini engellediğini, yasamanın saygınlığı ile ilgili olduğunu belirten Kuşoğlu'nun mektubuna TBMM Başkanı Şentop, bizzat yanıt verdi.

TBMM tutanaklarına göre, 27 Ekim'de Plan ve Bütçe Komisyonu'nda şu diyalog gerçekleşti:

ŞENTOP:

"Şimdi, bir başka husus, TBMM'ne bilgi vermeyle ilgili… Sayın Komisyon Başkanımız bunu açıkladı. Bir program dâhilinde bilgi vermesi gereken kurumlar buraya bilgi veriyor. Şimdi, geçen yaşanan hususla ilgili başkanımız da açıklama yaptı, ben de Merkez Bankası Başkanı'yla hemen akabinde haber aldıktan sonra bu konuyu görüştüm. Şimdi, Merkez Bankası Başkanı… Ne zaman? 2 Aralıkta mı?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ – 2 Aralık'ta.

TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP – 2 Aralık'ta geliyor. Bu, tabii, bu konu üzerine ortaya çıkmış, bu yaşanan olay üzerine ortaya çıkmış bir planlama değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ – Değil.

TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP – Geçen sene de olmuştu, bu sene de Merkez Bankası Başkanı bir bilgilendirme için buraya gelecek. Kendi mevzuatındaki zorunluluklar sebebiyle gelecek. Bu konuyla ilgili ani bir gelişme olmuş bu yani baştan haber verilmiş değil. Dolayısıyla buraya belki Merkez Bankası'nın başkanının gelmesi gerekirdi ama başka bir toplantı dolayısıyla İstanbul'dan bir genel müdür arkadaşımız buraya gelmiş. Bunların hesaplamalarıyla ilgili de kesin bir şeyin anlık olarak tespit edilemediğini, belli bir dönemsel olarak tespit edildiğini söyledi bana. 2 Aralıkta gelecek, her türlü soruyu burada, komisyonda cevaplayacak. Yani bunun o şekilde yorumlanmasını doğru bulmuyorum. Buraya gelen alt düzey bir bürokrat arkadaşımızın yetkisi dâhilinde olmayan bir husus, onu öyle değerlendirmek gerekir."

Kavcıoğlu, 2 Aralık'ta bilgi vermedi

Bu diyaloğa rağmen takvimler, 2 Aralık'ı gösterdiğinde, yasal bilgilendirme sorumluluğu için TBMM'ye gelen Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, KKM ile ilgili soruları yanıtlamadı. Banka'nın bir şirket olması nedeniyle, ancak hesap dönemi sonunda kâr/zarar hesabı açıklayabileceğini ve ayrıca Merkez Bankası Kanunu'na göre de bilgi vermesinin yasak olduğunu söyledi.

İkinci mektup

Bunun üzerine Kuşoğlu, 5 Aralık'ta Şentop'a ikinci bir mektup yazdı. Gerekçenin doğru olmadığını, tüm şirketlerin 3,6 aylık veya herhangi bir tarih itibariyle de kâr/zarar hesabı çıkarabileceğini vurguladı. Açıklamanın yasak olduğu gerekçesinin de gerçeği yansıtmadığını tersine kanun gereği bilgi verilmesi gerektiğini aktardı.

Bu yılki tahmin 300 milyar

2023 Bütçe Kanun Teklifi üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda hazırlanıp iletilen muhalefet şerhindeki KKM ile bir değerlendirme biraz fikir veriyor:

"KKM uygulamasının mart-ekim arasındaki 8 aylık dönemde Hazineye maliyeti 91,6 milyar liradır. Merkez Bankası'nın da en az bu tutarda bir maliyeti yükleneceği düşünüldüğünde ve KKM uygulamasını desteklemek için vazgeçilen vergiler de hesaba katıldığında KKM'nin ekonomiye olan maliyetinin 2022 yılında 300 milyar lira seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. "

Doğrusu Kavcıoğlu'na KKM hesapları konusunda bilgi vermeme hakkını kimin verdiğini ben vatandaş olarak çok merak ettim. Merkez Bankası'nın KKM hesaplarına yaptığı ödemelerin tutarını bilmek her vatandaşın hakkıdır.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.


Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti -Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir "kaçış rampası" olarak Dışişleri Vakfı

Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık

Şimşek'e kimler soru sorabilir?

Tasarruf tedbirleri konusunda "dostlar alışverişte görsün" mahiyetindeki toplantının biz gazetecileri ilgilendiren en önemli boyutu; güya bu kadar önem atfedilen, haftalar öncesinden davul çalar gibi anons edilen bu toplantının bitiminde soru alınmamasıydı

TÜİK kimin tarafında duruyor?

TÜİK; DİSK’in zorunlu olarak Bilgi Edinme Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı’na açtığı davada çıkan karara itiraz etmiş. Madem taraf değilseniz bu itiraz ne? Bitmedi: TÜİK, bir de Adalet Bakanlığı aleyhine dava açıyor. Yetmiyor, Danıştay Başsavcılığı’na TÜİK olarak “Bu kararları bozun” diyor