27 Eylül 2024

Göstere göstere

Mali piyasaların ve finans piyasalarının denetlenmesi, sadece o kuruluşlar için değil, milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendirir. Bir kişi kamu görevlisi olmayı seçtiyse, içinde yaşadığı toplumdaki gelir eşitsizliğini derinleştirecek eylemler içinde olmamak zorundadır

BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın'ın düğününden bir kare

Gazeteci Timur Soykan, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın’ın nikah törenine gidip töreni takiben yapılan takı merasimine tanıklık edip belgeleyerek esaslı bir gazetecilik mesaisi sergiledi.

İstanbul’da bir otelin balo salonunda metrelerce uzayan takı takma kuyruğu, dakikalarca süren takıyı, ailenin yakınlarının sağlı sollu tuttuğu keselere ve veya yanındaki kutulara atma eşliğindeki kutlama seremonisi (kutuların üzerinde gelin ile damadın isimlerinin baş harflerinin yer alışıyla ilgili profesyonel inceliği atlamayalım) Türkiye’de sadece ekonomi yönetimi, bankacılık, finans sektörü değil, toplumsal dokunun evrildiği yönü de gösteriyor

Bu haber neden çok önemlidir?

Gelin genel sebepten başlayarak onunla birlikte çoğumuzun ortak hissiyatı içinde olduğunu düşündüğüm diğer nedenleri paylaşalım…

Zenginleşme aracı

Adında “denetleme” kelimesi olan, iki varlık sebebinden biri denetim olan bir kurumun üst düzey yöneticisi, diğer kamu görevlilerinden daha özenli olmakla yükümlüdür.

Böyle bir kurumun üst düzey yöneticisinin, düzenli olarak denetlenen, yeri geldiğinde yaptırımlar uygulanan konumdaki kuruluş yöneticilerine gönderdiği davetiyeyle ortaya çıkan manzara, bir evlilik sevincini paylaşma vesilesinin fersah fersah ötesine geçip zenginleşme aracına dönüşmüştür.

Böylesi bir töreni, kamusal alanda apaçık bir biçimde gerçekleştirebilme iradesi ise ayrıca mercek tutmayı hak ediyor.

Bu seremoniyi gerçekleştirebilme arzu ve iradesi, bu zenginleşme olgusundan daha az önemli değildir. Zaten denetlenen konumdaki kurum ve kuruluşların “işlerini’ kolaylaştırmak üzere, içine takı bırakılmak üzere çifter çifter kese ve kutu düzeni kurulması yapılandan rahatsızlık duymak bir yana, işin doğası gereği görüldüğünü kanıtlamaktadır.

Bu rahatlık, kamu görevlilerini, kendilerini bağlı hissetmeleri gereken/beklenen, mevzuattaki ya da mesleki kodlar içindeki kurallarla düzenlemelerle hiçbir şekilde bağlı hissetmediklerini de göstermektedir.

Bu bağlı hissetmeyiş neden önemli peki? (Bazen basit, çok temel sandığımız şeyler unutulur ve onları tekrar tekrar anımsatmak gerekir. Bu da öyle bir soru.)

Kamu görevini hatırlamak

Çünkü o makamlar birer kamu görevidir. Mali piyasaların ve finans piyasalarının denetlenmesi, sadece o kuruluşlar için değil, o kuruluşlara güvenerek parasını, birikimini emanet eden milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendirir.

Tam da bu nedenle bu kurumu yönetenler, azami özeni göstermek zorundadır.

Hatırlatalım ki bankaların, katılım bankalarının, finans kuruluşlarının sağlıklı işlemesi, BDDK’nın bir numaralı görevidir. Bu görev, ekonominin buhran geçirdiği dönemlerde daha kritik hale gelir.

O kişi o görevde olmasa, o unvanı, o koltuğu işgal etmese takılmayacak olan takılar, sırf o pozisyon dolayıyla takılıyorsa, bu en hafif ifadeyle nüfuz kullanma anlamına gelir. Böyle bir ilişki biçiminden de sağlıklı denetim, sağlıklı mali piyasa çıkmaz.

(Timur Soykan’ın haberindeki bir ilginç bilgi de takı bazı bankaların 150 bin TL ile 350 bin TL arasında bütçeler belirlediğiydi. Çok önemli değil ama acaba bu bütçeler döviz üzerinden mi belirlendi diye aklıma takıldı. 4 ile 10 bin dolar arası ediyor.)

Milyonlar ezilirken

Bu haberin neden çok önemli olduğuna, üst düzey bir bürokratı zenginleştiren düğünün neden kitlesel bir nitelik taşıdığına bir de Türkiye’nin gerçekleri açısından bakalım. 

Toplumun her kesiminden, yaşama sevincini yitiren, bunalan, iki yakası bir araya gelmeyen milyonlardan yansıyan yüzlerce sebep çıkarıp sıralamak mümkün olsa da güncel birkaçıyla yetinelim:

-İlkokullarda çocuklara bir öğün yemek sağlayacak ödeneğin olmadığı gibi bir gerekçe sunulduğu için.

- Yine ilk okullarda tasarruf gerekçesiyle temizliğe kaynak aktarılmaması nedeniyle baş gösteren pislik ve hijyen sorununa çözüm olarak velilerin dönüşümlü temizlik yapması gibi inanılması güç durumlar yaşandığı için.

-Emekliye 12 bin TL ile idare et denildiği için.

-Milyonlarca haneyi ilgilendiren asgari ücreti 17 bin TL’de çakılıp bıraktıkları için.

-Doğru düzgün bir çalışma ortamı talep eden işçilerin hak talepleri sertlikle, şiddetle bastırıldığı için.

Bütün bunların bir düğünle ilgisi ne olabilir sorusunun cevabı net:

Bir kişi kamu görevlisi olmayı seçtiyse, içinde yaşadığı toplumdaki gelir eşitsizliğini derinleştirecek eylemler içinde olmamak zorundadır.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet, hakikat, dezenformasyon

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği, Atatürk Havalimanı’nda düzenledikleri bombalı saldırı nedeniyle 46’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan 6 IŞİD’linin tahliye kararı, ilk derece mahkemesinde yeniden görülecek. Teorik olarak mahkemenin, temyiz kararına direnme hakkı bulunuyor. Ancak o tarihte, yani davanın yeniden görüleceği tarihte, tahliye edilen IŞİD sanıklarının bulunup bulunmayacağı da belirsiz

İhale kanunundaki manidar gecikme

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kamu İhale Kanunu’nda reform yapılacağından bahsederken, kamuda tasarruf ve mali disiplin ile bağını kuruyordu. Ne var ki, kanundan kaçmanın aracına dönüşen istisnalar ile su yolu edilen pazarlık usulündeki yaygın usulsüz kullanımların önüne nasıl geçileceğine dair henüz bir ipucu bulunmuyor

Sağlık bütçesi kimin için?

2025 yılında Sağlık Bakanlığı için ayrılan ödeneğin yüzde 10’u, şehir hastanelerini işleten 18 firmaya gidecek. Başka bir ifadeyle, gelecek yıl, 18 şehir hastanesini işleten 18 müteahhitlik şirketine 104,6 milyar TL ödenecek

"
"