26 Mayıs 2023

Döviz sıkıntısı ve 28 Mayıs sonrası

İktidar yanlış politikaları kabullenmediği için 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrasında, makro sorunları çözecek bir yol haritası da duymuyoruz doğal olarak

Bugünlerde Ankara’da döviz büroları önünde uzun sıralar oluşuyor.  Birkaç gün önce gittiğim Ulus’ta, tanınmış bir döviz bürosu önündeki sıra, neredeyse 100 metreye yaklaşmıştı.

Dün de bir ödeme için uğradığım özel banka şubesinde, -banka şubelerinin çoğu gibi açık ofis sistemi çalışıldığı için duydum- önümdeki müşteri, döviz hesabından 5 bin euro çekmek istediğini söyledi. Banka çalışanı "Yazdırmış mıydınız?" dedi. Müşteri biraz şaşırarak "Yoo" yanıtın verince, banka çalışanı müşteriye el yazısıyla tutulmuş bir A4 kâğıdı gösterdi. "İstek gelince böyle tek tek yazıyoruz. Önce bunları ödeyeceğiz".

"Peki şimdi yazdırsam bu akşama doğru alabilir miyim?" diye sordu müşteri. Banka çalışanı üzgün bir yüz ifadesiyle "Bunu şimdiden söylemek zor. Çünkü aracın ne zaman geleceğini bilmiyoruz" dedi. Müşteri daha sonra, talep ettiği tutarı 3 bin euro ‘ya düşürdü. Bunu söylerken de "Aradaki fark fazla olmasa TL’ye bozdurabilirim ama zarar çok oluyor" diye de ekledi.

"Keşke yapabileceğimiz bir şey olsaydı" diyen banka görevlisinin laf olsun diye değil, gerçekten üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu.

***

Büyük cirolu şirketler yöneten ticari hesap sahibi iş insanlarının döviz işlemlerinde sıkıntı yaşadığını, nakit akışlarının bozulduğunu bir süredir okuyup duyuyorduk. Dahası bankalardan dijital platformlar aracılığıyla yapılan bireysel kredi başvuruları "krediyle döviz satın almayacağım" penceresine onay verilirse kabul ediliyordu. Ancak döviz darlığının, büyük bankalarda dahi iki üç bin dolar/ euro ödeme düzeyine dayandığını görmek, önümüzdeki dönemde "Peki ne olacak?" sorusunu bütün yurttaşlar için daha acil bir hale getirdi.

Alevden top

Merkez Bankası net rezervinin AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ilk kez eksiye düşmesi, bağımsız iktisatçıların aylardır uyarısını yaptığı ödemeler dengesi sorununun alevden bir topa dönüştüğünü gösteriyor. Ödemeler dengesindeki açığın sürekli büyümesi, özellikle ithalata dayalı temel ürünler açısından risk unsuru taşıyor.

Yetkili ve sorumlu makamlardaki -ya da öyle görünen- kişiler, gıda, akaryakıt gibi temel ihtiyaç malların ithalatı konusunda yakın gelecekte herhangi bir sıkıntı olup olmadığı, iktidarın bir plan programı olup olmadığı yönünde herhangi bir açıklama yapmıyor. Kameralar önünde bu soruları doğrudan yönelten muhabir ve gazeteci meslektaşlara rastlayamadığımızdandır belki kim bilir.

Üç aylık ihale bilançosu 322 milyar TL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "faiz sebep enflasyon netice" tezini sürdürüyor. İktidar yanlış politikaları kabullenmediği için 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrasında, makro sorunları çözecek bir yol haritası da duymuyoruz doğal olarak. Bilakis bol bol pazarlık usulü ihale yapmayı sürdürüyorlar.

Büyük deprem sonrası, depremin etkilediği illere yönelik olarak 16 Şubat’ta başlatılan, konut, geçici barınma, köy evi, ahır ihalelerini sayısı 236’ya ulaştı. Üç buçuk aydır her gün yapılan ihalelerin toplam büyüklüğü ise 322 milyar TL’ye ulaştı.

Erdoğan’ın önümüzdeki ekim kasım ayında tamamlanacağı sözünü verdiği konut projeleri için ihaleleri kazanan onlarca firmaya ödenecek yüzlerce milyar TL için, hangi kaynağın nasıl harekete geçirileceği sorusunun cevabı önemini koruyor. Reel ekonominin bir yanında üretim çarklarının yavaşlaması, finansmana erişim güçlüklerinin yaşanması, piyasada kısıtlamalar söz konusuyken, Çevre Şehircilik Bakanlığı, TOKİ’nin müteahhitlik sektörüne bu tutarları hangi bütçe kaynağından aktarılacağı önümüzdeki dönemin temel ekonomik başlıklarından birisi olacak.

Bugün yaşanan ve 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrası, seviyesinin nasıl tutulacağı merakla beklenen döviz darlığına AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları liyakatsizlik, kayırmacılık, yolsuzluk, kaynak önceliklerinin doğru yapılmaması yol açtı.

Bakalım, rakibini, medya gücüyle, , devletin bütün olanaklarını sonuna kadar kullanmasıyla, yalan, iftira ve montajlı propagandayla saf dışı etme gayretini temsil eden siyasal anlayış, 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın kazanması halinde ekonomideki bozulmayı nasıl giderecek, nasıl kaynak bulacak ve  büyük hasar almış kredibilitenin yeniden inşasını nasıl sağlayacak.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sağlık çıkmazı ve bütçe

Vatandaşın sağlığı, 20 yılda kamu sektörüne göre iki kattan fazla büyüyen bir özel sağlık sektörüne emanet. Yani şirketlerin çıkarlarına...

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

"
"