18 Eylül 2024

Bütçenin açık açmazı

Tasarruf tedbirlerinin gerçekten çözüm olduğu bir bütçe dengesi 1 trilyon liraya yakın açık mı verirdi?

Bütçe, Ocak-Ağustos döneminde -yani sekiz ayda- 973,6 milyar TL açık verdi. Geçen yıl aynı dönemde açık, 383,4 milyar TL'ydi.

Bu; arada 600 milyar TL'ye yakın fark oluşunun yanı sıra, geçen yıla göre iki buçuk kat artış demek.

Bütçe açığının bir yılda iki buçuk kat artması, basın toplantısıyla açıklandığı halde, hiç soru alınmadan kalkılıp gidilen tasarruf tedbirlerinin işe yaramadığının resmi belgesidir aynı zamanda.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tasarruf tedbirlerini açıklarken, kendisini izleyen hiçbir muhabir "Bu tedbirlere uyulacak mı? Uyulsa bile bütçe açığı üzerindeki etkisi ne olur?" sorusunu yöneltemedi. Böyle bir fırsat yaratılmadı ama bu hayali sorunun cevabını "hayatın olağan akışı" verdi.

"Hayatın olağan akışı"

Aslında "hayatın olağan akışı", hukukta daha çok da ceza yargılamasında kullanılan bir kavramdı. Ülkemizin dört bir yanını kuşatan olağanüstü gelişmelerin sarmasıyla son zamanlarda gündelik dilde yaygınlaşan sıradan bir anlatıma dönüştü.

Bütçe açığına dönecek olursak, bu "açık"taki hayatın olağan akışı şu demek: İhale yolsuzluklarıyla, harcama usulsüzleriyle, ayarlarını taammüden bozduğunuz bir bütçede, yaptırım gücü olmayan bir önlem setiyle sonuç alamazsınız.

Ne denilmişti tasarruf tedbirleri genelgesi ve sonrasında kanun teklifi gündeme geldiğinde?

"Tedbirlere uymayan bürokratlara maaş kesintisi ya da işten çıkarma gibi cezalar verilebilecek. Bu denetimi de Hazine ve Maliye Bakanlığı yapacak."

Geçen temmuz ayında TBMM'de kabul edilen ve içinde tasarruf tedbirlerine ilişkin hükümlerin de olduğu kanun teklifi ile tasarruf tedbirlerine uymayan kamu görevlileri hakkında yaptırım öngörülmüştü.

Yasa yürürlükte değil ki

Ama bilin bakalım ne oldu? Yasa henüz yürürlüğe girmedi. A.A'nın 19 Temmuz 2024 tarihli haberine göre, 18 Temmuz'da kabul edilen yasa teklifindeki 1 Eylül 2024 olan yürürlük tarihi, 1 Ocak 2025 olarak değiştirilmiş. Dolayısıyla, yaptırımı olmayan bir tedbir setinden söz ediyoruz.

Ancak, yeni bir yaptırım olmasa dahi zaten mevcut yasaların kamuda tasarruflu davranmayı zorunlu kıldığı, kamu görevlilerinin buna zaten uymak zorunda olduğu yaklaşımını da dikkat almalıyız. Örneğin, ihtiyaç olmadığı halde keyfi araç kiralamasının zaten yapılmaması gerekiyor. Ancak ülkede denetim ve yaptırım mekanizmaları uzun süredir "çöktüğü" ve Sayıştay raporlarına dahi uyulmadığı için, yapılan açıklamalar, kabul edilen düzenlemeler göstermelik olmaktan öteye geçemiyor.

Tasarruf tedbirlerinin gerçekten çözüm olduğu bir bütçe dengesi 1 trilyon liraya yakın açık mı verirdi?

Anayasal haklar

Sayıştay denetimi Anayasal nitelikli bir denetim olmasına karşın, kamu kurum ve kuruluşlarının denetimi sonucunda hazırlanan raporlardaki önerilere uyulmaması neredeyse normalleşti. Aynı şekilde kişisel hak ihlallerinde de uygulayıcı makamlar kendilerini bu kararla bağlı görmüyor.

Aynı sebeple, Anayasal bir hak olan sendika hakkına ilişkin hak arayışları da güvenlik güçlerinin sert bastırmalarıyla karşı karşıya kalıyor. (Böyle bir ortamda bir de yeni Anayasa diktesi başladı.)

Haberleri izliyorsanız biliyorsunuzdur:

Kurucusu AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu olan Fernas Madencilik'te, standartlara uygun İNSANCA bir çalışma ortamı talep eden işçilerin hak arayışları bir süredir devam ediyor.

Aynı gruba ait, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapımı süren Aydın-Denizli otoyolunda da geçtiğimiz aylarda yine çalışma hayatıyla ilgili talepler nedeniyle işçiler iş bırakma eylemi yapmıştı.

Dün, seslerini, Ankara'daki şirket önünde duyurmak üzere toplanan Fernas Madencilik işçileri, kelepçelenerek göz altına alındı.

Hatırlatma notu olarak:

Fernas şirketi, inşaatı süren Aydın-Denizli otoyolu üzerinden Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri dolayısıyla bütçeden kaynak aktarılan 45 şirket arasında yer alıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bütçe dengesi söz konusu olduğunda; KÖİ projelerine aktarılan bütçe kaynakları üzerine hiç görüş beyan etmiyor.

Hâl böyle olsa da bütçeden milyarların aktığı 45 KÖİ şirketi arasında; iktidardan bir milletvekili şirketinin de (hemşehrilik de var) yer almasının, kaynak beklediği Batı diyarlarında sık rastlanan bir durum olup olmadığını, kuşkusuz bizlerden iyi biliyordur.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Gazetecilik dikte edilmemiş soruları sormaktır

Gazetecilik, muhataba, dikte edilmeyen soruları sorabilmektir. İşin bu kısmı, iktidarlardan, unvanlardan ve fani ömürlerden bağımsız bir realite olarak kendini sayısız kez teyit etmiştir

Truva Bakır Maden’in sermayesi 2 milyara çıktı

Kazdağları bir kez daha tehdit altında. Hem de ekolojik sömürü için. Dileriz bu defa ÇED olumlu kararının iptali için açılan idari yargıdaki dava, çok geç olmadan sonuçlanır

Türkiye, AKP ve hizalı şirketlerin tapulu malı mıdır?

Ulaşım hizmeti fonksiyonuyla bilinen iki büyük garı, kültür sanat diktesiyle, tepeden inmeciliğiyle işlevsizleştiremezsiniz. Kamusallığın en birincil anlamı, yönetimlerin herkesin hakkını hukuku gözeterek hizmet sunması, kaynakları buna göre seferber etmesidir

"
"