13 Eylül 2024

Belediyeler Birliği'nden çarpıcı deprem raporu

TBB'nin raporu, aradan 18 ay geçmesine karşın, deprem bölgesinde temel sorunların bütün ağırlığıyla sürdüğünü belgeliyor

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) 6 Şubat depremlerinin 18. ayında, depremin en çok etkilediği şehirlerde kapsamlı bir saha çalışması yaptı. Tespit ve bulguları raporlaştıran TBB'nin hazırladığı çalışmada, barınma, sağlık, eğitim, psikososyal sorunlara, depremzedelerin gözünden mercek tutularak, yapılması gerekenler ayrıntılı öneriler şeklinde listelendi.

Raporda öne çıkan vurgulardan birini hemen paylaşalım:

Belediyelerin de kurumsal manada depremzede olduğu; bina, insan gücü ekipman kayıpları yaşadıkları; kurumsal ve mali açıdan güçlendirilmelerinin zorunluluk olduğuna dikkat çekiliyor.

Bu güçlendirme sağlanmadan, belediyelerin sorumluluklarını, sadece mevcut kendi yetki ve kaynaklarıyla yerine getirmesinin mümkün olmadığının altı çiziliyor. Adres tabii ki merkezi yönetim. Yani iktidar. Bu çerçevede, deprem bölgesi belediyelerinde denetim, hizmet, bürokratik kapasite güçlendirmesi için eleman karşılamaya yönelik programlar yürütülmesi gerektiği raporda yer aldı.

TBB raporunda depremzede belediyeler için öne çıkan öneri çerçevesi şöyle:

Kamu borçları silinmeli

- Afet bölgesindeki belediyelerin merkezi bütçeden aldığı payların artırılması düşünülmelidir. Belediyelerin kamu borçları (sosyal güvenlik, vergi vb.) silinmeli veya ertelenmelidir.

- Deprem bölgesi belediyeleri için mücbir sebep uzatılmalı, ilgili vergi borçlarında kolaylıklar sağlanmalıdır.

- Depremden etkilenen belediyelerin Tasarruf Tedbirleri Genelgesi'nden muaf tutulması ve depremden doğrudan etkilenmemiş belediyelerin deprem bölgesine yapacağı harcamaların Genelge'den istisna olması gerekmektedir.

- Çöp konteyneri, araç, ekipman başta olmak üzere belediyelerin kamu hizmeti sunduğu pek çok malzeme ve araç için belediyeler hibe destekleri beklemektedir.

- Elektrik, su ve doğalgaz gibi temel giderlerde indirim veya destek almaları buraya harcanan kaynakların iyileştirme ve güçlendirme çalışmalarına aktarılmasına yol açacaktır.

Ağustos ayında yapılan saha ziyaretlerinde, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ziyaret edildi. Resmi ve sivil toplum kuruluşları, bölge halkıyla yüz yüze görüşmeler yapıldı.

"6 Şubat Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu”ndaTBB, 12. Kalkınma Planı'ndaki hedefleri referans aldı.

TBB'nin yeni raporu, 6 Şubat depremlerindeki kayıpların büyüklüğünü, ölçeğini yeniden hatırlamamıza vesile olmalı. İşte bazı veriler:

- Resmi rakamlara göre 50.783 kişi hayatını kaybetti, 107.204 kişi yaralandı. Felaket, toplamda 11 ili ve 14 milyondan fazla vatandaşı doğrudan etkiledi. Felaketin Türkiye ekonomisine yükünün yaklaşık 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) olduğu tahmin ediliyor.

- Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın (SBB) raporuna göre, ekonomik kayıpların en büyük kısmı, konut hasarlarıyla ilgili. Toplamı 1.073,9 milyar TL (56,9 milyar dolar).

- Kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkım ise 242,5 milyar TL (12,9 milyar dolar) zarara neden oldu.

- Özel sektör, imalat sanayii, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim gibi alanlarda kayıplar 222,4 milyar TL (11,8 milyar- dolar) olarak hesaplandı.

Yüz binler hâlâ konteyner kentte

TBB'nin raporunda, sahadan derlenen veriler ışığındaki bazı tespitler ise mevcut durumun vahametini ortaya koyuyor.

- 7 Şubat 2024 tarihi itibariyle konteyner kentlerde 691.959 kişi yaşıyor.

- Hak sahipliği sürecinde 845.371 talep değerlendirildi. Bunların 389.378'i konut, 40.658'i işyeri ve 11.531'i ahır olarak hak sahipliğine resmi olarak kabul edildi.

- Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Ocak 2024 itibarıyla açıkladığı verilere göre, deprem sonrası harcamalar yaklaşık 950 milyar TL'ye ulaşmıştır.

- Bölgedeki özel işyerlerinin sayısında önemli düşüşler yaşandı.

En büyük beklenti barınma

Rapora göre barınma, halkın en büyük beklentisi olarak öne çıkıyor. Depremlerin üzerinden 18 ay geçmesine karşın barınma sorununun hâlâ tam olarak çözülmeyişi kaygıları büyütüyor.  

Sağlık: Deprem bölgesinde, sağlık hizmetlerine erişim konusunda ülke genelinde yaşanan randevu bulamama sorununa ek olarak bölgede uzman doktor sayısının giderek azaldığı vurgulandı.

Pskio-sosyal destek yetersiz: Bölgede önemli ihtiyaçlardan biri olarak görülüyor. Bakanlık, belediyeler, STK'lar eliyle bu destekler verilmeye devam etse de yeterli olmadığı, daha kapsamlı ve düzenli desteklerin verilmesi gerektiği anlaşılıyor.

Eğitim: Hem fiziki altyapı yetersizliği hem de yetersiz öğretmen ve personel sayısı sorunu, eğitimde birlikte öne çıkıyor. Birçok bölgede yıkılan okullarda eğitim gören öğrencilerin sağlam kalan okullara taşınması, bazı sorunlara yol açtı. Üniversite öğrencilerinin yurt sorunu sürerken, tercih döneminde deprem bölgelerinde yer alan yükseköğrenim programlarını seçen öğrenciler yurt bulamıyor. Yüksek kira ücretlerinden dolayı da ev bulma sıkıntısı yaşamaktadırlar.

Şiddet, bağımlılık, istismar: Deprem şehirlerinde bağımlılık, şiddet ve istismar gibi vakaların arttığı bildiriliyor. Kırılgan gruplara yönelik çalışmaların yetersiz olduğu ve önceliklendirilmediği vurgulanıyor. Sosyalleşme imkanlarının kısıtlılığı ve kültürel etkinliklerin çok az olması, bölge insanının psikolojik iyileşmesini yavaşlatıyor.

Altyapı: Altyapı ve kanalizasyon yapım süreçleri, daha uzun süre başlamazsa ciddi sağlık sorunları çıkabileceği uyarısı yapılıyor.

Sağlık hizmetlerinin yetersizliği: Deprem sonrasında doktorların şehirlerden göç etmesi sağlık hizmetlerinin aksamasına yol açmış ve kronik hastalıkların takibini güçleştirdi. Hastaneden randevu almak zorken, sonuçları göstermek için tekrar hastaneye gitme gereği güçlükleri arttırıyor.

Psikolojik ve sosyal sorunlar: Deprem sonrasında gençlerde antidepresan kullanım oranını arttığı, artışın özellikle lise düzeyindeki gençler arasında yoğunlaştığı verisi raporda yer alıyor. Gençlerin hem kendi gelecekleri hem de şehirlerin geleceği konusunda umut taşımadıklarından dolayı ihtiyaçlarını karşılayamama, muhatap bulamama ve istihdam sorunlarıyla karşılaştığının altı çiziliyor.

TBB'nin raporu, aradan 18 ay geçmesine karşın, deprem bölgesinde temel sorunların bütün ağırlığıyla sürdüğünü belgeliyor. Milyonları etkileyen bu soruna ışık tutan rapordaki tespitlere devam edeceğiz.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

Gazetecilik dikte edilmemiş soruları sormaktır

Gazetecilik, muhataba, dikte edilmeyen soruları sorabilmektir. İşin bu kısmı, iktidarlardan, unvanlardan ve fani ömürlerden bağımsız bir realite olarak kendini sayısız kez teyit etmiştir

"
"