03 Mayıs 2023

Antalya Şehir Hastanesi'nde neler oluyor?

Antalya Şehir Hastanesi için, ilk ihalede Sağlık Bakanlığı ile firma arasında bağıtlanan ilk tutarı geçen ikinci bir ihaleye neden gerek duyulduğu nedenleriyle açıklanmalıdır

Öyle bir kamu yatırımı düşünün ki, iki yıl dört ay arayla iki ihale yapılsın. İlk ihale, 1000 yataklı bir hastane için, ikinci ihale de bu hastanenin "çevre düzenlemesi, altyapı ve müteferrik" işleri için açılsın.

Artık her nedense ilk ihalede verilen teklife dahil edilmediği veya dahil edildiyse bile devlet kasasından firmaya ödenen hakedişin artık her nedense yetmediği anlaşılan bu kalemler için yapılan özel ihalenin maliyeti, asıl ihalenin bedelini geçsin.

Dahası, çevre düzenlemesi ve müteferrik ihalesini de ilk ihaleyi alan firma alsın!

Bu, gerçekten oldu.

Şu sıra "açıldı açılıyor" denilen Antalya Şehir Hastanesi'nden söz ediyorum. Şehir hastanesi dediysek, Kamu Özel İşbirliği modeliyle yapılan "gerçek" şehir hastanelerinden değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tabiri seviyor diye öyle anılan Kamu İhale Kanunu'na göre yapılan şehir hastanelerinden biri o.

2020 yılı sonunda 21/b usulüyle ihale edilen Antalya Şehir Hastanesi'ni, saklanan diğer bütün yeni nesil şehir hastanesi ihaleleri gibi - yazılarıma "ekonomik küçülme" gerekçesiyle son veren -Sözcü gazetesinde kamuoyuna duyurmuştum.

Sağlık Bakanlığı'nın Aralık 2020'de 1000 yataklı olarak planlayarak pazarlık usulüyle yaptığı bu hastane ihalesini, 990 milyon TL teklifle Kolin-Nesma ortaklığı üstlenmişti. O dönem yaklaşık maliyet 1 milyar 187 milyon 523 TL'ydi. Hastanenin yapımına Mart 2021'de başlandı. İki yıl sonra da yani bugünlerde tamamlanacağı duyurulmuştu.

3 Nisan'da sessiz sedasız

Pekerler grubunun bir iştiraki olan Nesma şirketini kalkındıracak gibi görünen ikinci ihale 3 Nisan'da yani bir ay önce sessiz sedasız yapılmış. E ihale şeklinde. "Antalya Şehir Hastanesi Çevre Düzenleme Altyapı ve Müteferrik İşler Yapım İşi" başlığıyla yapılan bu ihaleye iki firma davet ediliyor: Ne kadar büyük bir tesadüf ki, firmalardan biri, Antalya Şehir Hastanesi'ni zaten yapan şirket olan Nesma, diğeri de YDA inşaat.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü'nün açtığı ihalede belirlenen yaklaşık değer şöyle:

1 milyar 147 milyon 979 bin 607 TL

Bakanlığa çağırdığı iki firmanın verdiği fiyat teklifleri şöyle:

FİRMA 1. TEKLİF (TL) 2.TEKLİF (TL) İNDİRİM (%)

Nesma Yapı 1.450.000.000 1.125.000.000  2

YDA İNŞ. 1.325.000.000 1.255.000.000  -9,32

187 milyon dolar

Antalya Şehir Hastanesi 2020 yılı Aralık ayında ihale edildiğinde ABD doları kuru 7,71 TL civarındaydı. 990 milyon TL teklif üzerinden hesaplandığında günkü kur üzerinden hastanenin kamuya maliyeti 128 milyon 404 bin dolar. Bir ay önce yapılan ikinci ihale gününde ise dolar kuru 19,19 TL. Bu kur üzerinden hesaplandığında da Antalya Şehir Hastanesi için kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadan gerçekleştirilen ikinci ihalenin kamuya maliyeti ise 58 milyon 610 bin dolar. Toplam 187 milyon ABD doları bir maliyetten söz ediyoruz.

Antalya Şehir Hastanesi için, ilk ihalede Sağlık Bakanlığı ile firma arasında bağıtlanan ilk tutarı geçen ikinci bir ihaleye neden gerek duyulduğu nedenleriyle açıklanmalıdır. Hangi taleple, hangi ihtiyaçla maliyetin bu kadar yükseldiğini, ilk ihaleye girip kazanan şirketlerin, alt yapıyı, çevre düzenlemesinin, müteferriki fiyat tekliflerine dahil edip etmediklerini bilmek vatandaşın hakkıdır. Üstelik hastanenin hizmete girme hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde…

Evet Antalya şehir hastanesi projesinde neler oluyor?

Bir de yol ikmali

Antalya demişken yine aynı kentet, pazarlık usulüyle yapıldığını öğrendiğim bir başka ihaleyi de sizlerle paylaşayım. Epeydir büyük tutarlı bir ihale aldığını duymadığımız ünlü Bayburt Grubu bir "ikmal" ihalesi kazanmış.

Karayolları Genel Müdürlüğü'nün yaptığı ihalenin adı:

"KızılkayaAyrımı-Antalya Devlet Yolu (Kepez Üstü-Kızılkaya Ayr. Arası) - Antalya Şehir Hastanesi". Bayburt İnşaat'ın bu ihaleye 3 milyar 475 milyon 52 bin 250 TL teklif verdiğini öğrendim.

* * *

Hiç gitmeyecekmiş gibi bir tutum içine giren iktidarın, gözlerden kaçırdığı bu ihaleleri kayıt düşmek istedim.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Rüşvet suçu kara paranın öncülü değil miydi?

OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporda, Türkiye'de basın üzerinde sansür olduğu belirtilerek, çok sayıda haberin erişime engellendiği verilerle yer alıyor. Basın özgürlüğünün olmayışının özellikle yolsuzluk haberlerinin ortaya çıkması konusunda derin bir kaygı yarattığının altı çiziliyor

Tasarruf paketi umursanmadı

Tasarruf paketinin Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanmasının dahi iktidar bürokrasisinin harcama alışkanlıklarında etkisi olmamış anlaşılan

"Fonlandırılan öğretmenler"

Bakan Tekin'in, öğretmenin saygınlığını hiç dert etmeden "kamu tarafından fonlandırılmak" diye andığı konunun adı, bütçe kaynakları oluyor. Kendisi de bakan olarak, bakanlığına ayrılan bütçe ödeneğinin en üst amiri. Kendisinin maaşı dahil, "fonlandırma" dediği kamu kaynakları bizlerin vergilerinden oluşuyor