24 Nisan 2015

Acılarla yüzleşerek kurtar ruhunu bu soykırımdan

'Soykırım' demen şart değil. Yüzleşmen yeter. Yüzleş ki vicdanın, ahlakın, insanlığın bir değeri olsun

Acıyla, kanla, gözyaşıyla yoğrulan bir çamurdan devşirilmiş rejimlerin zincirleme reaksiyonuna hedef olmaktır bu coğrafyada yaşamak.

Hele geçtiğimiz yüzyılın başından günümüze; bir türlü iyileşmeyen, kabuk tutmayan, sürekli kanayan yaralar sarmıştır bu topraklarda yaşayanların bedenlerini, ruhlarını.

Devlet olma anlayışının vardığı son aşama, tam bir yüzyıldır işlenen cinayetlerin peşini bırakmadığı lanetlilere çevirdi bu ülkenin insanlarını.

Hıristiyan oldukları için kurşuna dizilenlerin, palayla, süngüyle doğrananların...

Evlerde, kiliselerde, mağaralarda yakılanların, dumanla, gazla boğulanların...

Sürgün yollarında açlıktan, susuzluktan, soğuktan, sıcaktan, hastalıktan, zulümden, işkenceden ölenlerin...

Çocuk yaştaki kardeşleri, teyzeleri, amcaları, dayıları, halaları Müslüman ailelere "ganimet gelini", evlatlık, hizmetçi olarak verilenlerin...

Mallarına, mülklerine, hanlarına, hamamlarına, işyerlerine, evlerine, tarlalarına, bağlarına, kiliselerine, manastırlarına el konulanların...

Hepsinin, hepsinin elleri geçen yüzyıldan beri, kuşaklar boyu bu son devletin yakasında...

Sadece tek partili, çok partili; darbeli, seçimli rejimleri yönetenlerin değil, bu ülkede yaşayan herkesin yakasına; hatta vicdanına, ahlakına, insanlığına yapışmış elleri.

Adana'nın, Aydın'ın, Ankara'nın, Bilecik'in, Diyarbakır'ın, Erzurum'un, Eskişehir'in, Giresun'un, İzmir'in, Kayseri'nin, Konya'nın, Kütahya'nın, Trabzon'un Yozgat'ın ve daha bugün adı anılmayan, unutulmuş nice Anadolu kasabasından, köyünden yüz binlerce masum Ermeninin elleri yapışmış yakana; yani vicdanına, ahlakına, insanlığına...

Erdek'ten, Şile'den, Bandırma'dan, Bursa'dan, Antalya'dan, Fethiye'den, Alanya'dan, Mersin'den, Adana'dan, Antakya'dan yüz binlerce masum Küçük Asya Rum'u yapışmış yakana; yani vicdanına, ahlakına, insanlığına...

Zonguldak'tan, Kastamonu'dan, Sinop'tan, Samsun'dan, Trabzon'dan, Konya'dan, Erzurum'dan binlerce masum Pontus Rumu’nun elleri yakanda; yani vicdanında, ahlakında, insanlığında.

Vanlı, Hakkârili, Siirtli, Mardinli, Diyarbakırlı binlerce masum Süryani’nin, Nasturi’nin, Keldani’nin, Ezidi’nin elleri yapışmış yakana; yani vicdanına, ahlakına, insanlığına...

Şeyh Sait'ten Seyit Rıza'ya, Diyarbakır'dan Dersim'e öldürülen, sürülen, olmadık işkenceler gören, bugün bile dedelerinin mezarını bulamayan yüz binlerce Kürt’ün, Zaza’nın, Alevi’nin elleri yapışmıştır yakana; hatta vicdanına, ahlakına, insanlığına...

Edirne'nin, Tekirdağ'ın, Kırklareli'nin, Çanakkale'nin, Uzunköprü'nün, Silivri'nin, Babaeski'nin, Lüleburgaz'ın, Çorlu'nun, Lâpseki’nin; evleri yakılan, saldırıya uğrayan, işyerleri yağmalanan, kadınlarına tecavüz edilen, yüzüklerini almak için parmakları kesilen, sinagogları yıkılan, yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürülen binlerce Yahudi’nin elleridir yakana uzanan; hatta vicdanına, ahlakına, insanlığına...

Varlık Vergisi adı altında yapılan yağmada bütün mallarını, mülklerini, evlerini, fabrikalarını yitiren, sahip oldukları her şey haraç mezat satılan, paraları yetmezse Aşkale'ye sürgüne gönderilen bütün Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin elleri yapışmıştır yakana; hatta vicdanına, ahlakına, insanlığına...

6-7 Eylül'de İstanbul'da, İzmir'de; sonraki yıllarda İmroz'da öldürülen, işyerleri ve evleri yağmalanan, papazları sünnet edilen, kiliseleri yıkılan, kadınları tecavüze uğrayan gayrimüslim azınlıkların... 1964'te sadece bir valiz almalarına izin vererek doğup büyüdükleri topraklardan sürgün ettiğin binlerce Rum’un da elleri yakandadır, hatta vicdanında, ahlakında, insanlığında...

Hem bu ülkenin batısında uyguladığın "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyasıyla Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin... Hem çarşıda pazarda dilini yasakladığın Gürcülerin, Çerkezlerin, Lazların... Hem de Doğu'da, Güneydoğu'da ana dillerini yasakladığın Kürtlerin... Kürtçe okuyanı, yazanı, konuşanı sözcük sözcük para cezasına çarptırdığın, işkence yaptığın, onlarca yıl hapis cezası verdiğin insanların da iki eli yakandadır; hatta vicdanında, ahlakında, insanlığında...

12 Eylül öncesi öldürülen binlerce gencin, askeri faşist rejim sırasında işkence yaptığın, gözaltında kaybettiğin, en ağır hapis cezalarına çarptırdığın, cezaevlerinde en ağır işkenceleri uyguladığın binlerce gencin... Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta katledilen Alevilerin... Uyguladığın zulümle dağa çıkmasına sebep olduğun binlerce Kürdün, bunlarla savaşsınlar diye dağlara sürdüğün gencecik çocukların, Kürdistan'da kontrgerilla, JİTEM, Özel Tim katliamlarında kurşuna dizdirdiklerinin, gözaltına kaybettiklerinin, faili meçhullere götürdüğün, ailelerini "Cumartesi Annesi" yaptığın yüz binlerce insanın da elleri yakandadır; hatta vicdanında, ahlakında, insanlığında...

Unutma, Ermenisi’nden Rum’una, Yahudisi’nden Kürt’üne, Alevisi’nden Ezidi’sine, Süryani’sine; emekçisinden, muhalifinden, sosyalistine, ezilenine kadar herkesin elleri; acıyla, kanla, gözyaşıyla yoğrulan bir çamurdan devşirilmiş bu rejimin sadece yakasına yapışmıştır.

Mazlumların elleri asıl senin vicdanına, senin ahlakına, senin insanlığına yapıştı.

Asimilasyon, inkâr ve imhayla sabıkalı bir zaman tünelinden varılmıştır bugüne.

Bu topraklarda hem fiziki soykırım, hem siyasi soykırım, hem kültürel soykırım, hem de ekonomik soykırım yaşanmıştır.

Sen istersen sonuna kadar diren bütün yaşananlara "Soykırım" dememek için.

İstersen "Ortak acı" de, istersen "Büyük Felaket" de, istersen "Katliam" ya da "Kırım" de, istersen "Ama onlar da öldürmüştü" de...

Ne dersen de, yeter ki yüzleş bu acılarla; "ama"sız ve önyargısız.

Bu yüzleşmeye de Ermenilerin yaşadığı acılardan başla istersen.

Ruhunda hisset yüz yıllık acıyı.

Yüzleş ki, vicdanın, ahlakın, insanlığın bir değeri olsun.

Acılarla yüzleş ki, ruhun kurtulsun bu soykırımdan!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

7 Haziran’dan sonra parti binaları 400’e yakın ırkçı-şoven saldırıya uğrayan HDP, olanaklarının çok ötesinde bir kampanya yürüttü

Yap, yap! Zulmün artsın ki sonun çabuk gelsin!

Üç gün sonra milyonların hesap soracağı 1 Kasım sandığı var! Ama yap, yap! Son bir çaresizliğin tetiklediği cinnetinle sen yine de yap!

Sınır ötesinden son anket: AKP yüzde 40'ın altında

Erbil merkezli Kurd Tek'in anketine göre CHP ve HDP oyları yükseliyor, MHP ve AKP oyları düşüyor

"
"