Her direnişin bir sahibi vardır; zamanlar üstü. Onu güçlü kılan da budur. Yolun takipçileri, zaman zaman geriye, bazen de ileriye bakarak kurarlar geçmişle bugün arasındaki direniş köprüsünü.
New York’ta, 1969 yılında, Stonewall’da eşcinseller tarafından başlatılan isyanın bugünkü taşıyıcıları; lezbiyenler, geyler, biseksüeller, travesti ve transeksüeller.
Bundan 43 yıl önce, baskı kuran sisteme ve onun temsilcisi polise karşı, kendiliğinden bir tepkiyle eşcinseller tarafından yakılan ateşin közü, LGBTT bireyler tarafından kollektif olarak, “Onur Haftası ve Yürüşü” adıyla alevlendiriliyor; her yıl, her haziran.
İlhamını Stonewall ayaklanmasından alan Sydney Mardi Gras Yürüyüşü/Festivali, kendi özgül tarihiyle kısmen farklı. Zira 1978’de eşcinsel yürüyüşüne polisin şiddetle müdahelesiyle başlıyor. Ertesi yıl kazasız belasız, 3 bin kişinin katıldığı eylemle Mardi Gras’ın temelleri atılır. Bu yıl 34’üncüsü düzenlenen, yaklaşık 3 hafta süren, kapanışını 3 Mart’ta büyük bir geçit gösterisiyle yapacak olan Mardi Gras, bu topraklara özgü olsa gerek, zaman içinde uluslararası, bol sponsorlu, “business” ve profesyonel bir işe dönüşmüş, hatta CEO’su bile var.
Organizasyonun Pazarlama ve İletişim Müdürü Ketie Hoskins T24’e konuştu.
Ketie Hoskins, tarihinden bahsederken şu bilgileri veriyor: “Bir kaç karışık yıldan sonra, Mardi Gras esas biçimini aldı. Festival bir zamanlar Planetout, Conde Nast isimlerini de aldı. Şu an geleneksel geçit yürüyüşlerinin ilk 10’u arasında. ”
Türkiye’deki Onur Yürüyüşü’nden farklı olarak, kostümlerin, renkliliğin, slogansızlığın, dövizsizliğin, daha öne çıktığı bir buluşma Mardi Gras.
Yüzbinlerce insanı çeken uluslararası organizasyona bu yıl Kylie Minogue de şarkılarıyla katılıyor.
Hoskins amaçlarının LGBTQI(Lezbiyen-Gey-Biseksüel-Transgender-Queer-Intersex) toplumunun haklarının ve çeşitliliğin kabul edilmesi olduğunu söylüyor.
Mardi Gras özetle; LGBTQI birey ve gruplar için siyasal ve daha yaratıcı işler için kaynak, fırsat yaratan, benzer ereği ve görüşü taşıyanların kucaklaşmasına imkan veren bir festival.
Büyük bir organizasyon gerçekten; yüzlerce gönüllü, profesyonel bir ekip, güçlü bir piar çalışması.
Dünyaya, insanların birbirini sevmesi konusunda ilham verdiklerine inandıklarını belirten Hoskins, “bunu Mardi Gras’ın gücü ve çeşitliliğin güzelliğiyle yapıyoruz” diyor.
Politik olarak parlamento içindeki partilerden hiçbiri ile ilişkilerinin olmadığını, ama sık sık milletvekillerini kişisel olarak kendilerine destek verdiğinden söz eden Hoskins, Müslüman Homofobi Karşıtı grubun da, 9 bin kişinin katıldığı 3 Mart’taki geçit gösterisine destek vereceğini söyledi. Hareketin öncülerinden biri de Pakistanlı Müslüman lezbiyen aktivist Alyena Mohummadally. Geçen yıl bu grupta bazı Türklerin yer aldığını yazmıştım.
Federal Hükümet’in önündeki önemli konulardan biri olan “Eşcinsel Evlilik Yasası” ile ilgili sorduğum soruya ise şöyle bir yanıt aldım: Evlilik aşk ve taahhüttür, evlendiğinin kişinin cinsiyetiyle ilgili değildir”.
Bu konuda son bir bilgi. Avustralya’da, eşcinsel evlilikler federal düzeyde henüz yasal değil. Ancak konu hükümetin gündeminde. Ancak, miras, emeklilik, aile indirimi gibi konularda eşcinsel çiftler, heteroseksüellerle eşit haklara sahip.
Sydney, kendi insanları ve Avustralya dışından gelenlerle renk ahenginin limanına dönüşmüş bile şimdiden.