10 Nisan 2011

Kıta’dan Kürt yazara destek

Tesadüfler, hayatın kontrollüğü ile başıboşluğu arasında salınır durur.

Tesadüfler, hayatın kontrollüğü ile başıboşluğu arasında salınır durur. Severim raslantıyı, bazen gerçeğe illet oluşuna da şahidimdir.

Sık sık uzaklığına vurgu yaptığım bu kıtada (ben diyeyim teknolojinin dahi gideremediği yalnızlık, siz deyin özlem)  bir tesadüfe rast geldim.

Yıllardır Kürt siyasetini yakından izleyen, ve bir halkın halk olmaktan kaynaklı hakları olduğunu kabul eden, toplumdaki ezilen kesimlerin de haber hakkını savunan bir gazeteci olarak, Avustralya’da KCK Davası tutuklusu Diyarbakır İHD Başkanı Muharrem Erbey çıktı karşıma. Kendisi değil tabii ki, cezaevinden gönderdiği bir kart. Neyse anlatayım tesadüfü.

Kurstaki hocamın bir gün beni telefonla aramasıyla başladı herşey (başlangıç cümlesi uzun bir hikaye olacak izlenemi yaratsa da öyle değil). Uluslararası Yazarlar Vakfı (PEN)’in buradaki kardeşi, destekçisi SAWriters’Center(Güney Avustralya Yazarlar Merkezi)’den bir arkadaşı Türkçe yazılmış bir kartın İngilizceye çevirisini yapabilecek bir öğrencisinin olup olmadığını sormuş. Hocamın aklına da ben gelmişim gazeteci olmam vesilesiyle de. Yardım etmeyi seven ben, bir solukla olmasa da vardım yazarlar merkezine. “Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz” misali, sadece çevirmekle kalmadım, Muharrem Erbey kimdir, neden cezaevindedir? gibi soruları da yanıtladım tarihsel geçmişinden kısa özetlerle. İşin geçmişini aktaracağım birazdan ama karttan aklımda şu cümle kalmış: “Türkiye’de muhalif olmak zor, Kürt muhalif olmak daha zor”.

Kürt siyasi hareketinin yasal alanı üzerindeki en kapsamlı operasyon olarak kabul edilen KCK Davası tutuklusu Muharrem Erbey avukat olmanın yanı sıra bir öykü yazarı. Hem Türkiye PEN, hem de Kürt Yazarlar Vakfı üyesi.

Gelelim tesadüfü sağlayan geçmişe...

Çeviri konusunda yardım isteyen kişi Jude Aquilina’yı tanıtarak başlamalıyım. Aquilina ödüllü bir kadın şair, ve SAWriters’ Center’ın proje müdürü. Tanışmamıza vesile olan “gönderilmiş/görülmüş” kartın öyküsünü sordum kendisine.


Yazarlar merkezi olarak her yıl düzenli olarak “kart atma” etkinlikleri düzenlediklerini anlatan Aquilina, bu yıl da PEN üyeleri ile birlikte SAWriters’ Center’de buluşup cezaevindeki yazarlara kart attıklarını, kendisinin de Muharrem Erbey’e yazdığını söyledi. Neden Muharrem Erbey? Dediğimde ise “Derdimiz mümkün olduğunca çok kart göndermek tutuklu yazarlara. Bir anda 50 kart gönderiyoruz. Bu 50 yazar demek. Her kart atma etkinliğinde elimizdeki güncel tutuklu yazar listesini kontrol ediyoruz. Ben de Türkiye’yi seçtim. Amacımız bu yazarlara yalnız olmadıklarını, kendileri için birşeyler yapan yazarlar olduğunu göstermek. İşte Muharrem Erbey’den gelen kart benim gönderdiğim karta bir yanıttı”dedi. 

Biraz da SAWriters’ Center’ı merak ettim ve sordum kendisine.

SA Writers’ Centre Avustralyadaki ilk yazarlar örgütü ve 26 yıl önce kurulmuş. Şimdi ise bütün eyaletlerin bir yazar örgütü var. Bu kuruluş farklı seviyelerdeki, kadın-erkek bütün yazarlara destek veriyor. Yazma yeteneğini geliştirmek isteyen yazarlara tavsiyelerde bulunuyor, onlar için, onlarla birlikte atölye çalışmaları yapıyor. Deneyimli yazarlar için tanıtım olanağı, iş imkanı ve ağ sunuyor.

Her yıl iki festival düzenleyen Merkez, ilkokul çağındaki çocukları yazma eylemine teşvik için de “Young Writers’ Nights”ı hayata geçiriyor.

Uluslararası Yazarlar Vakfı(PEN)’nın destekçisi olan Merkez, yazarların hakları, ve cezaevlerindekilerin serbest bırakılması için didiniyor. Kendilerindeki dava listesine göre hükümetlere baskı yapıyor, tutuklu yazarlara ise dayanışmak için mektuplar gönderiyor.  Uluslararası farkındalık yaratmaya çabalıyorlar; medyanın da ilgisini çekmeye çalışarak. Sırf bunun için “mektup ekipleri” var.

Dayanışma onlar için; “dünyanın herhangi bir yerinde, olan bitene karşı kör kalmamak, tavır almak”.

Geçen Kasım ayındaki “yazarları anma etkinliği”ni de Rusya’nın Çeçenistan’daki “kirli savaşını” her fırsatta  dile getiren ve bu nedenle öldürülen Rus gazeteci Anna Politkovskaya ile Çin Hükümeti’nin Tiananmen Meydanı’ndaki katlimanı şiirine konu edinen tutuklu şair Shi Tao’ya adamışlar.

Yazarın Diğer Yazıları

Suna’nın Kızları: Gitmediğimiz, görmediğimiz o köylerde kız çocukları hem okusun hem güçlensin diye…

Eğitimi bir süreç, bir güçlenme, birey olabilme gibi geniş perspektiften gören Suna’nın Kızları açtığı yeni pencereyle eşitsizlikleri, güçlendirmeyle aşabilmenin yollarını arıyor

Barış Vakfı ‘Türkiye’ masası kurdu: Otoriterlik ve çözüm bir arada olabilir mi?

Mümtazer Türköne: Kürt-Türk ittifakı kuruluyor İran’a karşı, bu reel politiğe dayanıyor

İstanbul'daki Suriyeliler anlatıyor: Dönmek istiyorlar mı, ne zaman?

Konuştuğum Suriyeliler için ÖSO ya da HTŞ ayrımı yok, onlar Esad’a karşı savaşan muhalifler…

"
"