28 Aralık 2022

İmamoğlu sordu, Soylu bir yanıt verdi ama çelişkiler havada uçuşuyor!  

İmamoğlu konuşmasının genelinde Erdoğan’a sert yüklenmedi, ama sorumluluğunu da hatırlatarak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve AKP’nin en çok tartışılan ismi Soylu’yu sürecin faili kıldı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun olası Cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ sözlerinden anlaşılacağı üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeniden iktidarın eline geçmesi… Amaç her ne ise, iktidar ve muhalefet arasındaki bu kavga daha da kızışacak.

Ve bu kavganın görünürde iki tarafı var: Süleyman Soylu ve Ekrem İmamoğlu. Ama gerçekte ittifaklar savaşı…

İmamoğlu, Saraçhane’de İBB binasında “terör soruşturmasıyla” basının karşısına çıktı. İBB Başkanı, İçişleri Bakanlığı’nın iddialarındaki çelişkilere vurgu yaptığı uzun açıklamasında benim de aralarında bulunduğum çok sayıda gazetecinin sorularını yanıtladı.

Ekrem İmamoğlu’nun “Hodri meydan” olarak yorumlanacak basın toplantısından saatler sonra Soylu kameraların karşısına geçti ve adaylık tartışmasına çengel atarak “CHP’de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak kazanmaya çalışıyor” dedi.

Soylu neden hızla yanıt verdi? İmamoğlu bugün, Kadir Topbaş’ın istifa ettirilmesinden sonra göreve getirilen eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal (AKP’li) ile tekrar edilen İstanbul seçimleri sürecinde İmamoğlu’nun mazbatasını aldığı tarihe kadar kayyım olarak görev yapan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya döneminde yapılan işe alımların da soruşturulması gerektiğini söyledi.

İmamoğlu'nun basın toplantısında Altılı Masa da vardı

Zira İmamoğlu “Eski Başkan Mevlüt Uysal ve Sayın Vali Ali Yerlikaya’nın sorumlu olduğu dönemde işe alınan 4 bin 116 kişiden bin 800’ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemiş. Üstelik AYM kararı yokken… (Anayasa Mahkemesi’nin 28 Kasım 2019’da yani İmamoğlu’nun göreve geldiği tarihten 5 ay sonra kamu kurumlarında işe alınacak personel için güvenlik soruşturması-arşiv araştırması talebini yasal bulmadığı ve kaldırdığı karar) Şimdi Uysal ve İstanbul Valisi de bizim gibi hileci mi oluyor? Sizin partiniz döneminde silahlı terör örgütü üyeliği, bombalı terör eylemi vb. suçları olanları istihdam etmişsiniz. 2017’de işe aldığınız AT, 2018’in Temmuz’unda işe aldığınız RA bunlardan birkaçı. 2018 Kasım ve Aralık ayında işe alınan 3 terör örgütü İBDA-C üyesi sabıkalı personelin iş akitlerini de biz feshettik.”

İmamoğlu, Mevlut Uysal ve Vali Yerlikaya döneminde işe alınan 4 bin 116 kişiden bin 800’ü için güvenlik ve arşiv araştırması istenmediğini ifade ederken, Soylu bugün İmamoğlu’na verdiği yanıtta “Cingözlük” ifadesini kullanarak Uysal ve Yerlikaya döneminde 191+50 kişinin işe alındığını, tamamının incelendiğini ve işe girme engelinin olmadığını savundu.

İmamoğlu “bizden önceki dönem de soruşturulsun” ve cümlesinin devamında “Uysal ve sayın Vali ile aynı şeyle suçlanıyoruz. Bakan bey, yaktın partili arkadaşlarını” derken aslında AKP içerisinde Soylu’dan rahatsız olan isimlere de mesaj vermiş oldu. Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sorumluluk yükledi: “Sayın Erdoğan Soylu’yu göreve getirdi, görev ihmalleri zincirinin sorumlusu da odur. Kendisini (Soylu’yu) şikayet edeceğim tek merci sayın Cumhurbaşkanı’dır” dedi.

İmamoğlu, konuşmasının genelinde Erdoğan’a sert yüklenmedi, ama sorumluluğunu da hatırlatarak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve AKP’nin en çok tartışılan ismi Soylu’yu sürecin faili kıldı.

İmamoğlu’na AKP içerisinden mi bilinmez ama bilgi verildiğini anlıyoruz. Çünkü 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak cezası aldığı (kesinleşmeyen mahkeme kararı-CY) karar öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki toplantıyla ilgili o meçhul bakan soruldu ve İmamoğlu isim vermedi ama işaret etti: “Bazı önemli kişilerin aktardığı detaylar var. Gelen duyumlar ve aktaran kişiler bir bakan olduğunu aktardı. Öyle bir bakan var ise o masada, o bakan kimdir desek acaba aklınıza kim gelir diye cevap versek…“ Toplantıya katılan herkes anladı.

İmamoğlu her şeye hazır görünüyor. Kayyım atanması ihtimalini hiç dışarıda bırakmıyor. “Ellerinden geleni artlarına koymayacaklar” ifadesini kullanıyor.

Konuşmasında sık sık “tedbirli olmamız, plan yapmamız, önemli karar almaya hazır olmamız gerekir” derken hem partisi CHP’ye hem de Altılı Masa ve bütün muhalefet için “Kuzu değiliz” vurgusu yapan İmamoğlu, alınacak tedbirler, verilecek tepkiler konusunda hazırlık yapan bir masanın olduğunu söyledi. Ama “önlemler masası”nın ne olduğunu açıklığa kavuşturamadım. Zira konuşmasından net anlaşılmadı.

İmamoğlu, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararının alındığı gün kolları sıvamıştı. Saraçhane’deki basın toplantısında da yeni süreç için kolları sıvayan bir İmamoğlu vardı.

İmamoğlu’nun ceza aldıktan sonra 14 Aralık ve 15 Aralık’taki Saraçhane mitingleri sonrası yakalanan havanın CHP yönetimi tarafından sönümlendirildiği eleştirilerinin de gündeme geldiği toplantıda benzer eleştirinin Akşener tarafından da İyi Parti içerisinde dile getirildiği konuşuluyor.

İmamoğlu ve ekibinin hazırladığı yanıtlar kadar sorular da önemliydi. İçişleri Bakanı Soylu, yanıt verirken farklı rakamlar verdi. Örneğin daha önce 557 kişi demişti ama bu kez 505 kişinin “terör örgütü üyeliği ve iltisaklı” olduğu gerekçesiyle işe alınmaması gerektiğini söyledi.

Son bir not: Toplantı sonrası İçişleri Bakanlığı’nın “Terör örgütü üyesi ya da iltisaklı kişilerin işe alındığı” iddiasıyla ilgili durumun karmaşıklığını gösteren bilgiyi de aktarayım.

İBB, iştiraklerinde çalışan TA isimli kişiyle ilgili güvenlik soruşturması istiyor. Valilikten Mart ayında TA’nın eylemlere katıldığı, bir sol örgütün üyesi olduğu yönünde yazı geliyor. TA işten çıkarılıyor ama işin peşini bırakmıyor. Valiliğin bilgisinin doğru olmadığı yönünde ısrarcı oluyor. Bunun üzerine Valilikten ikinci bir yazı isteniyor. Kasım ayında gelen yazıda ise TA’nın her hangi bir örgütle bağlantısının bulunmadığı belirtiliyor!

Yazarın Diğer Yazıları

Gürsel Tekin’nin Rojin Kabaiş raporundan çarpıcı iddia: Ciğerlerinde su yoktu, midesi yemek doluydu…

Baba Nizamettin Kabaiş: Kızımın otopsisine katılan bir doktor “6 gün suda kalmışsa kalmıştır, 18 gün olsaydı bütün bedeni dağılırdı” dedi

Bahçeli'nin Öcalan'a TBMM davetine DEM'den ilk değerlendirme Sırrı Sakık'tan geldi: Hiç şaşırmadım, daha önemli gelişmeler olabilme ihtimali yüksek

Bahçeli’nin, Çözüm Süreci’ndeki yöntemi de aşarak Öcalan’ın aracısız, dolaysız, doğrudan Kandil’e seslenmesi çağrısında bulunması önemli. Bu da yeni bir aşama ve Çözüm Süreci’nden farklı bir yöntem

Demirtaş mesajlarını neden CHP üzerinden verdi?

“Demirtaş gibi bir aktörün adı kalın kalın çizilmelidir” diyen Özgür Özel’in bu cümlesi, olası yeni sürecin aktif aktörlerinden biri yine Demirtaş olacaksa bu CHP üzerinden mi olacak sorusuna neden olacak vurguda değil mi?

"
"