30 yıldır yaşadığı Bağcılar'dan Çağlayan'a giderken normal bir gündü Dilfiraz Karataş için...
6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne denk gelen o meşum günde teyzesinin kırkı için kuzeniyle Çağlayan'da buluşup Okmeydanı Cemevi'ne gidecekti...
Ama gidemedi...
Kimilerinin anlatımına göre 1 dakika daha geç ya da erken orada olsaydı hayatta kalacaktı.
Çağlayan Adliyesi'nin o büyük meydanında, insanların adalet için seslerini duyurmaya çalıştığı, polis bariyerlerinin hiç kalkmadığı meydanda 56 yaşındaki Dilfiraz Karataş, yakınlarının anlatımına göre çatışmanın arasında kaldı.
Kurşunun adresi Dilfiraz'ın bedeniydi bu kez. Adli tıp incelemesi sonrası kurşunun hangi silahtan çıktığı netleşecek. Bedeninde üç kurşun izi olduğu iddiası da konuşulanlar iddialar arasında.
Bağcılar Cemevi'ndeki gasilhane önünde "Annemi bizden aldılar" diyen iki çocuğun haykırışındaki tek gerçek, birilerinin annelerini onlardan kopardığı gerçeğiydi.
Bağcılar'da yaşayan, kirada oturan, komşularının ve yakınlarının anlatımlarına göre "karıncayı bile incitmeyen", "zorda kalana el uzatan" Dilfiraz Karataş inançlı bir Aleviymiş.
Çocuklarını okutmuş. Kızı öğretmen oğlu da veteriner olmuş. Çocuklarıyla güçlü ilişkisi olduğu o kadar açıktı ki... Oğlu ve kızı sürekli olarak şu cümleleri kuruyordu:
"Onu aldılar bizden", "Böyle bir acı yok", "O melekti", "Ben yaşamamam ki"...
Dilfiraz Karataş'ın oğlu
Nazım'ın şiiri düşüyor aklıma... "Yaşarsın, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda..."
Ama hep eksik hep 'neden' sorusunu sorarak...
Dilfiraz Karataş'ı ailesi köyüne, çok sevdiği, her yıl gittiği köyüne gömmek istemiş ama 'şehit' sayıldığı için devlet, Edirnekapı Şehitliği'nde mezar ayarlamış. Oraya gömüldü zaten...
İstanbul Valisi Davut Gül, DEVA Partisi'nden Cem Avşar, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de taziyeye gelenler arasındaydı.
Vali Gül, gasilhane önünde annesinin cenazesini gözyaşları içinde bekleyen Dilfiraz Karataş'ın kızına taziyelerini iletirken "Annemi, canım annemi neden kurtaramadınız" cümleleri döküldü ağzından...
DHKP-C'nin saldırısına tepki de vardı. Dilfiraz Karataş'ın erkek kuzeni "Toprak kabul etmez" diyordu eylemi yapanlar için...
Şaşkınlık ve acı karışık "Evlerimizden çıkmaya korkar olduk", "Kalabalık yerlerde olmaya korkar hale geldik", "Bu kadar gözaltı yaptılar madem, neden önceden gözaltına alıp engellemediler", "Kimin ne olduğu belli değil" diyenlerin işaret ettiği 'korkuya' kurşun taşıyanlar 'korkuyu' perçinlemiş.
800 bin nüfuslu Bağcılar'da 200 bin Alevinin yaşadığını belirten Bağcılar Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Koç'la da konuştum:
"Sosyal demokrat bir aileydi. Düzenli olarak cemlerimize gelen bir hanımefendiydi. Soruşturma konusunda bize bir bilgi verilmedi. Silahla çözülecek bir şey kalmadı."
Saldırı tabii ki siyasetin konusu ve sorular çok.
Santa Maria Kilisesi'nde öldürülen Alevi Tuncer Murat Cihan, Cerrahpaşa'da öldürülen Diyarbakırlı Ramazan Hoca ve bu son saldırı...
Bölünmüş, parçalara ayrılmış bir toplumu nasıl etkiliyor bilinmez bütün bu olaylar ama alışmak en kötüsü olsa gerek...
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber Program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|