01 Mayıs 2013

Barış her şeyi affeder mi? Bir Kuzey İrlanda örneği

Geri çekilme 8 Mayıs’ta başlayacak. Müzakere sürecinin en kritik aşaması olan bu dönemde başka ülkeler kaynaklı provokasyon ihtimalleri çok konuşuluyor

Geri çekilme 8 Mayıs’ta başlayacak.  Müzakere sürecinin en kritik aşaması olan bu dönemde  başka ülkeler kaynaklı provokasyon ihtimalleri çok konuşuluyor.  

Peki çekilme kazasız belasız atlatılırsa sonrasında ne olacak?

Hakiki bir barışın imkanları doğabilecek mi?

Barış sadece taraflar için  bağlayıcılığı olan anlaşmaların imzalanması mı demek?

Türkiye’ye uygun bir deneyim olarak sık sık gündeme gelen Kuzey İrlanda’da halk gerçekten barışabilmiş mi?

Belfast Queen’s Üniversitesi’nin davetlisi olarak  “Kürt sorunu” konulu oturuma katılan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Nazan Üstündağ barış  ile toplumsal barış arasındaki farkı ortaya çıkaran güçlü gözlemlerle dönmüş Kuzey İrlanda’dan. Biz de pür dikkat dinledik.

İksirli bir kelime olan toplumsal barış kavramı derken toplumları zedeleyen fay hatlarının tamiratından söz ediyor Nazan Üstündağ. Zira fay hattı varsa eskiye dönemezsiniz. Toplumsal barış  işte bu kırılmış hal üzerinden yeni birliktelik hayalini tartışmak demek.  Sosyolog Nazan Üstündağ’ın diliyle “ egemenliğin toplumsal alanlarda paylaşılması (kadın-erkek, Alevi-Sunni gibi) , savaşın yaratmış olduğu büyük zedelenme ve mağduriyetlerin tanzim ve telafisi”…

Toplumsal barışın inşası konusunda Güney Afrika örneğini veriyor Nazan Üstündağ: “Bütün bir tarih yeniden yazıldı. O tarihin içine mağduriyet ve ırkçılığın yazılması;  Beyazların Siyahları nasıl ezdiği, incittiği ve ne tür zararlara uğrattığının tanınmasıydı. Ama Güney Afrika  gösterdi ki toplumsal barış kavramsal ve düşünsel düzeyde olmuyor. Bir sınıf politikası ya da ırkçılık ve ayrımcılığa karşı telafi programları geliştirilmediği için toplumsal barış yeterli şekilde olmadı. “

 

Protestanlar ve Katolikler barışmamış

 

Gelelim sık sık başvurulan İrlanda örneğine. Nazan Üstündağ, mezhep çatışmasından, bir iç savaştan söz edebileceğimiz İrlanda örneğinin Türkiye için çok da uygun olduğunu düşünmüyor.

Peki 2005’ten bu yana ne değişti? Katolikler ve Protestonlar barışabilmiş mi?  Paramiliter güçleri besleyen İngiltere bu sürecten nasıl çıktı?

İngiltere’nin kendisini temize çektiğini anlatıyor Nazan Üstündağ: “Protestanların Kuzey’deki nüfusunu artıran,  çatışmalara neden olan ,kontrgerillayı silahlandıran, Katolik halkına büyük zulümler eden, emeğine, üretimine, değerlerine el koyan İngiltere devletiydi. Şu anda ise iki dini azınlık arasında arabulucu, korkunç çatışmalara gebe tansiyonlu ilişkide nötr bir güç olarak tanımlanıyor.”

Toplumsal barış gerçekleşmemiş Kuzey İrlanda’da. Başarılan egemenlik paylaşımının yasal zemine kavuşması ve silahsızlanma. Nazan Üstündağ anlatıyor: “ Protestanlar ve Katolikler iç mahallelerde tamamen birbirlerinden ayrılmışlar.   Taksiler bile Protestan ya da Katolik kimlikleri nedeniyle  birbirlerinin mahallerine girmiyor.  Ayrı okullara gidiyorlar. Protestanların duvarlarında IRA militanlarını öldürenlerin resimler var. Maskeli kontrgerillaların resimleri her yerde. Kahramanlaştırma söz konusu. ”

Katolik mahallelerinde ise neredeyse her yer anıtlaştırılmış diye anlatıyor Nazan Üstündağ.  Mezarlar, yakınlar mumlar, anma köşeleri…

Barışın taraflarından IRA’ya karşı Katolikler de artık tepkiliymiş. Hem sivillere yönelik eylemleri hem de seçimlerden sonra hükümetteki başarımı  hasebiyle.  

Nazan Üstündağ’a kulak vermeye devam ediyoruz: “ Barış sonrası inanılmaz paralar akmış. Yolsuzluk yapıldığı inancı güçlü.

Neden hakiki bir barış olamamış peki?

Halk dahil edilmemiş, özneleşememiş. Yukarıdan aşağıya doğru bir inşa süreci var. Bir seçim yapılıyor. Bu seçimin sonucunda barışı yapacak özneler belirleniyor. İrlanda’daki bütün siyasi partiler, hatta kadınlar kendi özel temsilcilerini çıkartıyorlar,  bir meclis kuruyorlar. Tartışıyorlar, yasalar yapılıyor. Yani toplum kendi elitlerini çıkarıyor. Bu esnada toplumda hakiki bir özneleşme süreci yaşanmıyor. Kadınlar, yoksullar bu süreçten düşmüş. İrlanda dünyanın ilk deneyimlerinden. Protestanlar ile Katoliklerin tarih anlatımı taban tabana zıt. Ortak bir tarih anlatısı olmaz ise burada sorun yaşanıyor.

Bu deneyimi Türkiye’deki süreçle kıyaslarsak… O da bir sonraki yazıya kalsın.

 

Yazarın Diğer Yazıları

İyi Parti kongresine doğru: Usulsüz delege kayıtları mı var, Cumhur İttifakı ile ittifak mümkün mü?

İyi Parti için yeniden kuruluş anlamına gelen olağanüstü kurultaya günler kala, adaylardan Tolga Akalın'a yakın isim Rıdvan Uz, kurultay delegeleri listesinde "usulsüzlükler" tespit ettiklerini açıkladı. Edindiğim bilgilere göre "usulsüzlük"ten kastedilen şey, yaprak dökümü yaşayan İyi Parti'den istifa eden delegelerin listelerden düşürülmemesi…

İliç'in yeni Belediye Başkanı Anagold firmasına iş yapıyor 

MHP'den aday olan Mehmet Elçi aynı zamanda Anagold firmasına catering hizmeti veren Elçiler Temizlik Hizmetleri, Bilgisayar, Gıda, İnşaat, Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Şirketi'nin sahibi. Daha doğrusu Erzincan Ticaret Odası kayıtlarına göre firma yetkilisi Raziye Elçi… Belediye Başkanı Mehmet Elçi'nin eşi