27 Ekim 2019

Bajar'dan 10'uncu yıl hediyesi

10'uncu yılında Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu etiketiyle yayınlanmış 'Altüst/Ser û bin' albümüyle karşımızda olan Bajar'ın müziğini, kendileri bir kategoriye sokmak istemese de folk-rock olarak tanımlamak mümkün

Protest müzik tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de icrası zor bir tür. Statükocuların 'mimlenme' okları her daim üzerinizdeyken ona karşı göğüs germek siyasi alanda bile zor iken, bizimki gibi sanatın sanat olmasını sağlayan argümanların, faili belli zümrelerce önüne ket vurulduğu bir ortamda sözünü bu yolla söylemek gerçekten inat işidir.

Ahmet Kaya, Kardeş Türküler, Grup Yorum gibi isimler bu topraklarda inatları ve inançları ile kendi kitlesini yarattı ve bu kitlenin 'mikrofonu' oldular. Sırtlarını meydanlara, afişlere, bayraklara yaslayarak sözlerini her türlü baskıya rağmen esirgemeden kalabalıklara haykırdılar. Şarkılarda özgürlük de vardı, aşk da şiir de, saz da…

Bu türün müzikal altyapısı geleneksel Anadolu müziğine dayanıyor.

Yazımızın konusuna sebep olan Bajar ise lirikte aynı ama müzikte farklı bir yol izleyerek protest müzik parantezinde yer alan gruplardan biri.

Kardeş Türküler'den tanıdığımız Vedat Yıldırım ve Burak Kurucu'nun solist olarak yer aldığı; onlara ek olarak davulda Erdem Göymen, bas gitarda Ari Hergel, elektro gitarda Cansun Küçüktürk ve klavyede Ferhat Güneş'ten oluşan Bajar, 10'uncu yılında Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu etiketiyle yayınlanan 'Altüst/Ser û bin' albümleriyle karşımızda. 

Kürtçe 'şehir' anlamına gelen Bajar'ın müziğini her ne kadar kendileri bir kategoriye sokmak istemese de folk-rock olarak tanımlamak mümkün. Ancak bazı şarkılarda elektronik ve pschyedelic'e de göz kırpan grup, 90'lardaki doğudan gelen göçün kendilerini çok etkilediğini söyleyerek, bu dönüşümle beraber şehri ve şehir hikâyelerini anlatmayı tercih ettiklerini ifade ediyor.

Şarkılarını Kürtçe ve Türkçe seslendiren Bajar'ın albümünde 12 şarkı yer almakta. Sound'dan ziyade hikâyeye odaklı bir albüm olan 'Altüst/Ser û bin', kültürel değişimlere, büyük şehirlerdeki gettolaşmaya, merdiven altı işçilerine selam gönderip uzun zamandır duymak istediğimiz farklılıkları bir arada sunarak hem müzikal hem de söz anlamında rengarenk sesleri başarıyla ortaya döküyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Ceren Kaçar ve Sercan Pamuk ilk teklileri “Kadife”yi anlattı: Yaptığımız işin özünde bir sentez çabası değil, doğal bir akış var

"Kadife' üzerinde birçok oyun oynadık ama hissiyat bence hiç değişmedi. Hâlâ benim için aynı, 'Kadife' gibi tınlıyor. Tabii dinleyenler için farklı gelebilir, ama arkadaşlarımızın bu süreçteki katkısı aranjede çok büyük bir rol oynadı"

Alper Erözer: Hem yapmam gereken yolu hem de yapmak istediğim yolu buldum

Alper Erözer, yeni şarkısı '20'li Yaşlar'ı, "Zamansız bir parça olarak iz bırakacak. 20’li yaşlarını yaşayanlar için ve o yılları tekrar hissetmek isteyenler için unutulmayacak bir parça olacağını düşünüyorum" sözleriyle anlattı

Zeynep Casalini “Zamansız Kadınların Şarkıları” projesini anlattı: Biraz isyan, biraz itiraz, biraz neşe…

Zeynep Casalini, “Zamansız Kadınların Şarkıları” projesi için, “Bu proje bence hem merak uyandırıyor hem de bildiğinize emin olduğunuz şarkılar olacağına işaret ediyor,” diyor

"
"