Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile yaptığım ve geçen hafta aktardığım görüşmeyi bankanın Ümraniye'de geçici olarak bulunduğu binada gerçekleştirdik. Bilindiği gibi Merkez Bankası İstanbul'a taşınıyor. Ataşehir'deki İstanbul Finans Merkezi’nde inşa edilen binanın önümüzdeki yıl hizmete girmesi bekleniyor.
2 milyar 285 milyon liraya Limak tarafından inşa edilen ve tamamlandığında Avrupa'nın en yükseği olacağı söylenen binaya neden ihtiyaç duyulduğu sorusu hâlâ ortada. İstanbul Finans Merkezi fikri ilk ortaya çıktığında amaçlanan, İstanbul'un, Londra, Frankfurt gibi bir merkez haline gelmesiydi. O tarihte Türkiye’nin yıldızı henüz parlıyordu ve uluslararası finans şirketlerinin merkezlerini İstanbul'a taşıması fikri çok da absürt gelmiyordu.
O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı. İstanbul'un küresel bir finans merkezi olabileceği fikri boş bir hayale dönüştü. Kuralların akşamdan sabaha değiştiği, hukukun uygulanmadığı ya da iktidar keyfine göre uygulandığı, dünyayla kavgalı bir ülkeye uluslararası şirketlerin merkezlerini taşımalarını beklemek hayalperestlikten başka bir şey değil. Bunu iktidar partisi yetkilileri de biliyor ve görüyor olmalı. Öyleyse İstanbul Finans merkezine neden milyarlar harcanıyor? Merkez Bankası ve kamu bankalarının genel müdürlükleri neden İstanbul'a taşınıyor?
Bence İstanbul'da iki tane havalimanı varken üçüncüsü neden yapıldıysa, aynı sebeple. Geçmişte inşaat ile büyüyen, siyaseti buradan gelen rantla döndüren, cebini de bununla dolduran iktidar, deniz bittiği halde aynı yoldan yürümeye devam etmek istiyor. Olan da apar topar İstanbul'a taşınan kurumların çalışanlarına oluyor...
Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınma süreci Ağustos 2019’da başlatılmıştı. İstanbul Finans merkezinde inşa edilen bina bitene kadar kiraya çıkılacaktı. O zamanki Başkan Murat Uysal’ın İstanbul’da kendisine önerilen binaların hiç birini beğenmediği ama yukarıdan gelen talimatla bugün Ümraniye’de hizmet veren binanın seçildiği söyleniyor.
Binayı görenler taşınma için öngörülen zamana gerekli tadilatların yetişmeyeceğini düşünse de işi yüklenen dış kaynak, “Ben Bakan Bey’e söz verdim, siz merak etmeyin” dedi ve gerçekten de az bir gecikmeyle işini yetiştirdi. (Gerçi ilk taşınan grup, iki ay boyunca tadilat gürültüsüyle çalışmaya devam etti).
İlk söylentilerin çıktığı Ağustos 2019’dan Yönetim Komitesi’nin resmi kararı aldığı Aralık 2019’a kadar geçen 4 aylık sürede hangi birimlerin ne zaman taşınacağına dair çalışanlara hiç bir bilgi verilmediği belirtiliyor. Bu dönemde çalışanlar sürekli çıkan dedikodular yüzünden ciddi bir motivasyon kaybına uğradılar.
Aslında Banka içerisinde İstanbul’a gönüllü taşınmak isteyen bir grup insan ve bu kişileri taşınacak birimlere aktarıp işlere adapte olmalarını sağlayacak kadar zaman vardı. Ama muhtemelen yönetim bu kapı açılırsa, kimin gidip kimin kalacağı konusundaki süreci yönetememekten korktuğu için bundan kaçındı ve birimler arası normal geçişler bile (çok sınırlı bir azınlık dışında) engellendi.
Sonunda Yönetim Komitesi’nden karar çıktı ve hangi birimlerin (Araştıma ve Para Politikası, İletişim ve Dış İlişkiler, Bankacılık ve Piyasalar Genel Müdürlükleri) gideceği kesinleşti. Ne sağlık sorunları, ne de eşlerin çalışma/çocukların okul durumları gibi gerekçeler kabul edilmedi. Sonuçta çalışanların yarıya yakını ailelerinden ayrı taşınmak zorunda kaldı.
Bankadan ilk grubun taşınması Ocak-Şubat 2020’de gerçekleşti. Daha bu grup tam yerleşmeden pandemi patladı ve ikinci grup için öngörülen Nisan sonu hedefi, önce Mayıs sonra da Haziran ayına ertelendi.
Haziran sonu geldiğinde tepedekilerin sabrı kalmamıştı ve pandeminin ilk dalgasının gevşemesiyle birlikte dört genel müdürlüğün tamamı İstanbul’a taşındı. Bu süreçte İstanbul’a taşınan ya da anne babasından biri taşınan çocuklar epey sıkıntı çekecekti.
İddiaya göre kısmi taşınma sürecinin tamamlanmasının ardından üst yönetim, Ankara’da kalmak için mazeret bildirmek isteyen çalışanlardan dilekçeler topladı. Ama yine çok az kişi dışında kimsenin talebi dikkate alınmadı. Dilekçeleri reddedilen çalışanların bazıları da eş durumu gerekçesiyle iptal davaları açtı ve önemli kısmı kazandı.
Naci Ağbal dönemi
Geldik Murat Uysal’ın görevden alındığı 2020 Kasım’a ve Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığına atanmasına... Ağbal’ın Ankara’da kalmayı tercih edeceği söyleniyordu. Onun döneminde yukarıda bahsettiğimiz dört birimin genel müdürleri mesailerinin çoğunu yeniden Ankara’da geçirmeye başlamıştı. Yani yöneticilerin bir şehirde, çalışanlarının başka şehirde olduğu garip bir düzen kuruldu.
Bir kaynağa göre Ağbal, Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü’nün Ankara’ya geri dönmesi için talimat vermiş ama söylentiye göre bu istek, haberin anında Saray’a ulaşması nedeniyle gerçekleşmemişti.
Derken Ağbal, Saray’ın hışmını çekerek apar topar görevden alındı. Kimi kaynaklara göre görevden alınmasında İstanbul'a taşınma konusunda ayak sürümesi önemli bir etkendi.
Şahap Kavcıoğlu’nun ilk aylarında TCMB’nin taşınmayı düşünecek hâli yoktu. Banka koridorlarında tek konuşulan, ilk haftalarda önce daha fazla birimin taşınmasını istediği ancak Ümraniye’deki binada yeterince yer olmadığını görünce vazgeçtiği oldu.
Ne zaman ki geçen yaz piyasa biraz rahatladı, taşınma süreci tekrar hortladı.
Ağustos ayı başında Ödeme Sistemleri, İstatistik ve Yapısal Araştırmalar Genel Müdürlükleri için yer bakıldığı haberi çıktı. Bir iddiaya göre yakın zamanda Akbank’ın yaşadığı sistem krizi nedeniyle Ödeme Sistemleri’nin (ve bütün ülke mali sisteminin) riske edilmemesine karar verildi.
Yazın dolaşan bir başka söylenti de, Ümraniye’deki binanın yetersizliği nedeniyle yeni gelecek birimler için başka bir bina arandığıydı. Yani koca Merkez Bankası, birazı orada birazı burada, parça parça bölünecekti. Adaylar arasında Karaköy’deki eski İstanbul Şubesi de vardı ama tarihi eser statüsünde olduğu için tadilat yapılamayacak olması nedeniyle vazgeçildi.
Eylül ayının ilk haftasında yeni bir haber patladı. İstatistik ve Yapısal Araştırmalar ile birlikte Denetim Genel Müdürlüğü’nden yüz çalışanın Eylül ayı sonuna kadar İstanbul’a taşınması kararı alınmıştı. Okulların açılmasına bir hafta vardı ve apar topar İstanbul’da ev ve okul aramak, çalışanların ellerinin ayaklarına karışmasına yol açacaktı.
Bir iddiaya göre son taşınan gruptan bazı çalışanlar için Ümraniye’deki binada Banka Meclisi üyelerine ayrılan odalar tahsis edilmiş ama iki üye odalarını geri isteyince, bu çalışanlara “Biz yeni bir yer bulana kadar idare edin” denmişti.
Yazının girişinde belirttiğim gibi Merkez Bankası'nın en iyimser tahminle gelecek yılın yaz aylarında Ataşehir'de inşa edilen yeni binasına taşınması bekleniyor. Sonuçta emir demiri kesti ama taşınma süreci pek çok çalışanı mutsuz etti; aralarında Prof. Dr. Hakan Kara'nın da bulunduğu ondan fazla kilit yönetici görevinden istifa etti. Bu istifalar, nitelikli iş gücü ve daha da önemlisi Banka için çok kıymetli olan kurumsal hafızanın kaybolması anlamına geliyordu.
Merkez Bankası neden İstanbul'a taşınıyor sorusuna ise henüz kimse tatmin edici bir cevap veremedi.