24 Eylül 2019

IMF ne dedi, ne diyemedi, Erdoğan’ı nasıl eleştirdi?

IMF Raporu'nun Türkçe meali: Faiz indirimine ara verin, memurların maaşlarından kırpın!

Akşam Beşiktaş-Başakşehir maçını izlerken T24’ün değerli yazarı Murat Sabuncu ve cefakâr editörü Damla Uğantaş neredeyse aynı anda Whatsapp’tan uyardı: IMF’nin Türkiye raporu yayınlanmış, hemen bak! Beşiktaş’ın berbat futbolundan kurtulmak için bundan iyi fırsat olamazdı! IMF’nin sitesini açıp okumaya başladım. Vay, vay, vay, IMF neler demişti neler! Ama açıktan değil, satır aralarında...

“En kritik mesele ve ekonomi yönetimini en çok zorlayacak şey, kısa vadeli büyüme endişesini bir kenara bırakıp orta vadede daha güçlü, daha dayanıklı bir büyüme sağlayabilmek.”

Türkçe meali:

“Ekonomiyi bir an önce canlandırabilmek için kamu bankalarına zararına kredi verdiriyor, faizleri apar topar indiriyorsunuz. Bundan vazgeçin. Kısa vadeyi değil, uzun vadeyi düşünün.”

“Enflasyonu kalıcı şekilde indirmek, faizleri kalıcı şekilde indirmenin en iyi yoludur.”

Türkçe meali:

“Cumhurbaşkanınız Erdoğan enflasyonu indirmenin yolunun faizleri indirmekten geçtiğini söyledi ama yanılıyor. Tam tersine, faizi indirmek için önce enflasyonu indirmek lazım.”

“Merkez Bankası’nın para politikasını gevşetici adımları, enflasyondaki yüksek bekleyişler ve makro-finansal riskler göz önüne alındığında çok agresif. Faizler enflasyon ve enflasyonist bekleyişlerde kalıcı bir düşüş görülene kadar sabit tutulmalı. Bu, lirayı ve dolarizasyonun tersine çevrilmesini de destekler.”

Türkçe meali:

“Merkez Bankası faiz indirimlerinde çok hızlı gitti. Yeter, faiz indirimine ara verin!”

“Daha net bir para ve müdahale politikası itibarı daha da artırır. Döviz alımlarının önceden ilan edilmesine yönelik şeffaf bir çerçeve en uygun zamanda oluşturulmalıdır.”

Türkçe meali:

“TL’yi desteklemek için kamu bankaları aracılığıyla döviz piyasasına müdahale edildiğini ve dolar satıldığını duyuyoruz. Yapmayın!”

“Kısa vadeli büyüme endişesini bir kenara bırakıp orta vadede daha güçlü, daha dayanıklı bir büyüme sağlayabilmek için 5 aşamalı politika gerekiyor”:

1- “Sıkı para politikasıyla Merkez Bankası’nın itibarını artırmak, lirayı desteklemek, enflasyonu düşürmek ve rezervleri güçlendirmek;”

Türkçe meali:

“Merkez Bankası faiz indirimlerine ara versin. Öncelikli meseleniz enflasyonu düşürmek olsun.”

2- ”Orta vadede bütçeyi güçlendirmek”

Türkçe meali:

“Vergi gelirlerini artırıp kamu harcamalarını azaltın.”

3-”Banka varlıklarının üçüncü bir parti tarafından kapsamlı şekilde değerlendirilmesi ve stres testine tabi tutulması; bankalara yönelik güvenin artırılması için gerekli önlemlerin alınması;”

Türkçe meali:

“Bankaların çok iyi durumda olduğunu söyleyip duruyorsunuz ama size inanmakta güçlük çekiyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir kuruluş banka bilançolarını objektif bir şekilde değerlendirsin bakalım, ne çıkıyor…”

4-”İflas-konkordato ve kurumsal yeniden yapılanma çerçevesini güçlendirmek;”

Türkçe meali:

“Konkordato müessesesi suistimal ediliyor. İşini düzgün yapan firmalar ve bankalar alacaklarını tahsil edemiyor. Bu işe bir çeki düzen verin.”

5-”Verimliliği artırmak için doğru noktalara odaklanmış yapısal reformlar ve ekonominin dayanıklılığını artırmak.”

“Bu reformlar kısa vadede olumsuz etkilere yol açsa bile orta ve uzun vadeli kazanımları büyük ihtimalle çok olacaktır.”

Türkçe meali:

“Bizim dediklerimizi yaparsanız kısa vadede ekonomi tökezler, iflaslar artar. Ama uzun vadede kazanmak için acı ilacı içmek şart.”

“Son dönemde canlandırıcı maliye politikaları ekonominin iyileşmesine yardım etti. Ama daha fazla canlandırıcı politikadan kaçınılmalı. Gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1.5’i oranında önlemler, orta vadede borç yükünün stabilize olmasını sağlar.”

Türkçe meali:

“Kamu harcamaları ve vergi indirimleri ile ekonomiyi biraz canlandırdınız ama bu sırada bütçe açığı patladı. Bu kadar harcama yeter. Bütçe açığı GSYH’nın yüzde 1.5’ini geçmemeli.”

“Gelir artırıcı politikalar vergi tabanının genişletilmesini ve bazı sektörlerde düşürülmüş KDV’nin yeniden artırılması yoluyla etkinliğin sağlanmasını içermeli. Harcama tarafında ise ücretlerde geçmişe dönük enflasyon endekslemesinden vazgeçilmesi, destek ve teşviklerin rasyonalize edilmesi ve sosyal yardımların hedeflerinin daha iyi belirlenmesi gerekiyor.”

Türkçe meali:

“Memurlara gerçekleşen enflasyon oranında değil, gerçekleşmesi beklenen enflasyon kadar maaş zammı verin. Yani maaşlarından kırpın!”

“Bütçe dışı harcamalar ve merkezi idare dışındaki birimlerin ve kurumların harcamaları dikkatli şekilde tanımlanmalı ve izlenmeli. Bu bağlamda Türkiye Varlık Fonu, kamu harcamalarının bütçe dışına taşması riskini barındırıyor. Varlık Fonu’nun yönetim yapısı yeniden tanımlanarak potansiyel çıkar çatışmaları engellenebilir.”

Türkçe meali:

“Varlık Fonu’nu denetim altına ve bütçe içine alın!”

“Kredileri artırmak için devlet bankaları ve Kredi Garanti Fonu aracılığıyla gösterilen çabalar sınırlanmalı ve kredilerin sadece ödeme gücü olanlara verilmesi sağlanmalıdır.”

Türkçe meali:

“Ekonomiyi canlandırmak için devlet bankaları aracılığıyla önünüze gelene kredi veriyorsunuz. Batık şirketleri zorla ayakta tutmaktan vazgeçin. Gerçekten iyi durumda olan şirketlere kredi verin!”

“İnsan kalitesi, eğitim sisteminde ve işbaşı eğitiminde yapılacak reformla artırılabilinir. Emek piyasasının esnekliği, ücretlerin belirlenmesinde geriye dönük enflasyon endekslemesinden vazgeçilmesi ve asgari ücretin beklenen enflasyon ve verimliliğe göre belirlenmesiyle sağlanabilir. Emeğin mobilitesini sağlamak için kıdem tazminatı reform edilebilir.”

Türkçe meali:

“Kıdem tazminatını kaldırın!”

Sonuç: Bu kriz inşallah IMF’ye gerek kalmadan çözülür yoksa emekçilerin durumu fena...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"