25 Temmuz 2019

Erdoğan’ın planı: Faiz inerse enflasyon iner, AKP seçmeni eve döner

Kemerleri bağlayın, türbülansa giriyoruz

Bugün büyük gün. Merkez Bankası 4.5 yıl aradan sonra bugün ilk kez faiz indirecek. Rivayet muhtelif. Bankanın yüzde 24 seviyesinde bulunan politika faizini 2.5 puan (Piyasa jargonunda buna 250 baz puan deniyor) indirmesini bekleyen de var, 4 puan indirmesini bekleyen de...

“Faiz inmiş, çıkmış bana ne? Faizde parası olanlar düşünsün” diyenler olabilir. Keşke o kadar basit olsa. Merkez Bankası’nın politika faizini indirmesinin sadece piyasa profesyonellerini veya dolar milyonerlerini değil, esnafı, KOBİ’yi, sokaktaki vatandaşı, yani Ayşe Teyze ile Ali Rıza Amca’yı ilgilendiren sonuçları da olacak.

Erdoğan, yüksek enflasyonun sebebinin yüksek faiz oluğuna inanıyor. Birkaç hafta önce aynen şöyle dedi: “Yüksek enflasyonun bana göre en önemli sebebi yüksek faizdir. Yüksek faiz eğer aşağıya çekilmezse enflasyon da kesinle aşağı düşmeyecektir. Faizi aşağı çekerseniz enflasyon aşağı düşer.”

Sırf enflasyon mu? Erdoğan, işsizlik ve ekonomik krizin sebebinin de yüksek faiz olduğuna inanıyor. Şu sözler de onun: “Siz yüksek faiz uygularsanız yatırımcı o girişimci ruhunu uygulayamaz. Bunu başardığımız andan itibaren, ben inanıyorum ki, süratle bir yatırım atağı Türkiye’de başlayacaktır. Bu yatırım atağı ile birlikte istihdam da süratle artacaktır. İstihdamın atmasıyla bir taraftan da üretim imkanı artacak, ihracatımız daha da artacak, böylece büyüme de gelişmeye başlayacaktır.”

Özetleyelim: Faiz inince enflasyon inecek. İşsizlik inecek. Ekonomi canlanacak. İhracat daha da artacak.

Ve çarşı pazardaki yangına, işsizliğe kızıp 31 Mart’ta sandığa gitmeyen veya gidip büyük şehirlerde Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a, İç Anadolu’da MHP adaylarına oy atan AKP seçmeni evine geri dönecek.

Plan bu.

Tutar mı?

Bu soruya yanıt vermek için önce “Enflasyon ve işsizliğin nedeni gerçekten yüksek faiz mi?” sorusuna yanıt bulmak gerek.

Mahfi Eğilmez dün faizin neden enflasyonun sonuç değil, aksine enflasyonun neden faizin sonuç olduğunu yazdı.

Aksi gibi iktisat kitaplarında da böyle yazıyor!

Eğer kitaplar haklıysa iktidarın işi zor.

Bu tezin dayanağı, enflasyon yükselince faizlerin de yükselmesinin nedeni ne?

Şu: Enflasyon yükselince vatandaş ve yatırımcılar (Buna sıcak para da dahil), parası erimesin diye daha yüksek faiz talep ediyor. Eğer yüksek faiz alamazsa TL’sini satıp dolara dönüyor. Ve TL’nin değeri düşüyor.

Demek ki, faizleri gereğinden fazla düşürmenin TL’nin değerini düşürücü bir etkisi var.

Şu anda Merkez Bankası’nın politika faizi (yüzde 24), enflasyondan (yüzde 15.72) çok daha yüksek. Yani Merkez Bankası’nın faizi indirmek için bir marjı gerçekten de var. Ama ne kadar?

Türkiye, istikrarlı bir ekonomi ve güçlü bir demokrasiye sahip, dünyayla barışık bir ülke olsaydı, Merkez Bankası faizi enflasyona yakın bir seviyeye indirebilirdi.

Amerika’da böyle. Almanya ve Japonya’da da böyle. Hatta oralarda faiz enflasyonun bile altında.

Ama Türkiye istikrarsız bir ülke. Amerika’yla S-400 Krizi, Avrupa’yla Doğu Akdeniz’de sondaj krizi, Rusya’yla İdlib krizi… Onun üstüne bütçe açığı… Onun üstüne özel sektör borcu, batık krediler...

Bu risklerin faizde bir karşılığının olması lazım.

Öyle ya, hiçbir riski olmayan ülkeler dururken (İnanmayacaksınız ama Orta ve Doğu Avrupa’da bunlardan bir dolu var) yatırımcı neden dünyayla kavgalı, ekonomik dengeleri bozuk bir ülkenin parasına yatırım yapsın?

Bu risklerin faizdeki karşılığına “risk primi” deniyor.

Demek ki, enflasyonun üzerine bir risk primi eklenmesi gerekli.

Bu şartlar altında Merkez Bankası’nın faizi ne kadar olmalı? Mahfi Eğilmez önceki gün, “Enflasyonun neden, faizin sonuç olduğu görüşünden yola çıktığımda enflasyon ve gösterge faiz oranlarındaki gerilemeyi ve USD/TL kurunda oluşabilecek dalgalanmayı dikkate alarak bendeniz Merkez Bankası’nın bu aşamada 3 – 4 puanlık faiz indirimi yapmasının uygun olduğunu düşünüyorum” diye yazdı.

Kısacası bugün 3-4 puanlık bir indirimi piyasa normal karşılar. Ama Merkez Bankası bu oranın üzerine çıkarsa çarşı karışır.

Gelin görün ki, 3-4 puan da AKP’yi kesmez. Erdoğan’ın istediğinin olması, yani piyasanın canlanabilmesi için faizlerin kallavi biçimde düşmesi, mesela konut kredisi faizinin kalıcı şekilde yüzde 1’in altına inmesi lazım.

Merkez Bankası bugün ve gelecek aylarda hangi yoldan gidecek?

TL’nin, doların, Euro’nun kaderini bu soru belirleyecek.

Kemerleri bağlayın, türbülansa giriyoruz.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?

"
"