01 Eylül 2021

Pandemide okullu olduk, sınıfları doldurduk

Aşılı velilerle aşısız veliler Whatsapp gruplarında tartışadursun, halk “Turizmcilerin aşılanması zorunlu, öğretmenlerin niye değil?” diye hesap soradursun, okullar 6 Eylül’de açılıyor. Bu hafta Türkiye’de ve Kanada’da okulların nasıl açıldığını yazdım.

Türkiye’de okulların ne zaman açılacağı merak konusuydu da, nasıl açılacağı pek de konu olmadı. Temmuz başında bir önceki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 6 Eylül’de okulların açılacağını duyurduktan sonra, 68 bin okulun nasıl açılacağı sorusu da gündeme geldi. 

Kafalarda deli sorular

“Yabancı turistler ülkeye gelsin diye tüm turizmciler aşılandı da, kapalı alanlarda eğitim görecek çocuklarımız için niçin tüm öğretmenler ve okul personeli aşılanmıyor?  Çocuklarını okula gönderen veliler aşılı mı? Aşı yaşını 12’ye kadar indiren ülkeler varken, Türkiye’de öğrenciler ne zaman aşılanacak? Tamamen yüz yüze eğitime mi dönülecek, yoksa hibdrid modele mi geçilecek? vs.. vs...”

Kafalarda deli sorular...  Pandemi döneminde çocuklarımızın tekrar okullu olacağına sevindik ama sınıfları nasıl dolduracaklarına dair haklı olarak kafalarda birçok soru işareti oluştu. Şaka değil, halen dünyada 218 milyon kişiyi hasta eden, 4 buçuk  milyon kişiyi öldüren bir virüsle mücadele halindeyiz. Söz konusu olan çocuklarımızın sağlığı, güvenliği ve geleceği...

Aşı olmayan okul personeline haftada iki PCR testi

Nihayet, yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 20 Ağustos tarihinde okulların nasıl açılacağı ile ilgili bir açıklama yaptı. Bakan Özer açıklamasında, öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarının (servis şoförleri, servislerde görevli yardımcı personel, okullardaki idari personel, kantin ve yemekhane çalışanları gibi... ) aşı olmamaları durumunda haftada iki kez PCR testi ile taranacaklarını, öğrencilere yönelik ise aşı ve PCR testi zorunluluğu bulunmadığını belirtti. 

Hemen akabinde 24 Ağustos tarihinde yani tam bir hafta önce, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “COVID-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler” rehberi yayınlandı. 

Camlar açık, havalandırma önemli

Bu rehberde tüm okul personeline tam doz aşılanma tavsiye ediliyor, aşılanmayanların PCR Testi zorunluluğu vurgulanıyor ve özetle şunlar söyleniyor; “Tüm öğrenciler ve öğretmenler okulda bulundukları süre boyunca maske takacak, yiyecek içecek tüketimi mümkün olduğu kadar ayrı zamanlarda ve mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilecek, ders sırasında sınıf camları mümkün olduğunca açık tutulacak, havalandırma sistemlerinin bakımları zamanında yapılacak, okula giriş, çıkış ve teneffüslerde sosyal mesafenin korunması için gerekli düzenlemeler yapılacak. okul bahçesinde çocukların sosyal mesafesi korunmaya çalışılacak, ders süreleri 40 dakikayı aşmayacak, okullara ziyaretçi kısıtlaması getirilecek ve okulların temizliğine dikkat edilecek.” 

Özel okullar öğretmenlerinin yüzde 100 aşılanmasını istiyor

Bazı özel okullar ise velilere yolladıkları e-postalarda, her sabah tüm çalışan ve öğrencilere toplu olarak HES kodu taramasının yapılacağını, öğretmen ve tüm okul personelinin yüzde 100’e yakının aşılandığını bildiriyor, aynı hassasiyeti velilerden ve aşı yaşı gelmiş öğrencilerden de beklediklerini vurguluyor, aşılı-aşısız maske kullanımının önemine dikkat çekiyor, okul bahçesine ve okulun içine velilerin ve ziyaretçilerin alınmayacağını belirtiyor. 

Aşı kavgaları

Bu rehberden ve Bakan Özer’in okulların nasıl açılacağıyla ilgili dumanı üstünde açıklamalarından önce ise birçok okul çağı çocuğu olan arkadaşımdan duyduğum kadarıyla veli Whatsapp gruplarında aşı kavgaları yaşanıyordu. Son haftaya kadar neyin nasıl yapılacağını bilmemek, kervanı yolda düzmek biz Türklerin alışık olduğu bir durum. Geç olsun güç olmasın. Eminim rehber ve Bakan Özer’in açıklamaları velilerin içini bir nebze rahatlatmıştır. 

Çocuklar Kanada’da geçen sene de okula gitti

Ben biraz daha içlerini rahatlatmak için geçtiğimiz yıl, henüz aşılanma başlamamışken, yaşadığımız British Columbia eyaletinde çocuklarımın mahallemizdeki devlet okuluna nasıl gittiğinden bahsetmek istiyorum. 

  • Geçtiğimiz yıl lise öğrencisi çocuklarım hibrid modelle okula döndü. Haftanın iki günü tam gün, kalan üç gün ise yarım gün okula gidip, yarım gün online ders gördüler. Yarım gün okula gittikleri günler sabahçı-öğlenci sistemi gibiydi. Dolayısıyla okul hiçbir zaman tam kapasite dolmuyordu.
  • Her çocuk bir dönemde iki ders aldı. Her dersin öğrenci sayısı ortalama 15-25 kişiydi. Buradaki amaç, çocukları gruplayarak aynı balon içinde sosyalleşmelerini sağlamak ve öğrenciler arası etkileşimi en aza indirmekti.
  • Çocukların kendi sınıflarında olmayan arkadaşlarıyla görüşmeleri istenmiyordu.
  • Her sınıfın derse giriş ve teneffüs saati farklıydı. Böylece koridorlarda kalabalık yaşanmadı.
  • Okullarda kantinler kapatıldı. Yemek evden götürüldü ve sosyal mesafe kuralları içinde sınıflarda yendi.
  • Velilerle iletişim zoom üzerinden yürüdü. Velilerin okula girişi kesinlikle yasaktı.
  • Öksürük, ateş, herhangi bir hastalığı olan çocuklar okula gitmedi ve kendilerinden test sonuçları çıkana kadar karantina yapmaları istendi.
  • Ve tabii ki maske-hijyen-sosyal mesafe üçlüsü en önemlisiydi. Çocuklar ve öğretmenler okulda bulundukları tüm zamanlarda maske takmak zorundaydılar.

Covid-19 vakaları çıktı ve bu normal karşılandı 

Geçtiğimiz yıl bu modelle çocuklar okullarına aralıksız devam etti. Okulda öğrenciler ve öğretmenler arasında Covid vakaları çıktı. Hemen tüm temaslılar aranıp, 14 gün karantina yapmaları istendi. Okul yönetimi her vakayı tek tek bir e-postayla velilere bildirdi. Her mektupta da vaka çıkmasının beklendiği ve bunun eğitime engel olmayacağı söylendi. 

British Columbia dünyada çift doz aşılanmanın en yüksek olduğu yer

Yüreğimiz ağzımızda geçirdiğimiz 2020-2021 okul yılını hiçbirimiz Covid - 19 olmadan tamamlamayı başardık. Aşı vaktimiz geldiğinde de ben ve çocuklarım aşılarımızı olduk. Tüm British Columbia’lılar gibi... Şu anda Kanada’nın British Columbia Eyaleti’nde, 12 yaş üzeri kişilerin yüzde 76.784’ü iki doz aşısını olmuş durumda. Bu nedenle de 2021-2022 okul yılında tam zamanlı yüz yüze eğitime dönülüyor. Ancak bu normalleşildiği anlamına gelmiyor, sıkı kurallar devam ediyor. 

Okullar yüz yüze açılıyor ama normalleşme yok 

Burada da aşı zorunlu tutulmuyor, ancak Covid-19’u önlemede en etkili yöntemin aşılanma olduğu tekrarlanıyor ve öğrenci-öğretmen ve veli üçgeninde herkesin aşılanması tavsiye ediliyor. Maske zorunluluğu devam ediyor, tüm okulların havalandırma sistemlerini gözden geçirmeleri öneriliyor (Bulunduğumuz bölgenin okul merkezi olan Kuzey Vancouer Okul İdaresi, 3.6 milyon dolar harcayarak tüm okulların havalandırma sistemini yeniledi.) 

İki metrelik sosyal mesafe kuralı kaldırıldı, yerine tam Kanadalı kibarlığında “kişisel alana saygı duyularak yakınlaşma” geldi. Çocuklarını okula yollamaktan endişe eden velilerin çocukları için uzaktan eğitimin devam edeceği bilgisi de verildi.

Kavga değil, destek; herkes aynı gemide 

Biz henüz aşılanma başlamamışken geçtiğimiz yıl eğitime devam edebildiysek, 18 yaş üstü yüzde 60’a yaklaşan çift doz aşı oranı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın koyduğu kurallar, okul yönetimlerinin tek tek çabaları, velilerin de desteği ile Türkiye’de 2021-2022 eğitim sezonunun güvenle açılabileceğine inanmak istiyorum. 

Eğitim her çocuğun hakkı ve okula gitmek, arkadaşlarıyla sosyalleşebilmek çocukların ruh sağlığı için çok önemli.

Veliler kendi aralarında kavga etmek yerine, ellerinden gelen tüm önlemleri alıp, okul yönetimlerini bu zorlu süreçte destekleseler çok daha faydalı olacak. Unutmayalım ki herkes aynı gemide.

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum