16 Aralık 2020

Covid-19 aşısı, tünelin sonunda görülen ışık mı?

2020'nin bitmesine sayılı günler kala İngiltere ile birlikte Amerika ve Kanada'da da Covid-19 aşıları uygulanmaya başlandı. Seattle'da yaşayan ve 20 yıldır virüsler üzerine çalışan Dr. Semih Tareen ile Covid-19 aşıları üzerine konuştuk

8 Aralık sabahı 6.31'de, üzerine giydiği "Merry Christmas" tişörtünün kolunu sıyırarak hemşireye uzattı. "Bitti mi?" diye sordu, "Bitti" cevabını alınca yüzüne yayılan kocaman gülümseme tüm dünyada kısa sürede umudun simgesi oldu. 90 yaşındaki Margaret Keenan, İngiltere'de dünyanın onaylanmış ilk Covid-19 aşısını olarak tarihe geçti. Dedi ki "Aşıyı yaptırın! Kaybedecek neyiniz var?" ve ekledi "Bütün bir yılı yalnız geçirdikten sonra aşı sayesinde yeni yıla ailemle girebileceğim."

Margaret Keenan

Kanada'ya Pfizer/Biontech'in 250 bin doz Covid-19 aşısı, 13 Aralık günü ulaştı. 14 Aralık sabahının erken saatlerinde, Quebec şehrindeki Saint Antoine yaşlı bakım evinin sakinlerinden 89 yaşındaki Gisele Levesque, Kanada'nın ilk Covid-19 aşısını olan kişi oldu. Kanada bugünü Koronavirüs ile olan savaşta tarihi gün olarak ilan etti ve bugüne "V-Day" ismini verdi. Quebec Sağlık Bakanı Christian Dube gerçekleştirdiği basın toplantısında "Sesimdeki titremeyi maruz görün. Bugün çok büyük bir gün." dedi. Kanada'da 2021 sonuna kadar, isteyen herkesin aşılanacağı öngörülüyor.

Gisele Levesque

Aynı gün, 16 milyonu aşkın toplam vaka ve 300 binden fazla ölümle dünyanın Koronavirüs'ten en çok etkilenen ülkesi olan ABD'de de ilk Pfizer/Biontech Covid-19 aşıları uygulanmaya başlandı. İlk aşıyı olanlardan New York'lu hemşire Sandra Lindsay "İyileşme başlıyor." dedi.

Sandra Lindsay 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yine 14 Aralık günü yaptığı basın toplantısında, Çin'den gelecek Sinovac aşısının teslimatının önümüzdeki üç dört gün içinde gerçekleşeceğini, aşının bir hafta içerisinde Faz 3 sonuçlarının açıklanmasını beklediklerini söyledi. Bu durumda Türkiye'de de aşılamanın her an başlamasını bekleyebiliriz.

Tüm bunlar olurken, aşı hakkında spekülasyonlar tam gaz devam ediyor. Bill Gates'in bize çip takacağını düşünenler, Covid-19'un ilaç şirketlerini zengin etmek üzere insan yapımı bir virüs olarak ortaya atıldığını söyleyenler, dünya çapında aşı karşıtı protestolar ve daha neler neler...  

Bildiğimiz tek şey, son bir yılda bu virüsün dünya üzerindeki birçok insanın hayatını geriye dönülemez bir şekilde değiştirdiği... Bilinen rakamlara göre 73 milyon kişi bu hastalıkla mücadele etti, bunlardan 1 milyon 627 bini hayata veda etti. Milyonlarca kişi işini, birikimini kaybetti. Çok büyük acılar yaşandı.  

Peki Covid-19 aşısı, tünelin sonundaki ışık mı?

Sorularımı 25 yıldır Amerika'nın Seattle şehrinde yaşayan, aynı zamanda film yapımcısı, film müzikleri bestecisi, müzisyen, yelkenci olan, 10 parmağında 10 marifet bir virologa, bir bilim insanına yönelttim.

Semih Tareen, üniversite eğitimini Seattle'da University of Washington'da tamamladıktan sonra, doktorasını yine University of Washington'da ve Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'nde Moleküler Biyoloji ve AIDS'e sebep olan HIV ve benzeri virüsler üzerine yapıyor. Doktora hocası, iki Nobel ödülü kazanan hocaların bulunduğu laboratuvarlardan gelen ünlü virolog Prof. Dr. Michael Emerman.

Araştırmaları "Molecular Therapy" ve "Journal of Virology" gibi önemli bilimsel dergilerde yayımlanan Tareen, 20 seneden fazladır virüsler üzerinde araştırma yapıyor, buluşları nedeniyle çeşitli patentlerde ismi geçiyor.

Şu anda ABD'de bir biyoteknoloji şirketinde baş yönetici olarak çalışıyor ve takımıyla beraber kanser ve başka hastalıklara karşı virüsleri kullanarak gen ve hücre terapisi geliştiriyor. Söz kendisinde...

Semih Tareen

İnaktif aşı için "daha güvenilir ya da değil" diyemeyiz 

- Şu anda dünyanın kaç ülkesinde, Covid-19 ile ilgili kaç aşı çalışması ve ilaç çalışması yapılıyor. Pfizer'den sonra tahmini en hızlı hangisi ya da hangileri hazır olacak?

Dünyanın pek çok ülkesinde toplam 200'e yakın Covid-19 aşısı ve yüzlerce ilaç çalışması var. Tam listeyi merak edenler DSÖ internet sayfasından bakabilir. Bunlardan yaklaşık 70 aşı ve 20 ilaç insan deneyleri aşamasında. Pfizer Biontech ile beraber, başı çeken diğer aşı adayları Moderna ve Astrazeneca.

- Türkiye'ye gelecek olan Sinovac aşısı hakkında düşünceleriniz neler?

Sağlık Bakanlığı ilk etapta Sinovac şirketinin inaktif aşısı için anlaştıklarını, arkasından da RNA aşılarını temin etmeye çalışacaklarını belirtti.

Sinovac bir inaktif virüs aşısıdır, yani Covid-19'a sebep olan SARS-CoV-2 virüsü laboratuvarda üretilip kimyasal madde ile inaktif hale getirilir ve aşılanır. Bu çok geleneksel bir aşı yöntemidir ve bazı viral aşılarda kullanılır. Fakat bu "daha güvenilir veya değil" anlamına gelmez.

Her şey verilerle belli olur. Sinovac birinci ve ikinci fazı başarıyla tamamladı. Üçüncü faz çalışması daha çok insana yani onbinlerce kişiye uygulanır. Yine güvenliğe ve etkinliğe bakılır. Sonucu dört gözle bekliyoruz. Bu aşı için Brezilya ve Endonezya da sırada...

Sinovac'ın üçüncü faz ara sonuları bekleniyor

- Yetki bu sonuca bağlı olarak verilecek değil mi?

Evet. Sinovac aşısının üçüncü faz deneylerinde iki farklı grup var: 18-59 yaş aralığı bir de 60 yaş ve üstü grubu. Her iki gruptan da ara verilerin açıklanması halinde TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) verileri değerlendirip kullanım yetkisi için bir tavsiyede bulunacak.

- RNA Aşıları dediğiniz aşılar Pfizer ve diğerleri mi? Onların inaktif aşıya göre farkı ne?

Evet. Koronavirüs'lerde DNA yerine RNA var. Ve bu RNA genomundan tekrar RNA üretebilir. Hayatın yapı taşı protein. Bütün proteinler RNA'dan oluşur. Protein elde etmenin en kısa ve çabuk yöntemi insana RNA aşılamaktır. Böylece insanda o proteine karşı bağışıklık oluşur. İnaktifte ise virüs alınır, inaktif hale getirilir ve virüsün protein haline gelmiş şekli enjekte edilir.

Bundan önce en hızlı geliştirilen aşı kabakulaktı

- Aşı geliştirmenin evreleri nelerdir?

Salgınlarda bir virüsün ne olduğunu anlamak için yapılması gereken ilk şeylerden biri RNA virüsünün izole edilip, genom sekansının yani diziliminin ortaya çıkarılması ve tanınmasıdır. Arkasından yapılcak işlem aşının teknolojisine göre değişir. Örneğin RNA aşısı teknolojisi sayesinde, yeni bir salgından birkaç gün sonra virüsün aşı yapılacak sekansı RNA olarak sentezlenip aşı deneylerine hemen başlanılabilir. Önce laboratuvarda in vitro deneyler dediğimiz doku kültürü deneyleri olur. Arkasından in vivo dediğimiz hayvanlarda güvenilirlik ve etkinlik verilerine bakılır. Arkasından da insan birinci, ikinci ve üçüncü faz deneyleri yapılır. Bu veriler ile onay veren yetkili kuruluşa başvurulur. Başvuru kabul edilirse o zaman dağıtım onaylanır.

- Bugüne kadar en hızlı geliştirilen aşı kaç yıl sürdü?

Kabakulak aşısı, 4 sene sürdü. Fakat bu 1940'lı yıllarda idi. O dönemki teknoloji ile 2020 teknolojisi ve imkanları çok farklı.

Aşının hızını üç faktör belirledi

- Covid-19 için aşı nasıl bu kadar hızlı geliştirildi? Eski aşıları düşündüğümüzde teknolojinin katkısı nedir?

Covid-19 aşılarının hızlanmasında üç önemli faktör var.

Birincisi dediğiniz gibi teknoloji. 2020 teknolojisi eski aşı teknolojilerinden farklı. İlk AIDS salgını 1980'lerde başladığında virüsün sekansını anlamak üç sene sürmüştü. Fakat Covid-19 salgınında sadece 10 gün sürdü. RNA aşıları 2000'li senelerden beri geliştiriliyor, dolayısıyla virüsün sekansından RNA aşısı geliştirmek hiç de zor bir şey olmadı.

İkinci faktör, bürokrasi ve yatırım. Covid-19 olağanüstü hâl durumu olduğu için hükümetler, şirketler ve kuruluşlar normalde görülmeyen bir işbirliği içerisinde, yatırımların artması ve bürokrasilerin azaltılması için uğraştılar. Örneğin biz normal dönemde bir ilaç veya aşı başvurusunda bulunsak, aylarca sıra bekleriz. Pandeminin yarattığı aciliyet, bu süreleri kısalttı. Bir de yine olağanüstü hâl durumu olduğu için şirketler maddi riski göze alarak, üretime çok daha erken başladılar.

Üçüncü faktör de aşıların dağıtım yetkisinin, EUA (Emergency Use Authorization) denen acil kullanım yetkisi altında verilmesi. Bu yetki pandemi gibi bir dönem için geçerli sadece... Etkinlik ve güvenilirlik verileri olumlu ise aşının üçüncü faz deneyleri devam ettiği halde, ara verilere göre dağıtım onayı verilebiliyor. Şu anda da bunun örneğini yaşıyoruz.

Önemli bir yan etki görülmedi

- Bu aşılara güvenebilir miyiz?

Tamamen verilere bağlı. Viral aşıların ADE (Antibody Dependent Enhancement) denen ciddi yan etkileri hayvan ve ilk faz klinik deneylerde ortaya çıkabilir. Örneğin, RSV, dengue, zika gibi virüslere ADE yan etkileri yüzünden aşı bulunamadı ve aşı deneyleri durduruldu. Covid-19 için şanslıyız çünkü bunun gibi ciddi yan etkiler görülmedi. Aşılar her zaman risk/fayda oranına göre onaylanır. Aşıların riski ve faydası ile ortalıkta gezinen SARS-CoV-2 virüsünün riski karşılaştırılarak onaylanır. Herkes aşının onlar için uygun olup olmadığını hekimine danışıp görüşmeli ve ona göre karar vermeli.

- Yan etkiler neler?

Şimdilik açıklanan Covid-19 aşısı üçüncü faz verilerinde bazı insanlarda ateş, halsizlik, kas ağrısı, aşı noktasında şişme ve kızarıklık görüldü. On binlerce insanda görülmese de İngiltere'de başlayan aşılamada anafilaktik alerjisi olan bazı insanlarda benzer bir alerji oldu, ama epinefrin iğnesi ile giderildi. Bu yüzden bu aşılar şimdilik ciddi alerjisi olan (yanında epinefrin iğnesi taşıması gereken) insanlara tavsiye edilmiyor. Arı sokunca nefes alamayanlar gibi... Astım filan bu kategoriye girmiyor.

Bunun dışında üç-dört yüz felci vakası oldu, fakat bunların istatistiği normal popülasyondaki istatistikten farksız. Aşı çalışmalarında her yan etki ve her ölüm (intihar olsa bile) rapor edilmek zorunda. Pfizer'ın en son raporunda 40 bin kişiden 6 ölüm vardı, 4'ü plasebo (aşı yerine serum fizyolojik verilen) grubunda, 2'si aşı grubunda. Brezilya'dan intihar eden kişi plasebo grubundaydı. Bu, rakamların aşı ile alakalı olmadığını gösteriyor.

Üçüncü faz çalışmaları daha iki sene devam edecek ve göreceğiz. Şimdilik çok ciddi bir yan etki görülmedi. Tolere edilebilir düzeyde.

- Aşının 16 yaş altı için güvenliği konusunda siz ne düşünüyorsunuz?

Tamamen verilere bağlı. Aşı çalışmaları ilk etapta 16 yaşın altına yapılmaz. Ebeveynlerdeki verilerden sonra 16 yaş küçükler için yetki alınır. 

Covid-19 sosyal medyanın ilk pandemisi

Aşıya güvenmeyenlere, komplo teorisi üretenlere bir mesajınız var mı? Sonuç olarak aynı zamanda ticari bir yarış bu. Konuya bilimsel yaklaşım şekli ne olmalı?

Bilim sadece verilere bakar. Dolayısıyla kimin ne dediğinin bir önemi yok. Aşıların patojenlerin teşkil ettiği riske karşı etkili ve güvenli oldukları biliniyor. Maalesef aşılar hakkında bilimsel olmayan, eksik olan hatta düpedüz hatalı olan bilgiler sosyal medya sayesinde dolanıyor. Covid19 sosyal medyanın ilk pandemisi. Bu yüzden halkımız bilgilerini güvenilir ve bilimsel veriler paylaşan yerlerden almaya çaba sarf etmeli.

Ticari konuya gelince, aşılar genelde şirketlere çok para kazandıran yatırımlar değil. Pfizer, Astrazeneca gibi şirketler, zaten kanser gibi başka ilaç sektörlerinden gelir elde ediyorlar. Ayrıca pek çok şirket imalat fiyatına milyonlarca dozu kâr yapmadan satacaklarını belirtti.

- Aşıyı olduk diyelim, koruyuculuğu ne kadar sürecek? Her yıl olmamız gerekecek mi?

Pfizer kullanımı üç hafta arayla iki doz, Sinovac ise iki-üç hafta arayla iki doz olarak açıkladı. Her yıl olmamız gerekip gerekmeyeceğini şimdiden bilemeyiz. Zamanla anlayacağız. Aşı sayesinde sürü bağışıklığı sağlanırsa, virüs insanlar arasında kaybolabilir ve bu yüzden de gelecekte tekrar aşı olmamız gerekmeyebilir.

Hiçbir aşı yüzde 100 etkili değildir

- Grip aşısı gibi her yıl olmayacağız o halde?

Koronavirüs grip virüslerinden farklı. Grip virüsünde her sene aşı olmamızın virüsün biyolojisi ve evrimi ile alakalı sebepleri var. Bu Koronavirüs'te de böyle olacak anlamına gelmiyor. Ayrıca halk arasında antikorların kısa ömürlü olduğu, o yüzden her sene aşılanmak gerektiği yönünde bir iddia var. Bu da yanlış bir iddia çünkü doğal enfeksiyonun oluşturduğu bağışıklık ile aşının oluşturacağı bağışıklık tamamen farklıdır. Aşılanma sayesinde çok daha uzun ömürlü bağışıklık mümkün.

- Herkesin en çok merak ettiği konu, bu aşılar ne zaman tam etkili olacak?

Hiçbir aşı yüzde yüz etkili değildir. En etkili kızamık aşısı bile yüzde 98 etkilidir. Eğer Covid-19 aşısı sterilize bağışıklık sağlar ise (yani aşı olan virüsü kapmaz veya yayamaz) ve eğer yeterli sayıda insan aşılanırsa (ortalama nüfusun yüzde 70'i) o zaman aşı sayesinde sürü bağışıklığı mümkün.

Fakat bazı aşılar sterilize bağışıklık sağlamak yerine, hastalıktan koruyorlar. Yani aşı olanlar virüsü kapıp yayabiliyorlar, fakat hafif semptomlarla atlatıyorlar. Eğer öyle olursa o zaman SARS-CoV-2 virüsü büyük ihtimal mevsimsel olarak daimi bir şekilde aramızda dolanan beşinci Koronavirüs olacaktır. Her sene bizde nezle ve grip semptomlarına sebep olabilen dört mevsimsel Koronavirüsü var: İsimleri OC43, NL63, HKU1, 228E.

Bu pandemiden tamamen kurtulmamız 2023'ü bulur

- Covid-19'a karşı zafer kazanmamız ve bu hastalığın tarihe karışması ne kadar sürecek?

Senaryo ne olursa olsun, aşılar sayesinde hemen maske ve sosyal mesafeden kurtulamayız. 2021 de maske ve sosyal mesafe ile geçecek. 2021'in sonbaharı 2020 sonbaharından daha rahat geçecektir. Bu pandemiden global olarak tamamen kurtulup eski normale dönmemiz ise 2023'ü bulur.

Aşı bizi olumlu etkileyecek ama bir anda olmayacak bu...

- Almanya'da Türk meslektaşlarınızın aşıyı bulması karşısında neler hissettiniz?

Dünyanın birçok yerinde Türk bilim insanlarımızın, mühendislerimizin ve sanatçılarımızın harika başarıları var. BioNTech şirketinin başarısı da bizi tabii ki sevindirdi, gururlandırdı. Ben senelerdir bir sürü ülkeden bilim insanlarıyla çalıştığım için (Çin, Taiwan, Hindistan, Mısır, İngiliz, Fransız, İsveç, Amerika v.b.) şunu anladım: Doğru bilim yapmanın coğrafi sınırı yoktur. Bir insan kendisini bilime adarsa ve hükümetler bilimi desteklerse hangi ülkeden olurlarsa olsunlar her zaman bilimin ışığında ve yolunda başarılı olurlar. Bu pandemi hepimizin pandemisi ve pandemiden kurtulmak hepimizin başarısı olacak. 



* https://www.who.int/publications/m/item/draft-landscape-of-covid-19-candidate-vaccines

Yazarın Diğer Yazıları

Dış politikalar uzmanı Ziya Meral: Yeni bir Cumhuriyet mutabakatına ihtiyacımız var

Geçtiğimiz haftaki yazımda AKP seçmeninin tercihini değişimden yana kullanması için "Daha ne olması gerekirdi?" diye bir soru sordum. Bu hafta sizden gelen cevapları derledim ve Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü (RUSI) ve Avrupalı Liderler Netwörkü kıdemli uzmanı akademisyen-yazar Ziya Meral ile konuştum

Daha ne olması gerekirdi?

14 Mayıs Seçimleri'nin ardından aklımda tek bir soru var. Erdoğan seçmenlerinin değişim istemesi için daha ne olması gerekirdi?

Prof. Dr. Selçuk Şirin: İyi ebeveynlik, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar

Çocuklarım ilk oylarını kullanırken aklıma yazar-akademisyen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocamızın bir röportajımızda söylediği "İyi ebeveynlik bilinçli seçmen olmakla, çocuğunun geleceğiyle ilgili kararları sandıkta vermekle başlar. Siyasete karışmıyorsan, siyaset senin çocuğunun geleceğine karışır." lafı geliyor. Tarihi seçime günler kala kendisiyle temasa geçiyor, görüşlerini soruyorum