19 Ekim 2011

Soğan - Sarımsak

Sosyalist miydi? Haydi canım sende. Bırakın komünistleri, bırakın sosyal...


Hitler’in partisinin adı Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei (NSDAP) idi. Çevirisi: Ulusalcı Sosyalist İşçi Partisi

Ulusalcı mıydı? Eh, evet. Ulusalcılığın (=milliyetçiliğin) yakın akrabası ırkçılık ağır basan yanıydı ama adında “Irkçı” değil “Ulusalcı” terimi yeğlenmişti. 
Sosyalist miydi? Haydi canım sende. Bırakın komünistleri, bırakın sosyal demokratları, demokrasiden dem vuranları bile yok etmeye yeminli Alman ırkçı-faşist siyasal hareketinin örgütüydü. 
İşçilerin partisi miydi? Hem de nasıl!.. Sınıf bilinçli işçileri yığınsal olarak yok eden; sendikalarını, partilerini (komünist ya da sosyal demokrat partiler) toplumsal ve siyasal yaşamdan zor kullanarak kazıyan bir partiydi.
Peki bu sosyalizm ve işçi düşmanı parti niye adını sosyalist ve işçi partisi olarak seçti?
Cevaplayalım:
2011 yılında Şemdinli Jandarma Karakolunun önüne birinin ayağına ip bağlanıp sürüklenerek getirilen iki PKK’lının cesetlerinin fotoğrafını basıp altına “Mutluluğun resmi - İşte özlenen fotoğraf” yazan ve  başyazısında “...Keşke her gün 2 değil 200 terörist aynı şekilde yakalanıp aynı şekilde bacağından sürüklenip Atatürk büstünün önünde halka sergilense...” diyen bir internet gazetesi adını neden Türk Solu koyuyorsa ondan.
Hitler Alman halkını aptal yerine koymuştu. O ülkede epey aptal vardı ve o yüzden Hitlerin faşist partisi NSAPD kitlesel bir parti olabildi.
Görünüşe bakılırsa Türkiye’de aptal  sayısı pek fazla değil. Yani “Yüzde 60”  diyen Aziz Nesin ağabeyimiz en azından oransal olarak biraz yanılmış. Ama hiç yok da değil. Biraz var.  İnanmayanlar Türk Solu dergisinin bağrından doğmuş Ulusal Parti adaylarının son seçimlerde aldığı toplam oylara baksınlar... 
*    *    *
Sol kavramının itibarından, içerdiği soylu ilkelerden yararlanıp kitleleri salak yerine koyma eyleminde Türk Solu dergisi yalnız değil.
Daha önceki gün bir televizyon programında anlı şanlı bir ekonomi profesörü, AKP’yi “en sol parti” ilan ediverdi.
Neden acaba?
AKP’yi (ne akla hizmetse) övmek isteyen biri, bir sürü sözcük bulabilir. Ama bizim profesör “en sol partidir” demeyi yeğledi. 
Sol’la yanyana gelmesi, sol olarak tanımlanması ister ideolojik, ister siyasal bağlamda olanaksız bir partiyi Sol olarak tanımlamanın altında yatan hesap ya da bilinçaltından fışkıran sözcük tercihinin sebebi ne olabilir?
O profesörü faşist kafalı biri olarak nitelemek aklımın ucundan bile geçmiyor. Ama yine AKP’yi tanımlarken “sol” nitelemesini seçmesinin temeli, sol kavramının içerdiği itibar, onun insancıl özü ve soylu ilkelerinin kitlesel etkisidir. Tıpkı Hitler’in partisini sol olarak tanımlamayı yeğlemesi gibi.
*    *    *
Sol’un bugün yaşadığı derin ideolojik ve hatta teorik bunalım bir gerçek. 
Ama bu Türk ırkçılığının en namlı kalesinin kendine “Türk Solu” demesinden yola çıkıp onu sahiden solmuş gibi yansıtıp solu karalayanlara ya da vahşi kapitalizmin şahlanmış örgütü AKP’yi sol ilan edenlere,  “Siz de biliyorsunuz o örgütlerin sol filan olmadığını. Sol olmak bir yana solun en azılı düşmanları olduğunu da biliyorsunuz. Öyleyse bizleri ve sizi okuyan ya da seyredenleri salak yerine koymak niye” diye sormamıza engel değil.
Ne yapalım yani, yıllar önce, sağını solunu bie bilmeyen cahil köylülere asker ocağında sağını solunu öğretmek için kullanılan “Soluna soğan, sağına sarımsak” tekerlemesini mi hatırlatalım? Denk gelir karşılaşırsak bir soğan ve bir sarımsak mı hediye edelim?

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"