16 Mart 2021

"Andımız" bir kez daha gündemde…

Görünen o ki Devlet Bahçeli ortağı AKP'yi dövemediği için Danıştay'ı dövüyor

Farkındaysanız nur topu gibi bir tartışma konumuz daha oldu: Andımız

Üstelik MHP Başbuğu Devlet Bahçeli eğer sözünün eriyse AKP – MHP resmi olmayan koalisyonunda da kocaman bir çatlak oluşturacak kadar ciddi bir gündem.

Bir önceki cümleyi "Bahçeli sözünün eriyse" koşuluna bilerek bağladım. Çünkü "Andımız"ın ilkokullarda sabah duası niyetine zorunlu okutulmasını AKP Reisi Recep Tayyip Erdoğan yürürlükten kaldırtmış ve o günlerde "gerekçesini" de açıklamıştı:

̎…30'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocuklar içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz (…) Türküm demekle Türk olunmaz..."

Reis öyle dedi ve 2013 yılında ilkokullarda "andımız"ın okunmasına son verildi.

Hatırlıyorum, o günlerde bu kararın Cumhuriyet'in temellerine bir saldırı olduğuna kesinlikle inanmış kimileri "Ben çocuklarıma her sabah 'Andımız'ı okutup okula öyle yollayacağım" diye tuhaf muhalefet örnekleri vermişlerdi. Endazeyi kaçırıp "Apo istedi de barış süreci yüzünden Tayyip evet demek zorunda kaldı" diyen "sıkı haberci" gazeteciler bile belirmişti.

İtiraz edenler salt kendilerini Atatürkçü olarak tanımlayan Türk milliyetçileri değildi. Andımızın kaldırılmasına en sert tepkilerden biri, 2014 Mart'ın'da o günlerde şiddetli AKP muhalifi olan MHP Başbuğu Devlet Bahçeli'den gelmişti. Aynen aktarayım:

''Mahallenin ilkokula giden çocuklarını en az haftada bir gün, o ikametgahının önünde Andımız'ı okutmazsam da namerdim."

Başbuğ Bahçeli sözünü tuttu, mahallesindeki çocukları toplayıp Erdoğan'ın ikametgahının önüne götürüp "Andımız"ı okuttu mu, yoksa namert olmayı mı yeğledi bilmiyorum.

* * *

Arada ben izlemedim, sanırım içinizde çoğunuz da izlemedi. Andımız'ın kaldırılmasına kara ünlü "Hayata dönüş" operasyonu sırasında Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü olma "ününü ve onurunu" taşıyan "büyük Türk milliyetçilerinden" Suat Ertosun karşı dava açmış. Dava -galiba- 2018'de sonuçlanmış ve Danıştay Andımız'ın okunmasını kaldıran yönetmeliği iptal etmiş. Yine anladığım kadarıyla kararın sahibi Milli Eğitim Bakanlığı bu iptal kararına itiraz etmiş ve geçtiğimiz günlerde Danıştay iptalin iptalini iptal etmiş…

Ve MHP Başbuğu bu iptalin iptalinin iptaline karşı dün kükredi:

"…Yaklaşık iki yıldır bekletilen bu davanın, bir anda karara bağlanarak servis edilmesi maksatlıdır, marazidir, melun bir hevesin ve hedefin işaretidir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun Türk'üm demekten rahatsızlığı hüsran verici bir çarpıklıktır (….) Milliyetçi Hareket Partisi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun henüz açıklanmamış, fakat bir vasıtayla sızdırılmış kararına şiddetle karşıdır(….) HDP'li bölücülerin fezlekelerinin TBMM'ye gönderilip milli dayanışma şuurunun çelikleştiği bugünlerde Öğrenci Andı kararı pimi çekilmiş bir bombadır. Danıştay bu yanlıştan dönmeli, Türk milletinin tarihi hasletleriyle, çiğnetilmeyecek emanetleriyle oynamaya teşebbüsten vazgeçmelidir…"

Bahçeli sözcükleri sakınmadan sıralıyor: "…maksatlıdır, marazidir, melun bir hevesin ve hedefin işaretidir."

Bunlar yenilir yutulur lâflar değil,

Görünen o ki Devlet Bahçeli ortağı AKP'yi dövemediği için Danıştay'ı dövüyor.

Peki MHP Başbuğu'nun bu çok net ve çok sert itirazına rağmen Danıştay'ın ilgili dairesi kararından dönmezse ne olacak?

Daha 2018'de, Suat Ertosun'un açtığı iptal davasında son sözü söyleyen Danıştay Daireler Genel Kurulu'nun kararı üstüne AKP Reisi pek açık konuşmuştu:

"Danıştay'ın 'Andımız' kararı (…) açık söylüyorum, bu konudaki kararlılığımızı daha da artırmıştır. Çünkü bu metin, bu ülkede ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir. Metne baktığın zaman, bu metin içerik itibarıyla bu milletin kendisini, bu milletin kültür, medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız, İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuzla devam ediyoruz."

Sahiden AKP Reisi de çok açık konuşmuş.değil mi?

* * *

Peki şimdi ne olacak?

Fazla olasılık yok. Sadece iki olasılık var:

Ya başbuğ Bahçeli dünkü konuşmasında söylediklerini yalayıp yutacak, halk deyişi ile söylersek, tükürdüğünü yalayacak…

Ya da daa 2018'de "Andımız"ı kaldırma kararlılığının daha da artırdığını söyleyen AKP Reisi tükürdüğünü yalayacak.

Hangisi?

Bilmiyorum. Şimdilik tahmin de edemiyorum.

Bildiğim, önümüzdeki günlerde bu çok önemli(!) ülke sorununda iktidar kanadında şenlikli günler yaşayacağız gibi geliyor bana.

* * *

Bu konu benim de uzun süredir yazmak istediğim ama nedense duraksadığım bir konu. Tartışma yeniden alevlendiğine, gündeme oturduğuna göre artık duraksamayıp yazmalıyım.

Yugoslavya'dan yeni göç etmiş bir Boşnak ailenin Türkçeyi yazmak, okumak bir yana doğru dürüst bile konuşamayan, ilkokulda sınıf ve sıra arkadaşım Tuncay, her günkü gibi "Andımız"ı hep birlikte okuyup yerimize oturduğumuzda bana eğilip sordu:

- Aydın be, biz Boşnağız. Niye ben de Türküm diyorum?

Çocuk kafam ve bilgimle cevap veremedim.

Yıllar yıllar sonra benim yakışıklı "kirvem" Necmettin Büyükkaya da kulağıma eğilip…

Yok. Böyle olmayacak. Yer kalmadı. En iyisi yarına kalsın…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim