4054 sayılı Rekabet Kanununun 1. maddesinde aynen şöyle yazıyor: “Bu kanunun amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.”

Peki bu kanunu kim uyguluyor?

Rekabet Kurumu

Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 13.08.2021 tarihli duyurusuna aynen şöyle;

“Perakende sabit genişbant hizmetleri pazarındaki rakiplerinin hizmet sunmasını ve abone kazanımını makul olmayan ve haksız gerekçelerle engellemek suretiyle 4054 sayılı Kanunun 6. maddesini ihlal ettiği iddiası üzerine Türk Telekomünikasyon A.Ş. hakkında yürütülen soruşturmanın sözlü savunması 21 Eylül 2021 tarihinde saat 10.30 da web üzerinden (online) olarak uzaktan yüz yüze Rekabet Kurumu merkez binasında yapılacak.”

Demek ki, Rekabet Kurulu Türk Telekom(TT) hakkında yürüttüğü soruşturmanın son safhası olan “sözlü savunma” aşamasına gelmiş, 21 Eylül’de “sözlü savunma”yı da alıp en geç 15 gün içinde TT’nin rekabeti ihlal edip etmediğine ilişkin karar verip açıklayacak.

İşte bu noktada garip bir iddia ortaya atıldı. Bildiğiniz gibi, Rekabet Kurumu 2.Başkanı koltuğunda oturan Arslan Narin, 14 Eylül 2021 tarihi itibarı ile Rekabet Kurumu’ndan istifa ederek (Bu haber ilk kez T24’de, bu köşede yayımlanmıştı.) aynı gün KARDEMİR’de kendisi için ihdas edildiği KAP’a bildirilen Hukuktan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine 15 Eylül 2021 günü başlamıştı.

Bunun Türk Telekom soruşturması ile ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim.

İlgisi var, anlatayım.

İddia o ki, Arslan Narin Rekabet Kurumu 2. Başkanı koltuğunda görev yaptığı süreçte Türk Telekom’un üst yetkilileri ile görüşerek, soruşturması son safhaya gelen TT’nin yetkililerine “Oğlum Hakan Narin’i Hukuk Müşaviri olarak işe alırsanız, şirketinizin ceza almamasını sağlarım.” diyor ve yine iddia o ki, TT yetkilileri de “Oğlunuz hemen yarın gelsin Hukuk Müşaviri olarak TT de göreve başlasın ve on gün sonra Rekabet Kurumu’ndaki “sözlü savunma” mızı yürüten hukuk ekibi içinde yer alsın.” diye yanıt veriyor Arslan Narin’e.

Bu iddia doğru mudur, değil midir bilemem. Kimsenin günahını da almak istemem. Sadece bana ulaşan bilgileri siz değerli okurlarımla paylaşıyorum. İddia doğru ise her iki kurum için de felaket. Değilse de, hem Rekabet Kurumu, hem Türk Telekom ve hem de Arslan Narin için bu iddianın doğru olmadığını ortaya çıkarmak için bir fırsat. Yoksa ömür boyu bu ithamla yaşayacaklar.

Dönelim TT’nin Rekabet Kurumu’nda 21 Eylül tarihinde online yapılacağı duyurulan “sözlü savunma” ya.

Rekabet Kurumunda 21 Eylül 2021 günü saat 10.30 da Türk Telekom’un online olarak sözlü savunması yapıldı.

Sözlü savunma toplantısına kadar 1 yılı aşkın bir süredir soruşturmayı yürütüp her türlü bilgi ve belgeleri toplayıp, inceleyen ve araştıran Soruşturma Heyetinin Kurula sunduğu iddia edilen raporda, Türk Telekom’un 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 6. maddesini ihlal ettiği ve ceza verilmesi gerektiği belirtiliyor.

Sözlü savunma toplantısından üç gün önce, bana ulaşan bilgi, sözlü toplantısı şeklen yapılıyor. Soruşturma heyetinin ihlal vardır, ceza verilsin raporuna rağmen KURUL CEZA VERİLMESİNE GEREK YOKTUR kararı verecek şeklinde idi.
İnanmadım. Kurucu Başkanlığını yaptığım kurum’da böyle bir şey olmaz diye düşündüm ve dört gözle Kurul kararını bekledim.

Rekabet Kurulu son olarak 21 Eylül 2021 günü Türk Telekom’un sözlü savunmasını da aldıktan sonra 1 Ekim 2021 günü, yani önceki gün Cuma günü bu konuda aşağıdaki kararını açıkladı.

“KARAR: 30 EYLÜL 2021 tarihinde Rekabet Kurulu’nca dosyanın müzakeresi sonucunda; Hakkında soruşturma yürütülen Türk Telekom’un toptan sabit genişbant internet erişim hizmetleri pazarında hâkim durumda olduğuna Türk Telekom’un 4054 sayılı kanunun 16.maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmasına yer olmadığına karar verildi.”

Rekabet Kurulu’nun kararını eleştirmiyorum. Başkan dâhil (2.Başkan istifa ettiği için boş) 6 üyenin soruşturma heyetinin “rekabet ihlali vardır” önerilerinin aksine verdiği bu karara saygı duyuyorum. Zira bu kanaate varmış olabilirler.

Ancak Rekabet Kurumu Başkanı, Türk Telekom Genel Müdürü ve Rekabet Kurumu 2. Başkanı olan şimdiki Kardemir Genel Müdür Yardımcısı Arslan Narin’in şu soruları cevaplandırması gerekir.

1. Rekabet Kurumu 2. Başkanı Arslan Narin’in oğlu Hakan Narin, Rekabet Kurumu’ndaki sözlü savunmadan önce TT’de Hukuk Müşaviri olarak çalışmaya başlamış mıdır? (İddia, bunun belgelenebileceği yönünde)
2. Hakan Narin, TT’de Hukuk Müşaviri olarak göreve başlamış ise, daha on gün öncesine kadar babasının 2. Başkan koltuğunda oturduğu Rekabet Kurumunda online yapılan “sözlü savunma” ya katılmış mıdır? (İddia, bunun görüntülerinin var olduğu yönünde)
3. Daha bir hafta önce perakende sektörü hakkında yürütülen soruşturmanın “sözlü savunma” toplantısının 27 Ekim 2021 günü Rekabet Kurumunda yapılacağı açıklanmasına rağmen, TT’nin soruşturması 21 Eylül 2021 günü neden online yapılmıştır? Buradaki amaç sözlü savunma toplantısına TT’yi temsilen katıldığı iddia edilen Başkan Arslan Narin’in oğlu Hakan Narin’in görünmesini perdelemek midir?
4. Çin’li AliBaba nın yavrusu Trendyol hakkında geçici tedbir ile birlikte daha geçen hafta açtığınız soruşturmanın herhangi bir safhasında, Kurul Üyelerinden birinin kızı, oğlu veya bir yakını Trendyol’da yüksek maaşla işe alınırsa, soruşturma Trendyol’un lehine mi biter. Sizleri bu göreve atayan makamlar, yasayı tarafsız ve adil uygulayın diye gönderdi, siz ise yürüttüğünüz soruşturmaları çocuklarınızın işe girişleri için pazarlık konusu yapmanız ne kadar etik?

Rekabet Kurumu Başkan ve üyelerine şunu da soruyorum: “Ülke ekonomisinin kaderine etki edebilecek Rekabet Kurumu’na sizi uygun görüp bu makama getiren Devlet Büyüklerine karşı bir mahcubiyet hissediyor musunuz?”

Bu yazdıklarım şu aşamada tamamen iddiadır. Hiç kimseyi suçlamıyorum. Bu yazıda adı geçen kurum ve kişilere bu iddiaların asılsız olduğunu ispatlamak için işte size fırsat.

Bu iddialar doğru değilse ben adı geçen herkesten bu köşede özür yazısı yayınlayacağım. Ancak iddialar doğru ise, adı geçen hiç kimsenin o makamlarda kalmaması gerekir. En azından sizi oraya uygun gören devlet büyüklerine ve 84 milyona karşı sorumluluğunuzun gereği ülke ekonomisi için o önemli/değerli makamları bırakmanız gerekmektedir.

Dürüstlüklerinden hiçbir zaman kuşku duymadığım Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un da konunun takipçisi olacağına inanıyorum.

Prof.Dr. Aydın Ayaydın

Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı