Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2023’e kalmayacağı ve erkene alınacağı söylemine rağmen, Cumhur İttifakı’nın seçimin 2023’de olacağı şeklindeki karşı açıklamalarından anlıyoruz ki, erken seçim yok. Zira TBMM’de erken seçim kararını alacak çoğunluğa Cumhur ittifakı sahip. Cumhur ittifakı da erken seçim niyetinde olmadığı için seçim 2023’de yapılacaktır anlamı çıkıyor bu tablodan.
Seçim ister erken ister zamanında yapılsın adaylığı kesin olan AK Parti, MHP ve BBP bloğunun oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Cumhur İttifakı dışındaki siyasi partilerin tamamının Millet İttifakı’na mı dâhil olacağı, yoksa üçüncü bir ittifak mı olacağı henüz belli değil. Ancak CHP, İyi Parti ve Saadet Partisinin muhtemel Millet İttifakı bloğu olacağı konuşulsa da, Saadet Partisinin durumu belirsizliğini koruyor. Zira Yüksek İstişare Kurulu Başkanı olan Oğuzhan Asiltürk’ün gönlünde Cumhur İttifakı’nın yattığı, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun gönlünde ise Millet İttifakı’nın yattığı bilinen bir gerçek. Bu konudaki belirsizlik bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor.
Babacan ne yapar?
Ali Babacan’ın liderliğindeki Deva Partisi ve Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi’nin ne yapacağı ise net değil. Bu iki parti için de iki senaryo konuşuluyor. Birinci senaryo; Millet İttifakına dâhil olacakları, ikincisi ise; üçüncü ittifak bloğu oluşturacakları yönünde.
Babacan ve Davutoğlu’ndan bahsedince, siyasi kulislerde Deva ve Gelecek Partilerinin de ne yapacakları ve kamuoyunun bu partilere bakışlarından söz etmek gerekir.
Deva Partisi Lideri Ali Babacan’ın sahada gözükse de, çok fazla bir etki yaratamadığı, ancak içeride ve dışarıda finans piyasalarında güvenilir bir isim olarak algılandığı için, sandığa gidildiğinde an itibarı ile rengini belli etmeyen bir kesimin oyunu alabileceği ihtimalinin varlığından ve Gelecek Partisi’nden daha fazla oy alabileceğinden söz ediliyor.
Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde Cumhurbaşkanı kim olursa olsun Ali Babacan’ın ekonomi yönetiminde olacağını seslendirenlerin de varlığından bahsetmek gerekir.
Ahmet Davutoğlu’nun artı ve eksileri
Ahmet Davutoğlu sahada, Babacan’dan daha başarılı. Halkla teması daha fazla. Gündeme ilişkin aktif rol oynaması başarı hanesine yazılsa da, eksileri oldukça fazla. Başbakanlık Baş Danışmanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde komşularımızla özellikle Suriye, İran ve Irak ile politikalarda alınan yanlış kararların mimarı olarak hafızalarda yerini koruyor. Bunun ötesinde Başbakanlığı döneminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm kararlarına imza attı, muhalefet ettiği tek bir muhalefetine rastlanılmadı. Başbakanlığı bırakacaksın talimatına, “Hayır, bu oyları ben aldım” diye itiraz etmedi. “Madem o oyları Ak Parti Genel Başkanı olarak sen aldıysan, kongrede Genel Başkanlığa neden aday olmadın?” diye sorarlar. İktidardayken her şeye evet, ayrılınca da muhalif olmak pek hoş durmuyor. Bu nedenle sahada varlığı ve etkinliği daha fazla olsa da, olası bir seçimde Babacan’ın Deva Partisi’nin gerisinde kalacağını düşünüyorum. Zaten Gül-Babacan ikilisi bu eksileri nedeniyle partilerinin kuruluşunda Davutoğlu’nu davet etmedi.
Millet İttifakı’nın adaylığına hangi isim daha yakın?
Millet İttifakı’nın an itibarıyla 4 adayı var. Peki hangi isim bir adım önde. Bunları tek tek inceleyelim.
Kamuoyu yoklamalarındaki sıralama Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener gibi görünse de bu sıralamaya kuşku ile baktığımı söylemek isterim.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Büyükşehir Belediye Başkanları oldukları için hem tanınırlıkları, hem de sahip oldukları imkânların etkisi az değil. Ama öyle veya böyle anketlerde bu isimler ön sıralarda çıkıyor.
Millet İttifakı’nın en büyük ortağı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Lideri Meral Akşener’in de güçlü aday oldukları bilinen bir gerçek.
Şimdi CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Lideri Meral Akşener’in adaylıkları için kulislerde dolaşan artı ve eksileri inceleyelim.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı CHP tabanında karşılık buldu
CHP lider Kemal Kılıçdaroğlu, ana muhalefet partisinin genel başkan olmasına rağmen iki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olmadı. İlkinde MHP ile ortak bir Ekmelettin İhsanoğlu başarısızlığına imza attı. İkinci seçimde de yine aday olmayan Kılıçdaroğlu, kamuoyu eğilimleri ve tabanın isteklerini dikkate alarak, kendisine kongrede Genel Başkanlığa rakip olmuş Muharrem İnce’yi aday gösterdi. Kılıçdaroğlu, geçmiş her iki seçimde de kendi adaylığı için zamanlamanın uygun olmadığını, olası aday olması halinde Erdoğan’a karşı seçim kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu gördüğü için aday olmadı.
Kılıçdaroğlu, bu seçimde adaylığa neden yeşil ışık yakıyor? Adaylıkta artıları ne, eksilere ne?
CHP grubu ve CHP tabanı bu seçimde Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiği konusunda hemfikir. Gerekçeleri de şu: Eğer ittifaktan bir lider olacaksa en büyük parti CHP. Dolayısıyla adaylık Kılıçdaroğlu’nun hakkı. Üstelik, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarından birinin aday olması halinde, uzun aradan sonra sahip olduğu büyükşehir belediye başkanlığını yeniden AK Parti ye bırakmak zorunda kalacak tezi de gündeme getiriliyor.
Kılıçdaroğlu adaylığa nasıl bakıyor?
Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimlerde bundan önceki her iki seçimin aksine, Cumhurbaşkanlığı adaylığına hem sıcak bakıyor, hem de istiyor. Ancak bu adaylık sürecini ittifak ortakları ile uzlaşı içinde götürerek liderler zirvesinden adaylığını geçirmek istiyor.
Peki bu mümkün mü? Olası. Ancak zor tarafı da var.
Kemal beyin adaylık sürecinde kafasında geçenleri tahmin edebiliyorum. İlk defa Cumhurbaşkanı olabileceğine kendisini bu kadar yakın görüyor. Muhtemelen kafasından şunları geçiriyor. “Ben aday olursam seçimin kaderini belirleyecek Kürt seçmenin oylarını alırım. İyi Parti’nin TBMM’ye taşınmasını ben sağladım, İyi Parti tabanı bu nedenle bana oy verir. Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu adaylığıma sıcak bakar, oylarını alırım. DEVA ve Gelecek Partisi, ayrıldığı AK Parti ye asla oy vermez, Erdoğan’la yarıştığım için bana oy verir. Ekonomi kötü gidiyor. Ekonomiden rahatsız olan büyük kesim var, onlar da bana oy verir. Ak Parti ye oy verip de memnun olmayanların da oyunu alırım” düşüncesinde Kılıçdaroğlu.
Adı geçen diğer isimlere neden mesafeli. Kafasından geçenleri tahmin edebiliyorum.
Kılıçdaroğlu İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığına sıcak bakmadığını, “Büyükşehir Belediye Başkanları ikinci kez aday olmalı” sözleri ile mesaj vermişti. Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanlarını aday yapmayarak bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Birincisi Büyükşehir Belediyesini yeniden AK Parti ye teslim etmek istemiyor. İkincisi ve en önemlisi İmamoğlu ve Yavaş’tan birini aday gösterip Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, genel başkanlığını tehlikeye girmesini istemiyor. Şöyle ki; Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminde tek yetkili Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı seçilen İmamoğlu veya Yavaş, ele geçireceği güçle ilk kongrede Kılıçdaroğlu’nu ekarte edip, Muharrem İnce’nin seçilmediği halde gündeme getirdiği “SİZ ONURSAL GENEL BAŞKAN OLUN, BEN GENEL BAŞKAN OLACAĞIM” söylemi ile Genel Başkanlık koltuğuna da göz dikeceğini tahmin etmemek saflık olur.
Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in adaylığını da istemez. Çünkü her ne kadar Akşener’in partisini TBMM’ye taşımış olsa bile, biliyor ki Meral Akşener’in Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olması halinde, seçilse bile birinci partinin yine AK Parti olacağını ancak İyi Partinin ikinci parti haline gelebileceğini düşünüyor. Zira muhtemeldir ki, Cumhurbaşkanı seçilme ihtimalini düşünen seçmenler, Cumhurbaşkanı adayı olan Akşener’in partisi İyi Parti ye yüklenecekler ve İyi Parti’nin AK Parti den sonraki en büyük parti olabilecektir. Böyle bir durumda CHP üçüncü parti konumuna düşer. Böyle bir sonuçta ise CHP’nin ilk kongresinde Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kalır.
Tarih tekerrürden ibaret
Olmaz demeyin, 1999 seçimlerinde oldu. 1999 seçimlerine giderken Mesut Yılmaz Liderliğindeki Anap’lı Mesut Yılmaz, MHP ile birlikte Seçim dönemine girerken Başbakanlığa en küçük parti, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e bıraktı. 99 seçimlerine Başbakan olarak giren Bülen Ecevit Hükûmeti, terörist başı Abdullah Öcalan’ın yakalanması sonucu seçimlerde birinci parti oldu. Seçimlerden sonra kurulan Ecevit Hükûmetinde Mhp ikinci büyük ortak ve Mesut Yılmaz Başkanlığındaki ANAP koalisyon hükûmetinin en küçük ortağı olabildi.
Meral Akşener aday olabilir mi?
Meral Akşener liderliğindeki İyi Parti, girdiği ilk seçimde yüzde 10 oy alarak büyük başarı sağlayarak, TBMM de yer aldı. Bir partiden ayrılıp başka parti kurmak ve ilk seçimde yüzde 10 oy alıp Meclise girmeyi sağlamak bana göre önemli başarıdır.
İyi Parti lideri Akşener, başarısını devam ettiriyor. Kamuoyu yoklamalarına göre an itibarıyla oy oranını yüzde 15 dolayına çıkarma başarısını gösterdi.
Meral Akşener halkın nabzını iyi tuttu. Kadın olmanın avantajını iyi kullandı. Kadınlardan büyük destek görüyor. İyi çalışıyor. İl il, ilçe ilçe esnaf gezilerini sürdürüyor. Halka dokunuyor. Bu hareketleri de onun ismini kuvvetli şekilde Cumhurbaşkanı adayları arasına taşıdı.
Meral Akşener aday olmayı düşünüyor mu?
Evet düşünüyor. Hem de güçlü bir şekilde. Bana kalırsa Akşener Cumhurbaşkanı adayı olması halinde kazanacağını düşünüyor. Bunun için de şu hesabı yapıyor.
Akşener Millet İttifakı’nın adayı olması halinde, iyi parti tabanının yanında gerek MHP ve gerekse AK Parti tabanından milliyetçi kesimden ve kadın seçmenden oy alacağını hesaplıyor. İttifak ortakları CHP ve Saadet Partisi’nin yanında ittifakta yer alsa da almasa da DEVA ve Gelecek Partisi’nin oylarının da kendisine geleceğini düşünüyor.
Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici olacak Kürt seçmenin oylarının da, kendisine karşı olsalar bile, Recep Tayyip Erdoğan ile ikisi arasında seçim yapılması durumunda kendisin tercih edileceği görüşünde. Böyle bir durumda özellikle kadın seçmenin de desteğini arkasına aldığı için kendisinin seçileceğini düşünüyor.
Millet İttifakı’nda düğüm liderler zirvesinde çözülür
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, Meral Akşener’in de en büyük korkuları, rakipleri olan lider isimlerinin liderler masasına gelmesi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun isminin masaya gelmesi halinde Meral Akşener’in 'hayır' deme şansı yok. Aynı şekilde Merak Akşener’in isminin masaya gelmesi halinde Kılıçdaroğlu’nun 'hayır' deme şansı yok. Her iki lider bu denklemi nasıl çözecek, çok merak ediyorum. Akşener, Kemal beyin isminin masaya gelmeden kendi isminin adaylık için gündeme gelmesini istiyor. Bu olmaması durumunda adaylık için gönlünde yatan ismin İmamoğlu olduğu konuşuluyor. Ancak masa başındaki oyunu çevirme kabiliyetinin hayli yüksek olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hangi hamleleri yapacağını da bekleyip görmek lazım. Bakalım, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığına ilişkin bu 4 bilinmeyenli denklem nasıl çözülecek zaman içinde.
Cumhur İttifakı’nı göz ardı etmeyin
Neredeyse 20 yıldır, muhalefetin bu sefer AK Parti gidiyor dediği tüm seçimlerde başarılı olduğu biliniyor. Ancak son belediye seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok Büyükşehir Belediyesini kaybetti. Bu sefer işi daha zor da olsa, buna rağmen her seçimde kazanmayı başaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da iyi bir oyun kurucu olduğunu ve 20 yıldaki seçim başarılarını göz ardı etmemek gerekir. Üstelik Cumhur İttifakı’nın seçime yakın, yeni taktikler de geliştirebileceğini düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz.